Tunus ve Faslı kadınların gözü Rojava’da
Tunus ve Faslı kadın aktivistler, Suriye’nin geleceğinin Özerk Yönetim’de olduğunu, kadını inkâr eden her sistemin başarısızlığa mahkûm olduğunu söyledi.
Tunus ve Faslı kadın aktivistler, Suriye’nin geleceğinin Özerk Yönetim’de olduğunu, kadını inkâr eden her sistemin başarısızlığa mahkûm olduğunu söyledi.
Tunuslu insan hakları aktivisti Umeyma El Cebenuni ve Fas Sehrewi Kadınlar Birliği üyesi Mina Aba Ali, Suriyeli kadınların durumu ve Özerk Yönetim bölgelerindeki kadınların kazanımlarına ilişkin ajansımıza konuştu.
Ülkelerinde yönetim değişikliğiyle sonuçlanan ayaklanmanın dünü ve bugününü değerlendiren Tunuslu insan hakları aktivisti Umeyma El Cebenuni, “Arap ülkelerindeki kültürel ve toplumsal devrimler ile siyasi değişimlerdeki hedeflerimiz, bu devrimlerin insan hakları esasları üzerine evrilmesi yönünde olmuştur. Bazı kesimler, halkların bu taleplerle başlattığı devrim ayaklanmalarını başka yöne çekmeye çalışmış ve çizgisinden çıkarmıştır” dedi. Toplumsal gerçekliklere bakıldığında kadının eşitliğine ve özgürlüğüne inanç olmadığının görüldüğünü kaydeden Umeyma El Cebenuni, şöyle devam etti: “Bu sorun sadece Suriye ile sınırlı değil, tüm dünya toplumlarının sorunudur, diyebiliriz fakat şöyle bir gerçek var; kadınlar ulusal kurtuluş devrimleri olsun, demokratik değişim devrimleri olsun, birçok devrimde büyük ve etkili rol oynamış, kamu ve devlet kurumlarının oluşturulmasında büyük emek sahibi olmuştur.”
KADINLAR SURİYE MECLİSİNDE YER ALMALIDIR
Umeyma El Cebenuni, 2011’den bugüne devrim ve ayaklanma yapan toplumların bireyleri arasında dayanışma olgusunun bulunduğunu hatırlatarak, bu konuda Tunus’taki halk ayaklanmalarını örnek gösterdi. Umeyma El Cebenuni, “Tunus’ta güçlü insan hakları ve toplum hareketleri vardı ve anayasayı sivil hale getirebilmişti. Özellikle Tunus anayasasının kadın ve erkek arasında eşitliğini sağlayan 46. maddesinin yazımında bu hareketlerin gücünü görebiliriz” dedi. Söz konusu anayasa maddesinin 2024’e kadar yürürlükte olduğunu, ancak daha sonrasında korunamadığını belirten Umeyma El Cebenuni, “Buradan şu dersi çıkardık, kadın hakları da dahil tüm haklar anayasaya yazılsa bile korunması ve uygulanması ona ihtiyaç duyanların, onu isteyenlerin kararlılığı kadar korunabilir ve uygulanabilir. Bu çerçevede gelecek seçimlerde yeni seçilecek Suriye meclisinde yer alması, kadın özgürlüğü için temel olacak ve kadın özgürlüğünün gerçekleşmesinde büyük role sahip olacak” şeklinde konuştu.
SURİYE ANAYASASI’NDA GÜÇ OLMALILAR
Umeyma El Cebenuni, Suriyeli kadınların edindikleri tecrübeyle güç olduğunu kaydederek, şunları söyledi: “Kadınlar ekonomik, sosyal, siyasi, hukuki tüm alanlardaki deneyimleriyle Suriye’nin yeni anayasasında güç olmalıdır. Kadın hakları yasalara kodlanmalı, böylece devlet bu hakları tanımak zorunda bırakılmalıdır. Suriye’de başarının kilidi, toplumun ulusal, siyasi ve kültürel tüm bileşenlerini kabul etmekten geçer. Ülkede devrim ayaklarına neden olan tek düşünce, tek kişi yönetim anlayışı, inkârcı politikalar yeni yönetimde de uygulanırsa bu yönetim bertaraf olmaya mahkumdur.”
ÖZERK YÖNETİM BAŞARISINI İSPATLADI
Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi deneyimine ilişkin ise Umeyma El Cebenuni, şöyle konuştu: “Kuzey ve Doğu Suriye’deki Demokratik Özerk Yönetim deneyimi tüm toplum bileşenlerini, mezhepleri, inançları, etnisiteleri içinde barındıran bir yapıya sahip. Öncü bir deneyim olarak görülen bu model, tüm çalışmalarda herkes için başarısını ispatlamıştır. Suriye topraklarını korumuş, bir ulus anlayışı temelinde tüm bileşenleri kendi etrafında toplamıştır. Her bileşen bu deneyimin başarısında destek olmuştur. Böylece kendi kendini yönetme deneyimini yaşayan Suriye halkları için Suriye’nin geleceğinde çözüm modeli olarak görülmektedir. Kadın haklarının ihlaline karşı mücadele, Suriye’nin birliğini savunan ulusal bir proje ile başarıya ulaşabilir. Ulusal kurtuluş sorunları, insan haklarından ayrı ele alınamaz. Herkes, bağımsızlık ve özgürlük yolunda kadınlarının rolünün ne kadar önemli olduğunu biliyor.”
HAKLAR GÜVENCE ALTINA ALINMALI
Fas Sehrawî Kadınlar Birliği üyesi ve aynı zamanda İşgal ve Soykırıma Karşı Kadınlar İçin Barış ve Güven İnisiyatifi Koordinatörü Mina Aba Ali ise BAAS rejiminin devrilmesinin ardından Suriye toplumunda özgürlük, çoğulculuk, istikrar ve güven umutlarının arttığını savunarak, “Her hükümet, kadınların ve azınlıkların haklarını ve özgürlüklerini güvenceye alacak, bunu tüm Suriyeliler gerçekleştirecek politikalara sahip olmalıdır” dedi. Mina Aba Ali, Suriyeli kadınların ülkede yaşanan gelişmelere göre kendini örgütlemesi, toplumun yarısı olduğunu bilerek varlığını zor temelinde kabul ettirmesi gerektiğinin altını çizdi.