TJA: Emperyalistler Öcalan'ın paradigmasından çekindi
TJA, "9 Ekim saldırısı ve uygulanan mutlak tecridi tüm öfkemizle lanetliyoruz" derken, komploculara karşı mücadeleyi büyütmeye çağırdı.
TJA, "9 Ekim saldırısı ve uygulanan mutlak tecridi tüm öfkemizle lanetliyoruz" derken, komploculara karşı mücadeleyi büyütmeye çağırdı.
Tevgera Jinên Azad (TJA) Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ıa dönük uluslararası 9 Ekim Komplosu'nun yıl dönümü vesilesiyle bugün yazılı açıklama yaptı.
Kürt halkının hala ulus olarak tanınmamasının insanlık tarihinin büyük bir utanç aynası olduğunun vurgulandığı açıklamada, komplonun, Öcalan’ın direnişinin öncülüğünde kadınların, gençlerin ve tüm halkın mücadelesi ile boşa çıkarıldığı belirtildi. Açıklamada, “9 Ekim saldırısı ve uygulanan mutlak tecridi tüm öfkemiz ile lanetliyoruz” denildi.
Emperyalist devletlerin kendi aralarında yaptığı çıkar anlaşmalarının gerçeklikte bir soykırımı ifade ettiğinın kaydedildiği açıklamada, “Ulus-devletlerin bu anlaşmalara dayanarak yürüttükleri bu soykırımcı siyaset, yaklaşık yüz yıldır Kürt halkının karşı karşıya kaldığı inkâr ve imha siyaseti olmuştur” diye belirtildi.
'EMPERYALİSTLER ÖCALAN'IN PARADİGMASINI ENGEL OLARAK GÖRDÜLER'
TJA, Öcalan’ın geliştirdiği paradigmanın emperyalist güçler tarafından kendilerine engel olarak görüldüğünü belirtirken, şunları da kaydetti:
“Hegemon güçler, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği özgürlük felsefesini ve ortak yaşam idealini kendi kapitalist ve emperyal çıkarları önünde büyük bir engel olarak görmüştür. Geliştirilen 9 Ekim komplosu ile ezilen, sömürülen toplumları ve kadınları özgürlük ruhuyla buluşturan Kürt halkının politik iradesi ortadan kaldırılmak istenmiştir. Komployla sonuçlandırılmak istenen, kadınların ve Kürt halkının özgürlük mücadelesini öncüsüz bırakarak Ortadoğu’yu kendi sömürgeci çıkarları temelinde yeniden şekillendirmek olmuştur.
CPT'YE TEPKİ
Kürt halkı erkek egemen iktidara karşı kendi kadın özgürlük paradigmasıyla alternatifini yaratmıştır. Hegemonik güçler bu süreci inkar ve tasfiye ile engellemek için her türlü baskı, zor, katliam, soykırım ve işgal uygulamalarıyla saldırıya geçmiştir. İmralı’da mutlak tecridin devreye sokulmasıyla başlatılan bu saldırı, uluslararası komplonun 20. yılında da güncellenerek hayata geçilmek istenmektedir. Bu durum devletler nezdinde kararlara imza atan AİHM’in son kararıyla bir kez daha açığa çıkmıştır. CPT’nin raporlarıyla İmralı’daki tarihin en ağır tecrit koşullarının meşrulaştırılması ve uluslararası kamuoyunun İmralı’daki insanlık dışı koşullara olan sessizliği bunun bir diğer örneği olmuştur.
'KOMPLOCULARA KARŞI MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM'
9 Ekim saldırısı ve uygulanan mutlak tecridi tüm öfkemiz ile lanetliyoruz. Sömürgeci ve işgalci hiçbir gücün kadınların ve halkların direnişini engelleyemeyeceğini belirterek, tüm kadınları ve halkımızı komplocu, imhacı siyasete karşı mücadelesini yükseltmeye davet ediyoruz.”