Yüksekdağ: Kazanacağına inanan kadınlar 1 Kasım'da tarih yazacak
"Özgürlük ve eşitlik için kadınlar kazanacak" sloganıyla 1 Kasım'a hazırlanan HDP'li kadınlar, seçim bildirgesini açıkladı. Etkinlikte DTK Eşbaşkanı Selma Irmak ve BDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ birer konuşma yaptı.
ANF
ANKARA
Cumartesi, 3 Ekim 2015, 11:04
"Büyük insanlık, büyük barış" sloganıyla 1 Kasım'a hazırlanan ve seçim bildirgesini dün hazırlayan HDP'nin kadın adayları, kadın seçim bildirgesini açıklamak için Ankara'da bir araya geldi.
Toplantının yapıldığı salona "Özgürlük ve eşitlik için kadınlar kazanacak", "İnadına özgürlük", "İnadına barış", "İnadına adalet" yazılı pankartlar ile katledildikten sonra cinsel işkenceye maruz kalan YJA Star gerillası Ekin Wan'ın (Kevser Ertürk) fotoğrafı ile "Devlet zulme soyunduğunda Ekin'ler direniş giyinir" yazılı pankart açıldı.
Etkinliği kadın milletvekili adaylarının yanı sıra Gezi şehidi Ethem Sarısülük'ün annesi Sayfi Sarısülük, Ekin Ceren'in annesi, Cemile Çağırga'nın annemi Emine Çağırğa, Sema Yüce'nin annesi Zennure Yüce, Derelerin Kardeşliği'ndan Nurcan Vahiç Aksu, tiyatro sanatçısı Esmeray da katıldı.
Etkinlikte HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve HDP Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Selma Irmak konuşma yaptı.
Kadınların, yeni yaşamın teminatı ve barışın öncüsü olduğuna dikkat çekilen kadın seçim bildirgesinde, "Sarayın savaşını kadınlar durduracak" denildi.
Bildirgede ayrıca "Savaşa entegre değil, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme" maddesi de yer aldı.
AKP döneminde kadına yönelik şiddetin yüzde bin 400 arttığı vurgulanırken, "Kadın düşmanlarına karşı oylar HDP'ye" çağrısı yapıldı.
Kadın seçim bildirgesine göre, nüfusu elli bini geçen her kentte Kadın Bakanlığı’na ya da yerel yönetimlere bağlı kadın “sığınağı” açılacak, açmayanlar hakkında yaptırım uygulanacak.
HDP'nin TBMM'de 32 kadın vekil ile Kadın Meclis Grubu'nu oluşturduğu anımsatılan kadın seçim bildirgesinde, "1 Kasım'da daha güçlü bir kadın grubuyla parlamentoda kadınların sesi olmaya devam edeceğiz" vurgusu yer aldı.
Seçim bildirgesinde kadınlar açısından sosyal politikalar da yer aldı. HDP'li kadınlar, sosyal politikayı, "Kadınları bağımlı kılan yardım politikası değil, sosyal hak temelli politika" olarak tanımladı.
Bakım emeğinin sadece kadının üzerine yıkılamayacağı da vurgulanan bildirgede, "Kadın istihdamı artırılacak, işsizlik azaltılacak, eşitsizlikler giderilecek" denildi.
Kadın emeğinin görünür kılınması için şu maddeler yer aldı:
"Ev işleri, bakım emeğini toplumsallaştıracak, ev içi yükü kadın erkek arasında paylaştıracak yeni bir yaşamı kuracağız.
Ev işçisi kadınların iş yasası kapsamına alınmasını, ev işçilerine sosyal güvence için teşvik verilmesini sağlayacağız.
Toplumsal cinsiyet eşitliğine hizmet eden sosyal destek mekanizmaları yaratacak, eşi vefat etmiş/boşanmış olan kadınlara ücret desteği vereceğiz."
Rojava kadın devrimi de bildirgede yer aldı. Rojava’da kadınların hem yeni bir yaşamın inşasında, hem de IŞİD’e karşı direnişte öncü rolü oynadığına dikkat çekildi, "Rojava ve Kobanê, yaratıcılığıyla, inancı, gücü, yenilgi kabul etmez direnişiyle hepimize umut verdi, örnek oldu. Hem savaşta hem toplumsal inşada, meclislerde, akademilerde her yerde büyük bir coşku ve akılla öncülük eden Kobanêli kadınlar sadece Kobanê kantonunu değil neredeyse bir dünyayı direnişe kaldırdılar. Ve vahşet çeteleri karşısında zafer kazandılar" denildi.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, kadınların alkış ve zılgıtları ile salona girdi.
