SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği, 14 Mayıs seçimlerine dair basın toplantısı düzenledi. İstanbul Beyoğlu’ndaki bir restorantta gerçekleştirilen toplantıya, Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER), Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), Ben Seçerim Derneği üyeleri ile siyasi parti temsilcileri katıldı.
'KADIN POLİTİKALARI NE OLACAK?'
Toplantıda ilk olarak konuşan SES Derneği Başkanı Gülseren Onanç, 14 Mayıs’ta yeni bir başlangıç yapacaklarını belirterek, “Yine baharlar gelecek memlekete. Bu yeniden inşa sürecinde kadınlar nasıl bir rol oynayacak? Demokrasi inşasında kadın politikaları ne olacak? Bu soruları soruyoruz. Zira henüz Millet İttifak’ndan cevap almadık. Bugüne kadar yazılan metinler ve yapılan açıklamalarda aradığımız cevapları bulamıyoruz. Karşımızdaki tehlikenin farkında mısınız? Cumhur İttifakı’na katılan partiler HÜDA PAR ve Yeniden Refah ile birlikte 6284 sayılı kanunu i ittifak protokolüne koydular. Bu durum yeni bir gelişme değil. Bu adım 2010 yılından bu yana devam eden, kadın haklarını İslamcıların taleplerine göre tanzim etme sürecinde gelinen son adımdır. Daha fazlasının da geleceğini öngörmek kehanet değildir. Bugüne kadar kadın hakları karşıtı görüşlerini siyaset sahnesinde açıkça ifade etmekten çekinen bu kesimler artık 6284 sayılı yasaya ve İstanbul Sözleşmesi’ne karşı olduklarını açıkça söylemek cesaretini buldular. Söz konusu iki partinin birkaç milletvekili, muhtemelen seçimleri kazanarak TBMM’de bu görüşleri açıkça dile getirme meşruluğunu kazanacaklar” dedi.
'KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİNİ SAVUNMAK DEMOKRASİYİ SAVUNMAK İLE ÖZDEŞTİR'
Akademisyen-Yazar Serpil Sancar, son 10 yıldır kadın hakları karşıtı gündemin aşama aşama gerçekleştiğine tanıklık ettiklerini söyleyerek, şunları belirtti:
“AK Parti ve Cumhur İttifakı kadınların kazanılmış haklarından önemli geriye adımlar attılar. Bunlardan birkaçını aşağıda sıraladık; İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı. 6284 sayılı yasa gerektiği gibi uygulanmadı. Medeni Kanun hükümleriyle çatışan tavsiyeler, yönlendirmeler, dini yorumlarla kadın hakları alanına müdahale etmeye başladılar. 18 yaşından küçük kızların evlendirilmeleri birçok durumda cezasız kaldı. Kadın haklarında geri gidişler sadece bunlarla sınırlı da değil. Evrensel kadın haklarını uygulamaktan başka yol yok. Kadın-erkek eşitliğini savunmak laikliği, evrensel insan haklarına dayalı medeniyeti, Türkiye'nin geleceğini inşa edecek bir demokrasiyi savunmak ile özdeştir. Kadın haklarını savunmak sadece kadınların değil, erkeklerin de sorumluluğudur.”
YAPILMASI GEREKENLER
Sancar, kadın haklarındaki geri gidişi önlemek için öncelikle yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
"* Kadınlar adına konuşulmasını ‘Sizin sorunlarınızı biz biliriz, biz çözeriz’ yaklaşımını çok eril bir yaklaşım olarak algılıyoruz. Dünyada kadınların siyasete katılımında nasıl fark yarattığının sayısız örneği var.
* Türkiye’de siyasi partiler kadınların siyasette eşit temsilinin önündeki engelleri kaldırmalı ve kadınların siyasette aktif aktörler olması sağlanmalıdır.
* Cinsiyet eşitliğinin temel ilke olarak hayata geçirecek yöntemler (cinsiyet kotası, kampanya destekleri, hazine yardımları gibi) siyasal parti ve seçim yasalarına konulmalıdır.
* Kadınları eşit oranda siyasal karar süreçlerine katılmalarını sağlayacak fermuar sistemi uygulanmalıdır.
* Kadın haklarını korumaya çalışan kadın örgütlerinin siyaset yapma süreçlerine aktif katılımı sağlanmalı, görüş ve önerileri alınmalıdır.
* Sivil toplumun katılımı ile kapsamlı bir toplumsal cinsiyet eşitliği politikası geliştirilmeli ve uygulama planları yapılmalıdır.
* Kadın ve Eşitlik Bakanlığı kurulmalı, bakanlık yönetimine kadın ve insan hakları konusunda uzman ve deneyimli kadınlar gelmelidir.
* Kadın Eşitlik Bakanlığı kurulmalı, bütün karar süreçlerine kadın örgütlerinin aktif katılımı sağlanmalıdır."