Çewlik: Düşmanı ancak 15 Ağustos Atılımı’nın ruhuyla yenilgiye uğratırız

15 Ağustos Atılımı’nın ardından Kürt kadının güç ve irade sahibi olduğunu belirten YJA Star Merkez Karargah Komutanı Zozan Çewlik, “Düşmanı ancak 15 Ağustos Atılımı’nın ruhuyla yenilgiye uğratırız. Bizi başarıya götürecek tek şey direniştir” dedi.

YJA Star Merkez Karargah Komutanı Zozan Çewlik, 15 Ağustos Atılımı’nın yıl dönümü vesilesiyle ANF’ye konuştu.

YJA Star ve HPG savaşçıları adına Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a selam ve sevgiler göndererek sözlerine başlayan Çewlik, Türk devletinin artan saldırılarına dikkat çekti. YJA Star savaşçıları öncülüğünde 20 gündür düşmana karşı aralıksız bir şekilde direniş sergilendiğini belirten Çewlik şu değerlendirmelerde bulundu: “Şuan mevzilerde düşmana karşı savaşan tüm yoldaşlarımızı selamlıyoruz. 15 Ağustos Diriliş Bayramlarını kutluyorum.

Lozan Antlaşması bilindiği gibi Kürt ve Kurdistan’ın inkar edilmesini, Kürt halkının soykırımdan geçirilmesini, parçalanmasını, katliamlara uğramasını meşru görmüştür. 100 yıldır bu soykırım politikasını sürdürüyorlar. Rêber Apo gerçekliği, 15 Ağustos Atılımı, PKK’nin kuruluşu Lozan Antlaşması’na karşı çıkıştır. Bu antlaşmayı tanımamaktır. 15 Ağustos Atılımı, Rêber Apo’nun mücadelesinin ve Amed zindanındaki direnişin ulaştığı aşamadır. 15 Ağustos kararı bu direnişe sahip çıkmak için alındı. 15 Ağustos Atılımı mücadele tarihimizde yeni bir evredir. Bundan dolayı 15 Ağustos Atılımı kararı sıradan bir karar değildir. Bazı kararlar vardı; halkların, mücadelelerin kaderini belirler,  15 Ağustos Atılımı da bu kararlardan biridir. Bu atılım Kürt halkı ve Kürt kadınları üzerinde büyük bir etki yarattı. 15 Ağustos Atılımı askeri bir karar olmasının yanı sıra ideolojik ve siyasi bir karardır. Geriye dönüp baktığımızda bu kararın ne kadar yerinde olduğunu, tarihi nasıl değiştirdiğini görebiliyoruz. 15 Ağustos aynı zamanda hem Kürt halkının, hem de kadınların öz savunmasını yapabilmenin temelini oluşturdu. Bu yüzden çok etkili ve tarihi gelişmeler yaratan bir atılım oldu.

KÜRT KADINI HİÇBİR ZAMAN TESLİMİYETİ KABUL ETMEMİŞTİR

15 Ağustos Atılımı’nın Kürt halkının varlığını sürdürebilmesinde büyük bir rol oynadı. Heval Egîd çizgisinde gelişen gerillacılık Kürt halkının tarihinde bir yenilik yarattı. Kürtler yıllarca talanla, savaşla, katliamla, soykırımla yüz yüze kalmış durumda. Bundan dolayı tarihinde çok fazla ihanet var, ajanlık var, toplum parçalanmış, dağılmış. Bir yanda bunlar var, diğer yanda ise Kürt halkı işgalciler karşısında direnmekten hiçbir zaman vazgeçmemiştir. PKK öncesinde birçok isyan da yaşandı. Fakat bu isyanlar uzun sürmedi, katliamla, sürgünlerle sonuçlandı, tasfiye edildi. Kürtler de düşman karşısında umutsuz bir duruma düşmüştü.

Kürt halkının sorununu Önderlik, PKK ortaya çıkarıyor. Bu yüzden 15 Ağustos Atılımı savaş tarzıyla farkını ortaya koyuyor. Örgütleniyor, stratejisini, amacını ortaya koyuyor. Klasik Kürt savaş tarzını aşıyor. Bundan dolayı Türk devleti günümüze kadar Kurdistan gerillasını mağlup edemiyor. 15 Ağustos Atılımı kadın gerillacılığında da önemli etkiler yarattı. 15 Ağustos Atılımı nasıl ki Kürt halkı için temel değişimler yarattıysa, Kürt kadınları için de aynı durum oldu. Çünkü bu atılım Kürt toplumunda büyük bir umut yarattı. Devrim mücadelesinde Kürt halkını iradeli, örgütlü, umutlu, moralli bir halk yaptı.