Saygı duruşunun ardından kadın özgürlük mücadelesinden kesitlerin yer aldığı sinevizyon gösterimi yapıldı, kadınlar sinevizyonda yer alan kadın şehitleri alkış ve zılgıtlarla karşıladı, "Jin, jiyan, azadi" sloganlarını attı.
İlk konuşmayı HDP milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Selma Irmak, ulusal kıyafatleri ile kürsüye çıktı, Kürtçe yaptı. Kadın şehitlerin isimlerini sayan Irmak, "Hepsi bugün burada" diye konuştu ve ekledi: "Çünkü bu bir kadın devrimi."
Kadın mücadelesinin yaşatan ve büyüten bir mücadele olduğunun altını çizen Irmak, Kadınların kendi renginde mücadele verdiğini belirterek, “Çok uzun bir yoldan geldik. Her birimizin öyküsünü bir romandır. Zennure anne burada, Pervin burada hepsinin birer hikayesi var. Her birimizin ayrı ayrı birer hikayesi ve bunun bir mücadelesi var. Damla damla mücadelemizi biriktirip güç haline geldik. O yüzden kimse bizi yenemiyor. Kürt kadınları bu mücadeleden önce evlerinden çıkamıyordu. Sınırlar çizilmişti ve zincirlenmişti. Özgürlük deliliği ve mücadele aşkıyla bugünlere geldi. Bu aşk ve bu delilikle özgürlük kadınlar için deliliktir. Bunun için bir işaret ve öncülük lazımdı” diye konuştu.
Kadınların kendilerine yapılan özgürlük çağrısı sonrasında, “Önder Apo’nun peşinde gideceğiz” diyerek bu mücadeleye katıldığını belirten Irmak, “Önder Apo, erkekliği öldürdü” diye konuştu. Nesrin Abdullah ve Asya Abdullah gibi Kürt kadınlarının dünya saraylarında kabul edildiğini dile getirerek, “Birer kişi ile başladık bugün milyonlarca kişiyiz” dedi. Kadınların hiçbir engeli tanımadığının altını çizen Irmak, kadınların dağda, Kobanê’de destan yazdığını dile getirerek, “Şimdi de sıra siyasal alanda destan yazmakta” dedi.
YÜKSEKDAĞ: YÜREK YÜREĞE, OMUZ OMUZA VERDİK'
Ardından HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ söz aldı.
"İnadına kadın dayanışmasını, kadın mücadelesini, kadın zaferini yaratmak için elele, yürek yüreğe omuz omuza verdik" diyerek konuşmasına başlayan Yüksekdağ, şehit annelerini selamladı, "Barış Anneleri'nden Muhibe Koç, Gezi şehidi Ethem Sarısülük'ün annesi Sayfi Sarısülük, Ekin Ceren'in annesi, Cemile Çağırga'nın annemi Emine Çağırğa, Sema Yüce'nin annesi Zennure Yüce, Derelerin Kardeşliği'ndan Nurcan Vahiç Aksu hoşgeldiniz, selamlıyorum" dedi.
Suruç şehidi ve HDP PM Üyesi Ferdane Kılıç'ı "Merhaba Ferdane. Aramızdasın" dedi. Yüksekdağ, HDP Maltepe İlçe Eşbaşkanı Duygu Tuna'yı selamladı, "Suruç'ta katledilenler arasındaydı. Bugün de bizim aramızda olmaya devam ediyor" diye konuştu. Şehit Delila'nın annesi Gülsüme Göçer'i selamladı, "Bugün burada olmak istiyordu. Ancak olmadı. Bunun tek nedeni de Gülsüme Anne'nin Silvan'da yaşıyor olması. Devlet terörü onu buraya ulaşmaktan alıkoydu. Biz ona ve Silvan'da direnen kadınlara selamlarımızı gönderiyoruz."
İktidarın 7 Haziran sonuçlarını ve kadın iradesini tanımadığını belirten Yüksekdağ, "Bizim demokratik irademizi tanımayanı biz de tanımayız. Kadınların her yanında şekillenen iradesini de karşısına aldı" dedi
7 Haziran'da bir erkek diktatörlüğünün kurulamayacağını anladığı için kadınlara savaş ilan ettiğini belirten Yüksekdağ, "Başkanlık sistemi için yola çıkan bir yapı, halkın bütün demokratik taleplerini çiğnedi geçti. Bunun karşısında duran alkımıza ve kadınlara yönelik zulmün, baskının dozajını artırdı" dedi.
