Kadın özgürlükçü paradigmasının en fazla anlaşılır olduğu bir döneme girdiklerini ifade eden KJK Koordinasyonu Üyesi Zêrîn Rûken, kadınların savaş, yoksulluk ve ekolojik-doğa yıkımına karşı yaşamı savunarak özgürlüğü inşa edeceklerini söyledi. Rûken, “Kadınlar olarak umudumuzu kendi bilincimiz, irademiz ve emeğimizle geliştiriyoruz. Umut etmeyi, her güne büyük direnişleri ve inşa çalışmalarını, mücadeleyi sığdırarak oluşturuyoruz. Ne olursa olsun kadınların özgürlük duruşları kazanacaktır” dedi.
21. yüzyılda, kadın özgürlüğünün filizlendiği dönemde olduklarını belirten Zêrîn Rûken, "Yeni bir 8 Mart, mücadele yılını daha karşılarken, dünyanın dört bir tarafında zalim erkek uygarlık güçlerine baş eğmeyerek özgürlük ateşini yüreklerinde her daim canlı tutan ve bu yolda eşsiz bir biçimde emek veren iradeli, özgürlüğün gerçek temsilcileri olan, kadın şehitlerimizi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle anıyor, anıları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum.
Clara Zetkinlerden, Rosa Lüksemburglardan, Zilanlardan, Saralardan, Viyanlardan devralınan direniş çizgisini 4 parça Kürdistan’da, Ortadoğu’da ve dünyanın her yerinde geliştiren, kadın özgürlük mücadelesinde yaşamlarını ortaya koyan özgürlük şehitlerini saygı ve minnetle anıyorum. Bugün direniş mirasları, özgürlük ütopyaları milyonlarca kadınların öncülüğünde taşınmaktadır. Yine özgür yaşamı yaratarak anılarını yaşatacağımızın sözünü yineliyoruz. Yeni bir 8 Mart’ı daha güçlü bir umutla ve direniş dolu mücadele ile karşılıyoruz. 2022 yılının tüm aylarını Mart ayı yapma iddiasını taşıyan tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyorum.
Bugün dünyanın her yerinde Önder Apo'nun özgürlüğü için haykırışlar yükselmektedir. Bu haykırışlar, kadınların en temel gündemi olan 8 Mart ile birleşmiş durumdadır. Kadın özgürlük mücadelesine teorik-pratik büyük emek veren, kadınla özgürlük temelinde eşsiz bir yoldaşlığı paylaşan ve 24 yıldır İmralı adasında mutlak tecrit ve işkence koşullarında tutulan Önder Apo’yu saygıyla, sevgiyle selamlıyor ve 8 Martını kutluyoruz. Esaret ve tecrit koşullarını mutlaka sonlandıracağız" diye konuştu.
SAVAŞIN KADERİNİ KÜRTLER VE KADINLAR BELİRLEYECEKTİR
Kadın özgürlükçü paradigmasının en fazla anlaşılır olduğu bir döneme girdiklerini ifade eden KJK Koordinasyonu Üyesi Zêrîn Rûken, kadınların savaş, yoksulluk ve ekolojik-doğa yıkımına karşı yaşamı savunarak özgürlüğü inşa edeceklerini söyledi.
İşgalleri, faşizmi geliştiren kapitalist sistemi ve topluma, kadına düşmanlık eden egemen zihniyetlerin savaşını durduracaklarının altını çizen Rûken, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Kadınların örgütlülük gücü artık geriletilemez durumdadır. Kapitalist sistemin yaşadığı yapısal krizin çözülüşünü hızlandıracak temel özgürlük gücü kadınlar olduğunu rahatlıkla belirtebilirim.
Anti-kapitalist, anti-emperyalist hareketlerin, ekolojistlerin, çeşitli sistem karşıtı örgütlerin yaygınlaşması, sisteme alternatif bir hayata olan özlemdir. Bu da Önder Apo’nun özgürlük paradigmasından aldıkları güç ve umudun sonucudur. En önemlisi de devletli uygarlığın, demokratik uygarlık değerlerini yeniden canlandıran kadın mücadeleleri karşısında çok ciddi zorlandığı, bir hakikat gerçeği vardır. Kapitalist modernite sisteminin içinde olduğu bunalım ve kriz Ortadoğu’da fırtınalı bir savaş olarak devam etmektedir. 3. Dünya savaşı olarak devam eden ve Ortadoğu'nun kalbi konumunda olan Kürdistan üzerinden verilen yeniden paylaşım savaşına dönüştürülmüştür.