Kürt kadın gerçekliğine baktığımızda, hem Kürt olduğu için hem de kadın olduğu için Ortadoğu’da 5 bin yıllık erkek egemen sistem tarafından köleleştirildi. Kadınlara yönelik katliamlar meşrulaştırıldı. Bu yüzden Kurdistan’da kadın sorunu hem ulusal kimlik üzerinden hem de kadın kimliği üzerinden yaşanıyordu. Erkek egemen sistem kadınları insan olarak görmüyordu, ‘malı’ olarak görülüyordu, iradesiz, namus olarak görüyordu. Bu olgu hakim kılınmıştı. Oysaki kadın toplumda rol sahibidir. Fakat birçok alandan dışlanmıştı.

Kurdistan’da da böyle bir gerçeklik vardı. Diğer taraftan baktığımızda da Kürt kadınları nerede bir özgürlük fırsatı bulursa direnişe geçiyor, düşman karşısında teslimiyeti asla kabul etmiyor. Teslim olmamak için, onurunu, şerefini savunmak için, düşmanın eline geçmemek için kendini patlatmıştır, uçurumdan atmıştı, direnişlere öncülük yapmıştır. Kürt tarihindeki isyanlara baktığımızda birçok kadın kahraman çıkmıştır. O kadar katliam ve soykırımla karşı karşıya kalmasına rağmen Kürt kadını fırsatını bulduğu an özgürlük mücadelesine katılmıştır. Rêber Apo nasıl ki Kürt halkı için büyük bir şans ise, Kürt kadınları için de büyük bir şanstır. Rêber Apo’nun kadın özgürlük mücadelesine yaklaşımı nettir. Kadın gerillacığı, kadın ordulaşması, aynı zamanda kadın mücadelesi Rêber Apo ile birlikte örülmüştür. Yani teorik ve pratik birlikte yürütülmüştür.

KADIN ORDULAŞMASININ ÖNCESİNDE DE ÇOK BÜYÜK EMEKLER VERİLDİ

Bu yüzden hareketimizin daha ilk kuruluşundan itibaren kadınlar hep devrim alanına çekilmiştir, kadının iradesi, kadının rengi öne çıkarılmıştır. Rêber Apo ve hareketimizin yaklaşımı hep bu yönde olmuştur. Rêber Apo mücadeleye başladığı günden bu yana Kürt kadınları da bedeli ne olursa olsun biz de bu mücadelede, bu direnişte varız dedi. Bu yüzden Amed zindanlarında heval Sara örneği vardır. Kadınlara her türlü saldırılar vardı; hem düşman tarafından hem de toplum tarafından. Heval Sara Önderlik gerçeğini, parti gerçeğini çok erken fark ediyor ve mücadeleye katılıyor. Tarihimizde 15 Ağustos Atılımı başat bir rol oynar. Hem hareketimizde hem toplumuzda stratejik değişimler yaratıyor. Mücadele çizgisinin yol ve yöntemlerini gösteriyor. Kürt kadınları da bu atılımda yerini almakta tereddüt etmemiştir. 15 Ağustos Atılımı kadın gerillacılığında da olumlu bir etki yaratmıştır. Kadın ordulaşması 1993 yılında kuruluyor ama öncesinde bir emek var, kadınların silahlı mücadeleye katılımı var. Kurdistan’ın her alanında düşmana karşı savaşıyor, büyük kahramanlıklar ortaya çıkarıyorlar ve bu şekilde şehadete ulaşıyorlar. Kadın özgürlük mücadelesi için 15 Ağustos Atılımı çok güçlü bir temel oluşturdu diyebiliriz.

Gerilla mücadelesine ilk katılan öncülerimizi bu vesileyle bir kez daha saygı ile anıyoruz. Örneğin Hanım Yaverkaya, Besê Anuş, Azime, Çiçek Selcan, Rahime, Ozan Mizgîn, Adife Sakık, heval Sara, Bêrîvan, Zîlan, Bêrîtan’ın yarattığı direniş çizgisi günümüze YJA Star şahsında somutlaşmıştır. Kadınlar artık irade sahibi olmuştur. Elbette kadınlar olarak 15 Ağustos Atılımı’na borçluyuz, kadın öncülerimize borçluyuz. Çünkü bu arkadaşlarımız sadece düşmanla değil erkeği güç gören toplumla da savaşmıştır, mücadele etmiştir. Bu yüzden silahlı mücadeleden de asla geri kalmamıştır. 15 Ağustos’ta silahlı mücadeleye katılan Kürt kadınları günümüzde her alanda örgütlenmiş, irade ve tecrübe sahibi olmuştur. 15 Ağustos Atılımı Kurdistan’da başarı sağlamıştır. Başarılı bir atılım olmasaydı ne kadınlar üzerinde etkisi olabilirdi ne de Kurdistan’da. Tam tersi bu çizginin ne kadar doğru, ne kadar başarılı olduğu 1984 yılında heval Egîd şahsında Eruh’ta ispatlandı. Başarısı zaten buradadır. Düşman bugün Kurdistan gerillasını yenemiyorsa bunun temelinde 15 Ağustos Atılımı’nın başarısı var.