HDP'nin Meclis'te bir kadın grubu oluşturduğuna dikkat çeken Yüksekdağ, "Bütün Türkiye toplumu bakımından çok önemli bir kazanımdır. HDP ve bizler merkezi erkek egemen siyaset içinde kadın iradesinin ve temsiliyetini ne anlama geldiğini çok güçlü bir biçimde gösterdik. Ancak kadınların bu kazanımını yağmalamaya giriştiler" diye konuştu.
Kadınların barışın öncüsü ve umudu olabileceğini gösterdiğini belirten Yüksekdağ, "Siyasi iktidar evlatlarınızı savaşa gönderin, gerekirse de gözünüzü kırpmadan feda edin, demekten başka hiçbir şey demedi. Saray'ın 400 vekil sevdası uğruna bu ülkenin gençleri katledildi. Analara katledilmek ve savaşa gönderilmek için en az üç çocuk doğurun denildi" şeklinde konuştu.
8 aylık döneminde 200 kadının erkekler tarafından katledildiğini vurguluyan Yüksekdağ, kadın katillerinin cezalandırılmadığını belirtti, "Kadınlar kendi ölümlerinin bile sorumlusu haline getirildi" dedi.
Yaşam alanlarını savunan kadınların da devletin sayısız saldırısı ile karşı karşıya kaldığını vurguladı ve ekledi: "Cizre'de,Varto'da, Nusaybin'de kadınlar, top mermileri altında kurşun sağanağı altında yaşamaya mecbur bırakıldılar. 20 Temmuz'dan bugüne Kürt halkına karşı ilan edilmiş bir savaşta sadece 94 sivil katledildi. Bunların içinde kadınlar vardı. Annesinin karnında çcuklar katledildi. Cizre'de katledilmiş annelerin ölü bedelerini buzdolaplarında saklamak zorunda bırakıldı. 20 Temmuz'dan bu yana 22 çocuk katledildi. En büyüğünün yaşı 15'ti."
Özyönetim ilanlarını hatırlatan Yüksekdağ, "Kadınların ve halkların özyönetim iradesi, kadınların güçlü ve görkemli direnişine dönüştü. Özyönetim ve özyaşam iradesi için direnen bütün kadınlara selam olsun" dedi.
'ZILGITLAR BARIŞ İRADEMİZ'
Yüksekdağ'ın selamı salondakiler tarafından alkış ve zılgıtlarla selamlandı.
Kadınların silahının zılgıt olduğunu vurgulayan Yüksekdağ, "Bu erkek egemen zalim iktidara karşı en güçlü silahımız zılgıtlarımızdır, barış irademizdir, inadımızdır. Bilenler bilir ki, inadımız inat. Bizler bugün inadına barış, inadına HDP diyorsak, kesinlikle bizler ve HDP kazanacağı içindir. Kadının inadı inattır."
"Bizler Saray'ın savaşını durduracak olanlarız" diyen Yüksekdağ, "Sonuna kadar savaşta ısrar edenlere karşı, sonuna kadar barışkta ısrar edeceğiz. Sonuna kadar sömürüde baskıda ısrar edenlere karşı sonuna kadar özgürlük ve eşiklik diyeceğiz" dedi.
"Artık kadınların zamanı gelmiştir" diyen Yüksekdağ şöyle konuştu: "Kadınların siyasette çok büyük bir hamle gerçekleştirmesinin zamanı gelmiştir. 1 Kasım seçim zaferi de aynı zamanda büyük bir kadın zaferi olacak. Artık HDP'nin baraj altında bırakılması zamanı geçti. Çok eskide kaldı bu hayal. Bizler 1 Kasım'da çok daha iyi başka bir şey yapacağız. Savaş merkezi olan Saray'ı barış altında bırakacağız. Saray, kadınların barış iradesinin altında kalacak."
Asıl susması gerekenlerin erkek egemen iktidar olduğunun altını çizen Yüksekdağ, "Halkları kırımdan geçiren erkek egemen iktidarın susması gerekiyor. Artık kadınların daha çok konuşması gerekiyor. Eğer kadınlar konuşursa barış olur. Eğer kadınlar konuşursa yaşamdaki bütün adaletsizlikler, haksızlıklar ortadan kaldırılır. Bizler kadınlar olarak susmayacağız ve erkek egemen siyasetin bu savaş siyasetini, zulüm siyasetini hep birlikte aşacağız" dedi.
