Demokratik Alevi Kadınlar Birliği (Yekîtiya Jinên Elewî yên Demokratîk-YJAD), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle mesaj yayınladı.
Direnmenin elzemini vurgulayan YJAD’ın açıklaması şöyle:
“Baharın rengine bürünüyor kadınlar. Yaşam tanrıçaları yaşamlarına dair güçlü sözler ve eylemler örgütlüyor, kendi adlarına, kendi yaşamlarına dair. Tarih devinimler yaşıyor, biz de deneyimlerden demlenmekten büyük hazlar alıyoruz.
2022 Avrupa’sında kendi yaşadığımız ülkelerin ötekisi ve geldiğimiz yurtların da göçebeleriyiz. Direniş tarihleri öyle kolay almadı isimlerini. Birileri can vermeden yazılmadı kahramanlıklar ve özgürlük şarkıları, romanları ve şiirleri. Ama her direniş adına yakışanı almanın da kavgasını büyük verdi ve bilgelerinin yol göstericiliğiyle öğrendi, öğretti.
8 Mart da böylesi acılardan süzülerek tarihi serüvenini yarattı. Dokuma işçisi kadınlar yakılmasaydı çıkacak mıydı böylesi özgürleşme isteği?
Rea Haq inancında da çok sayıda soykırım ve katliamlar yaşanmıştır. Yaşanan her katliam ve soykırım denemesinde binlercesi Dersim’de, yüzlercesi Maraş, Çorum, Koçgiri’de, onlarcası Sivas’ta yakılmış ve bedenlerimizde inancımız tarihimiz ana topraklarımızın yok edilmesi köksüzleştirilip soykırıma uğratma iddiası hedefe konulmuştur.
Bu nedenledir ki biz Rea Haq inancındaki kadınların her gününü 8 Mart ruhuyla yaşayıp örgütlenmesi gerekiyor. Çünkü…
Biz direnmezsek emeğimiz, bedenimiz ve kimliklerimiz daha fazla soykırıma uğrayacak.
Biz direnmezsek ana yurdumuzun gerçek inancının mekanları, canlıları, doğası talan edilecek.
Biz direnmezsek daha çok kadın bedeni ticarete, katliamlara, tecavüze ve tacize maruz kalacak.
Biz direnmezsek İstanbul Sözleşmesi hükmünü yitirecek.
Biz direnmezsek nafaka hakkımız, kürtaj hakkımız elimizden alınacak.
Biz direnmezsek kadını koruyacak yasal ve anayasal haklarımız gasp edilecek.
Biz direnmezsek çocuk istismarı ve çocuk gelinler çoğalacak. Biz direnmezsek geldikleri gibi gidecekler dediğimiz faşist ve çeteci AKP ve MHP’nin anlayışı gitmeyecek.
Biz direnmezsek Şengalli, Rojavalı, Afganistanlı kız kardeşlerimizin sesi soluğu kesilecek.
Biz direnmezsek Êzidî kız kardeşlerimiz köle pazarlarında satılacak ve soykırıma uğratılacak.
Biz direnmezsek Sur, Silopi, Cizre, Roboski, Suruç ve Ankara gar katliamcıları yargılanmayacak.
Biz direnmezsek Emine Şenyaşar ve Cumartesi Annelerine ses olamayacağız.
Biz direnmezsek Aysel Tuğluk ve arkadaşlarının esareti sürecek.
Biz direnmezsek ölülerimiz topraktan çıkarılır ve mezar taşları kırılır.
Biz direnmezsek kutsal mekanlarımıza ve yol göstericilerimiz zalimin lokmasına muhtaç olacak.
Ve tabii ki direnmek, direnmeyi yaşamlarına nakşedenlere yakışır.
Çünkü hep kavgaysa yaşamlarımız; biz de vardık, varız, var olacağız demeye devam edeceğiz.
Ta ki dans dans edebilene, semaha durabilene, halaylarda buluşabilene dek her günü 8 Martlaştıralım, direnişi kuşanalım. Aşk ile!”