Bu savaş karşısında direnen tek büyük güç Kürt kadınları ve Kürt halkıdır. Bugün kadınların bu özgürlük çıkışı, duruşları herkese büyük bir ilham kaynağı olmuştur. Bu savaşın kaderini Kürtler ve kadınlar belirleyecektir. Yine yüzyıllardır çözümsüz bırakılan Kürt sorununun demokratik ulus-ortak vatan anlayışı temelinde demokratik çözümü, Ortadoğu’nun da demokratik kaderini netleştirecektir. Burada belirleyici olan kadınlar olmaktadır. Bu sebeple 21. yüzyıl kadın ve halkların özgürlük yüzyılıdır. Özellikle Ortadoğu’da ortaya çıkan gelişmeler, kadınların uyanışı erkek egemen sistemi değişime ciddi anlamda zorlamaktadır. Kesinlikle Ortadoğu’nun değişim denkleminde kadınlar olmadan değişim zor gelişecektir. Özgürlük ancak kadının özgürlüğünden geçer."
ASKER-POLİS KÜRDİSTAN'DA MİSAFİR DEĞİL İŞGALCİDİR, SOYKIRIMCIDIR
Türk devletinin yürüttüğü özel savaş politikalarının boşa çıkarılması için başta Kürt kadınları olmak üzere herkesin bilinçli ve duyarlı davranması gerektiğini sözlerine ekleyen KJK Koordinasyonu Üyesi Zêrîn Rûken, "Kürdistan’da iyi polis ya da iyi asker, özel görevlisi diye bir şey yoktur, olamaz. İşgalci devletlerin topraklarımızda bulunan bütün görevlileri, direnişimizi, toplumsallığımızı, değerlerimizi, kazanımlarımızı, kimliğimizi, kısacası öz varlığımızı hedefleyen kirli özel savaş planlarını uygulamak için özel-uzmanca görevlendirmiş yetkililerdir. Bunu bir an bile aklımızdan çıkaramayız. O nedenle bu kişilerle ilişki kurulmamalı, selam bile verilmemeli. Toplumumuzun bu konuda son derece politik davranıp örgütlü duruşu ve hareketini geliştirmesi gerekir.
Kurumsal kimlikleri unutulmaması gereken bu kişiler Kürdistan topraklarında misafir değil işgalcidir, soykırımcıdır, tecavüzcüdür. Kadın düşmanıdır. Kadın kırımında özel olarak görevlendirilmiş sapık ve katillerdir. Devlet özel savaş politikalarıyla bu gerçeği gizlemek ve üstünü kapatmak için çok büyük çaba harcamaktadır. Yasalarıyla da bu katilleri korumaya almaktadır. Ancak Kürt halkı, kadınları olarak, politik-ideolojik bilincimizi, örgütlülüğümüzü ve öz savunmayı aynı zamanda bilinçte, duyguda, çok yönlü eğitimleri geliştirmek çok önemlidir. Öz savunmayı yaşamın her alanında geliştirilerek ve büyüterek, bu tarz özel savaş politikalarını, stratejilerini devre dışı bırakabiliriz. Devlet ve erkek şiddetine karşı öz savunma ile mücadele edecek kadınların engin dünyası vardır. Kadınların örgütlü gücünün yenemeyeceği hiçbir şey yoktur. Çünkü kadın yaşamdır, yaşam katledilemez.
Kadın özgürlük sorunu bir erkek sorunudur. Erkek egemen sistemin değişim sorunudur. Bugün tüm dünyada kadınlar öncülüğünde gelişen isyan kadınların potansiyelini ve gücünü ortaya koymuştur. Kesinlikle bu inançlı güç özgürlüğü de inşa edecektir. Kadınlar her yerde özgürlük için direniyor, savaşıyor, şarkı söylüyor, dans ediyor, yazıyor, düşünüyor, felsefe ile uğraşıyor, okuyor, resim çiziyor, ekoloji için mücadele ediyor ve jineoloji ile yeni açılımlar ve pozitif bilimlere çok iddialı bir şekilde alternatif bir kadın bilimini geliştiriyor. Özgür eş yaşamı geliştirerek alternatifini inşa ediyor. Bir model ve sistem yaratarak mücadele ediyor. Öz savunma olmadan elde ettiğimiz kazanımlarımızı koruyamayız. Erkek egemen zihniyetini değişime zorlayacak en temel yolun örgütlü mücadele ve öz savunmayı yaşamın her alanında geliştirmekten geçiyor. Erkek egemenlikli zihniyet ne yapsa da, 21. yüzyıl kadın yüzyılıdır. Çünkü kadın özgürlük zamanıdır. Özgür toplumu savunma, zamanıdır" dedi.
