TJK-E: 25 Şubat eylemlerine katılalım, depremde ölenlerin sesi olalım
TJK-E, depremdeki yıkımın sorumlusunun AKP-MHP iktidarı olduğunu belirtti, Avrupa ülkelerinde 25 Şubat'ta düzenlenecek miting ve yürüyüşlere çağırdı.
TJK-E, depremdeki yıkımın sorumlusunun AKP-MHP iktidarı olduğunu belirtti, Avrupa ülkelerinde 25 Şubat'ta düzenlenecek miting ve yürüyüşlere çağırdı.
TJK-E tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Birçok insanımızın ya hiç gelmeyen yada geç gelen arama kurtarma çalışmaları nedeniyle enkazlarda yardım bekleyen çığlıklarına şahit olduk. Hâlâ artçıları devam etmekte olan depremin ekonomik, sosyal ve toplumsal boyutlarına bakıldığında yarattığı büyük felaketi siyaset üstü olarak ele alamayız. Bu felaketin ortaya çıkmasından ve büyümesinden birebir iktidar sorumludur. Başından beri yönetemediği krizi daha da büyüterek, yardımcı olmaya çalışan siyasi Parti, STK, kurum ve kuruluşları da bertaraf etmeye çalışmaktadır. Süreci zamana yayarak daha çok insanı göz göre göre enkazlarda ölüme terk etmiştir. Birçok köy ve yerleşim yerine yardım götüremediği gibi götürmek isteyen grupları da alıkoyarak kendi belediye ve parti isimleriyle değiştirip yağmalamışlardır" denildi.
'MÜDAHALEYİ GECİKTİRDİLER'
"Devlet, bölgeyi afet bölgesi ilan etmesi gerekirken OHAL ilan ederek savaş kararlarını devreye sokmuştur" vurgusunda bulunulan açıklamada, "Halkımıza yıllardır uyguladığı soykırım konseptinin ilanını böylesi bir süreçte gerçeklerin üstünü kapatarak işin içinden çıkacağını sanmaktadır. Felaketin bölgesinde Kürt, Arap halkları ve Alevi inancının yoğunluğunun yanı sıra farklı inançlardan insanların yaşıyor oluşu, müdahalenin geciktirilmesinin nedenidir. Soykırım politikaları ile düşmanlık, ırkçılık ve ayrımcılığı devreye sokarak yardım etme yerine depremi fırsat bilerek bölgenin demografik yapısını değiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle enkaz altında kalanlara, üç gün boyunca müdahale edilmemiş, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen arama kurtarma ekipleri saatlerce havalimanlarında bekletilerek müdahaleleri geciktirilmiştir" diye belirtildi.
Açıklamada şunlar da kaydedildi:
"Bu felaketin sorumluları, yıllardır nereye gittiği belli olmayan deprem vergileri alan, İmar Affı çıkartan ve tüm eksiklikleri parayla temize çıkartan Erdoğan ve yandaşlarıdır. Önlem alma yerine, propaganda yaparak, bir yıl içinde yaptıracağı binaların sayılarını belirterek yeni rant kapılarının hesaplarını yapmaktadır.
Rojava’da yıkılan kentlere yardım gitmemesi için elinden geleni yaparak, sınırları kapatarak, oradaki can kaybının da sorumlusudur. Deprem olmasına rağmen Rojava'yı bombalayarak, daha da büyük bir yıkımı, topyekûn bir katliamı hedeflemektedir. Bu konuda başta ABD, Rusya ve AB olmakla birlikte desteğini durdurmamışlardır. Kürt özgürlük hareketi, bu yaşanan durumdan dolayı askeri eylemleri durdurma kararı alıp halkımıza yardımların sağlanması için, Kürt halkını ve dostlarını seferberliğe çağırarak ortam yaratmıştır.
'ÖRGÜTLÜLÜĞÜN NE KADAR ELZEM OLDUĞU BİR DAHA GÖRÜLDÜ'
Aslen bu depremde ortaya çıkan halkların dayanışması ile birlikte örgütlülüğünün ne kadar elzem olduğudur. Avrupa'da yaşayan Kürt halkı ve dostları seferberlik ilan ederek her bölgede kriz masaları kurmuş, yardım ve hizmetler için gerekli koordineyi sağlamaya çalışmıştır. Bu anlamda bizlerin deprem ve mevcut iktidarın yarattığı bu tablodan ancak yardım ve hizmetle, halkın yaralarını sarmak ve sonrası için uygun yaşam koşullarını yeniden korumaya almak asıl görevlerimizdir. Bu acı deneyim bize bir kez daha mevcut sistemin kan, gözyaşı, yağma, ölüm, soykırım ve savaş politikalarında ısrarını göstermektedir. Kendi varlık gerekçesini halkların, kadınların, çocukların kanları üzerinden var etmeye çalışan Erdoğan ve hükümetinin kirli ittifakını bulunduğumuz her yerde deşifre etmek ve bundan beslenemeyeceğini onun ve yandaşlarının yüzüne haykırmamız gerekmektedir.
EYLEMLERE ÇAĞRI
Bu anlamda 25 Şubat'ta Avrupa ülkelerinde Kürt halkı, Kürt kadınlar ve dostlarının öncülüğünde yapılacak miting ve yürüyüşlere davet ediyoruz. Depremde enkaz altında yaşam mücadelesi verenlerin ve devletin sorumsuzluğundan dolayı yaşamını kaybedenlerin sesi olmamız gerektiği bilinciyle eylemlerde yerimizi almalıyız."