1 Kasım'ın demokratik dönüşüm için bir kavşak olduğunu belirti, "1 Kasım'da, 7 Haziran'da yarattığımız kurucu rolümüzü daha da yükseltmek görevi ile karşı karşıyayız. HDP, demokratik bir dönüşüm için kurucu bir sorumlulukla karşı karşıyayız" diye konuştu.
Kentlerinde özyönetim ilan eden kadınların, demokrasinin nasıl inşa edildiğini gösterdiğini belirten Yüksekdağ, "Özyönetim iradesini kuşanan kadınlar, demokrasinin ne demek olduğunu gösteriyor bize. Kimsenin gerçekleştirme gücü ve özgüveni bulamadığını inşa ediyor. Özyönetim her şeyden önce biz kadınlar için 'emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz' bizimdir demektir. Kendi iradesine, kendi özgürlüğüne, geleceğine sahip çıkmasıdır. Kendini yönetme tasarrufunu hiçbir egemen yapıya teslim etmemesidir" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ şöyle konuştu: Sadece Batman'da, Şırnak'ta değil, İstanbul'da, Çankkale'de de kadınlar kendi kendini yönetmelidir. Özyönetim, Yırca'da zeytin ağacının bedenine sarılan kadın demektir. Silvan'da sokağını savunmak için elinde derme çatma sopayla sokağa çıkan kadındır. Özyönetim Karadeniz'de 'Devlet kimdir' diye devletten hesap soran Havva ana'dır. Kendi katiline cevap verdiği, canını, yaşamını savunduğu için aforez edilen Nevindir, Çilemdir."
"Özyönetim kadınların yeni demokratik yaşama duydukları özlemdir" diyen Yüksekdağ, "Bu memlekette isteseniz de istemeseniz de kadınların merkezinde yeni bir demokratik yaşam gelişiyor, boyveriyor. İşte bizler bu nedenle 1 Kasım'da oylar HDP'ye, kadınlar yönetime diyoruz" diye konuştu.
HDP'nin kadın partisi olduğunu belirten Yüksekdağ, her yerde eşbaşkanlık sistemini uygulayacaklarını belirtti, "Derdimiz koltuk değil. O koltukların tek bir amacı var, eş yaşam felsefesini her yerde uygulamaktır" dedi.
EKİNLER GİBİ DİRENİŞİ GİYİNECEĞİZ
Kadınların emeğinin görünür hale getirilmesi için HDP'nin her alanda güçlü bir mücadele yürüteceğini anlatan Yüksekdağ, "Kadınlar, bizimle birlikte sosyal yaşamda da eşitliğin ne demek olduğunu görecek" dedi. İşçi kadınların heryerde uğradığı ayrımcılığa karşı mücarele edeceklerini belirten Yüksekdağ, "Üretimin her alanında kadınların yaşama daha aktif bir biçimde katılabilmesi, kendi emeği, bedeni, kimliği hakkında söz sahibi olabilmesi için partimiz kararlı ve somut bir mücadele yürütecek" diye konuştu.
Kadına dönük şiddetin ortadan kaldırılması için, somut ve caydırıcı tedbirleri payata geçireceklerini belirten Yüksekdağ, "Kadın katilleri elini kolunu sallaya sallaya dolaşamayacak. Kadın katilleri hak ettikleri cezayı alacak" dedi.
Yüksekdağ, "1 kasım'da kadın direnişinin en görkemli örneğini yaratacağız. 1 Kasım kadın zaferimizi, cenazesine işkence yapılan Ekin Wan'a ithaf edeceğiz. Erkek egemen iktidar karşısında Ekin gibi direnişi giyineceğiz. Bizler çıplak kralların savaş başlatığı böyle bir ülkede direnişi giyineceğiz" diye konuştu.
Yüksekdağ, "İnadına HDP. İnadımız inat biz kazanacağız. Kazanacağına inanan kadınlar 1 Kasım'da tarih yazacak" dedi.
Ardından kadın milletvekili adayları sahneye çıktı.
Yüksekdağ, "Zılgıtları sevmeyenler var. Ama talinsizlik ki biz zılgıtları seviyoruz. İnadına zılgıt. Saray'a zılgıt" dedi. kadınlar zılgıtlarla toplantıyı sonlandırdı. Toplantının öğleden sonraki bölümü basına kapalı olarak devam edecek.