ÖNDER APO VARLIK GEREKÇEMİZDİR
"Önder Apo gerçeği Kürt halkının öz varlığıdır, özgürlüğüdür" diyen Zêrîn Rûken, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik gelişen 15 Şubat Uluslararası Komplonun yıl dönümüne ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu: "Tüm Ortadoğu halklarının ve kadınlarının ‘Kara Gün’ olarak tanımladığı 15 Şubat komplosunun 23. yıl dönümünü geride bıraktık. Bu eksende bu yıl dünyanın her yerinde uluslararası komploya karşı güçlü ve nitelikli eylemler geliştiğini gördük. Önder Apo'nun özgürlüğü ilk defa bu düzeyde kadınların en temel ve çok büyük bir özgürlük çizgisi olarak dayatıldı. Kadınlar ve halklar 24. yılda Uluslararası Komployu kesin yenilgiye uğratma iddiasını ve iradesini çok ciddi bir şekilde ortaya koydu.
Özgürlük ruhunu ve duruşunu 8 Mart alanlarında daha da etkili ortaya koyacaktır. Dünya ile Ortadoğu halkları ve kadınlar, Önder Apo’nun özgürlüğünde kendi özgürlüğünü görmektedir. Buna inancı çok güçlüdür. İnsanlığın tarihine, özgürlük yürüyüşüne ciddi bir etkisini biliyor ve inanıyor. O sebeple Önder Apo İnsanlığın önderliğidir. Komplo Kürt-kadın soykırım sistemini temsil etmektedir. Kürt halkını yok etmek isteyen zihniyetin, siyasetin uluslararası düzeyde örgütlü ve planlı bir saldırısıdır. Bundandır ki, öncelikle kadınlar ve dünya halkları Kürtleri yalnız bırakmamıştır. Önder Apo varlık gerekçemizdir, milyonların İradesidir. 8 Mart'ta tüm Kürdistan parçalarına işgali ve soykırımı reva gören DAİŞ zihniyetli Erdoğan gerçeğine en güçlü yanıtı, özgürlüğün gerçek temsilcileri kadınlar verecektir.
HER YERDE KADIN BİRLİĞİ YARATILACAKTIR
Kadınların özgür, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir dünyayı ve yaşamı oluşturacak güçleri var. Bu güç ataerkil sistemi yıkacaktır. DAİŞ’in sonunu getiren Kürt kadınları AKP-MHP faşizmini de bir daha dirilmeyecek temelde yenecektir. Böylelikle kadınların ve halkların baharı olacaktır. Kadınların ve halkların özgürlük direnişiyle tecridi sonlandırarak, faşizmin yıkılması an meseledir. Artık Önder Apo fiziki olarak özgürleşecektir. Her yerde, kadın dayanışması, kadın birliği, ulusal ve küresel mücadelesi ile özgür bir dünya yaratılacaktır. Kürdistan'da Demokratik Ulusal Kadın Birliği ekseninde tecride ve faşizme karşı 8 Mart’ın direniş ruhu ile meydanlara sel olup akacağının hazırlıklar şimdiden görülüyor. Direniş kadın öncülüğünde zirveleşerek toplumsal yıkım, kadına karşı soykırımı durdurmak için Kürdistan’dan yükselen etkili kadın iradesi dünya kadınlarıyla bu anlamda daha güçlü buluşmaktadır.
KADININ ÖZGÜRLÜK AKIŞI NEWROZ'A TAŞINACAKTIR
Kadınlar olarak umudumuzu kendi bilincimiz, irademiz ve emeğimizle geliştiriyoruz. Umut etmeyi, her güne büyük direnişleri ve inşa çalışmalarını, mücadeleyi sığdırarak oluşturuyoruz. Özgürlük umudunun çok geliştiği ve büyüdüğü bir dönemden geçiyoruz. Ne olursa olsun kadınların özgürlük duruşları kazanacaktır. Kadına karşı bu kadar vahşetin, kırımın yaşatıldığı bir süreçte kadınlar; özgürlük iddialarını her yıldan daha güçlü bir biçimde radikal eylemlerle-yürüyüşlerle, direnişlerle, sloganlarla karşılamaya hazırlanıyor. Bu temelde 8 Mart’ı en geniş kadın ulusuyla çeşitli biçimlerde kutlayalım. Kürt, Arap, Türk, Fars, Ermeni, Süryani, Laz, Çerkes, Azeri, Alevi, Yarsan, Êzîdî, Müslüman, Hristiyan, Yahudi kadınlarla kadın olmak, ortak paydamızdır. 8 Mart'ta, doruğa çıkan kadının özgürlük akışı, Newroz'a taşınacaktır."