GÖRÜNTÜLÜ

‘Narin’in katili Hizbullah ve işbirlikçisi AKP’den hesap soracağız!’

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Narin ve katledilen tüm diğer çocuklar için Beşiktaş İskele Meydanı’nda yaptıkları açıklamayla, “Narin’in katili Hizbullah ve işbirlikçisi AKP’nden hesap soracağız” mesajını verdi.

Beşiktaş İskele Meydanı’nda bir araya gelen İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi güçleri, Narin ve katledilen bütün diğer çocukları için açıklama yaptı. Narin’in resimlerinin taşındığı eyleme, “İstismar edilen, kaybolan, katledilen çocukların hesabını soracağız! Narin’e ne oldu? ” yazılı pankart açıldı. Sık sık, “Narin’in hesabı sorulacak”, “ Koruma, aklama, failleri yargıla”, “ Karanlığa telim olmayacağız” sloganlarının atıldığı eylemde, İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi güçleri adına açıklamayı KESK İstanbul Şubeleri Platformu dönem sözcüsü Eren Ertin okudu.

Günlerdir “çok kapsamlı araştırma yapıyoruz” diye açıklama yapanların ne hikmetse 8 yaşındaki Narin Güran’ı köyünden yalnızca 3 kilometre uzaklıkta günlerce bir türlü bulamadıklarını hatırlatan Ertin, “ Bu arada Narin için adalet isteyenleri darp etmekten, yürüyenlerin elindeki Narin fotoğrafını yırtmaktan da geri durmadılar” dedi.

ENSARİOĞLU'NUN AÇIKLAMASINI ÇOK İYİ TANIYORUZ

Narin’in cansız bedenine ulaşılmasının ardından Güran ailesinden gözaltına alınan 21 kişiye AKP’li Galip Ensarioğlu’nun “40 yıllık dostlarımız” diyerek sahip çıktığını hatırlatan Ertin, şunları kaydetti: “Biz bu açıklamayı çok iyi tanıyoruz! Tanıyoruz, çünkü çocuklara karşı işlenen herhangi bir suçun failinin tarikat, cemaat ya da hükümet bağlantısı olduğunda konu hep ‘çok hassas’ olduğu için soruşturmaların kapatıldığına, delillerin karartıldığına, faillerin aklandığına yıllardır tanıklık ediyoruz. Siyasal iktidarın her seferinde çocukları değil failleri koruduğunu alenen söylemekten çekinmediği hassasiyetini; Ensar Vakfı’nda çocukların istismar edilmesine “bir kereden bir şey olmaz” diyenlerden, tüm delillere rağmen Rabia Naz cinayetinin üstünü örtenlerden, 6 yaşında evlilik yoluyla istismar edilen çocukların davasından, Kuran kurslarında, tarikat yurtlarında ölü bulunduğu ya da intihar ettiği söylenen onlarca çocukla ilgili yapılan açıklamalardan tanıyoruz.”

YILDA ORTALAMA 10 BİN ÇOCUK KAYBOLUYOR

Kaybolan çocukların sayısının giderek arttığını ama verilerin açıklanmadığına işaret ederek sözlerini sürdüren Ertin, “Bu coğrafyada günde yaklaşık 40 çocuk kayboluyor. TÜİK kaybolduktan sonra bulunan çocuk sayısını açıklıyor ama toplam kaç çocuğun kaybolduğunu 2016’dan bu yana açıklamıyor. Tarikatlarla çocuk koruma protokolü imzalayan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 6 Şubat depremleri sonrasında kaybolduktan sonra bulunan çocuk sayısını gün gün açıklarken toplam kaç çocuk hakkında kayıp bildirimi olduğunu hâlâ açıklamıyor. Bakanlık kamuoyuna kayıp hiçbir çocuğun olmadığını söylüyor ama Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınlarıyla Dayanışma Derneği’nin verilerine göre en az 38 çocuğun akıbeti halen bilinmiyor. İçişleri Bakanlığı 2019 verilerine göre Türkiye'de yılda ortalama 10 bin çocuk kayboluyor. Ve son yıllarda kayıp çocukların sayısından üç kat artış gözleniyor” dedi.

Cezasızlık politikasına paralel çocuklara karşı işlenen suçların da arttığını belirten Ertin, kadına yönelik şiddet gibi çocuk istismarının da politik olduğunu, faillerin gücünü yasalardan, cezasızlıktan, siyasal iktidarın söylem ve eylemlerinden aldığını vurguladı.

HESAP SORACAĞIZ

Narin’i öldüren karanlığı yırtmak için ve her bir çocuk güvende olana dek mücadeleden vazgeçmeyeceklerini, Narin’in katili Hizbullah ve işbirlikçisi AKP’den hesap soracaklarının altını çizen Ertin, talepleri şöyle sıraladı:

“Narin’in tüm faillerinin yanı sıra, failleri koruyan milletvekilleri, bakanlar, mülki amirler hakkında etkin bir soruşturma yürütülmesini, yargılama sürecinin adil ve şeffaf ilerletilmesini,

-2016’dan bu yana her yıl kaç çocuğun kaybolduğunun ve bu çocukların akıbetlerinin düzenli olarak açıklanmasını,

-Çocuklara karşı işlenen her türlü suçta; tarikat, cemaat, bürokrat, her türlü kişi, kurum ve yapılarla ilgili cezasızlık politikasına derhal son verilmesini,

-Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda çocuk istismarının önünü açan maddelerin çocuğun yüksek yararı gözetilerek acilen yeniden düzenlenmesini,

-Tarikat ve cemaatlerle yapılan çocuk koruma protokollerinin derhal iptal edilmesini,

-Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin CEDAW, Lanzorote ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki tüm yükümlülüklerini yerine getirmesini,

-Narin’i öldüren karanlığı yırtmak için ve her bir çocuk güvende olana dek mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha beyan ediyoruz! Tekrar ediyoruz: Narin’in katili Hizbullah ve işbirlikçisi AKP’den hesap soracağız!”