Bizi tanımayanlar tanıdıktan sonra çok şaşırıyorlar, devrim içinde nasıl 2 devrim olur, ordu içinde nasıl 2 ordu olur, ideoloji içinde nasıl 2 ideoloji olur diye çok şaşırıyorlar. Zaten Rêber Apo’nun felsefesini tanımayanlar bu durumu anlamakta zorluk çekiyorlar. Bu yüzden YJA Star ve HPG olarak kaynağımızı tek bir yerden alıyoruz o da 15 Ağustos Atılımı’dır. Dünyaya baktığımızda özgürlüğünü savunmak için mücadele eden birçok silahlı güç gerilla yöntemlerini esas almıştır. Kadınlar da bu devrim mücadelesinde yer almış, büyük bedeller ödemiştir. Ama bu konuda PKK farklılığını ortaya koymuştur. Kurdistan’da gerillacılık aynı zamanda bir yaşam tarzı olarak belirlenmiştir. Yani yaşam tarzı aynı savaş tarzını da belli ediyor. Bu yüzden kadın güç ve irade sahibi oldu. Kurdistan gerillacılığı bu anlamda da farkını ortaya koymuştur. Bu anlamda 15 Ağustos Atılımı birçok öncü kadını, kahraman kadını ortaya çıkardı. Düşmanla savaştıkları kadar gericiliğe karşı da savaşıyor. Kürt kadınları, kadın ordulaşmasında, yaşamda, savaşta kendini ispatlamıştır. Mücadelemizde bu tarih yaşanmıştır. Bu yüzden Kürt kadınları özgürlüğünü mücadelesiyle ortaya çıkarmıştır.

KÜRT KADINI EN ÖRGÜTLÜ AŞAMAYA GELMİŞ DURUMDA

En savunmasız bırakılanlar kadınlardı. Rêber Apo, PKK ve kadın ordulaşması bu konuda da değişim-dönüşüm yaratmıştır. Gerillacılığı sadece askeri olarak ele almıyoruz, aynı zamanda değişim-dönüşümde de kadın ordulaşması, kadın gerillacılığı tarihi bir rol oynamıştır. Erkek egemen anlayışında da birçok değişim yaratmıştır. Zaten Kurdistan gerillacılığındaki farklardan biri de budur. 15 Ağustos Atılımı Kürt kadınlarının nasıl savaşacağını, nasıl yaşayacağını ortaya koymuştur. 15 Ağustos Atılımı bütün bu gelişmelerin büyük bir zemini olmuştur. Bu yüzden eğer 39 yıldır NATO’nun en güçlü ordularından biri olan Türk ordusu birçok egemen güçten, Kurdistan’daki işbirlikçi çizgiden destek almasına rağmen Kurdistan gerillasına karşı başarı sağlayamıyor.

Bunun nedenlerinden biri PKK’nin kadın ordulaşmasından aldığı güçtür. Kadının rengi, iradesi, cesareti hem kadında hem de erkekte temel değişimler yarattı. Dünyanın hiçbir yerinde Kurdistan gerillasının sürdürdüğü formül yok çünkü hem yaşamda yer alıyor hem de savaşıyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir örnek yok. Bu Rêber Apo’nun paradigmasının yarattığı bir şeydir. Bu yüzden Kurdistan gerillacılığı düşmanla savaştığı kadar, kadında ve erkekte özgür bir kişilik yaratıyor. Zaten ordulaşmasının gücünü de buradan alıyor.

Kurdistan gerillası bugün kadın-erkek ilişkilerinden de örnek olmuş durumda. Dünyada böyle bir örnek yok. Zaten yenilmezliğini bu çizgiden alıyor. Bugün Egîdlerin, Zîlanların çizgisi Kurdistan’da var olduğu sürece, bu ruh, bu irade, bu özgürlük arayışı, bu inanç var olduğu sürece karşımızdaki güçler asla başarılı olamayacaklardır. Bu yüzden komutan Egîd’in çizgisi Kurdistan gerillası için yaşam ve savaş tarzı olmuştur. Gerilla mücadelemiz bunu ortaya çıkardı; özgürlük isteyen bir güç, özgürlüğün savunmasız olamayacağını bilmek zorundadır. Kürt kadınları bugün mücadelesi ve direnişiyle tüm kadınlara örnek olmuştur. Kurdistan’ın tüm parçalarında özgürlük mücadelesi veren kadınlar ve toplum Kıurdistan gerillasının formülünü esas alıyor.

Rojava’ya bakın, Şengal’e bakın, Rojhilat’a bakın. Bu aynı zamanda sadece Kürtler için değil, tüm kadınlar için, özgürlük isteyen tüm halklar için bir modeldir. Kürt kadını bugün en örgütlü aşamaya ulaşmış durumda. Bu konuda komutan Egîd, Zîlan, Bêrîtan ve Leyla Amedlerin çizgisine minnettarız. YJA Star olarak mücadelemizin temelini bu çizgiden alıyoruz. YJA Star gerillası bugün Rêber Apo çizgisine sahip çıkmada, 15 Ağustos Atılımı çizgisine sahip çıkmada, yaşatmakta öncü bir duruşa sahiptir. Kürt kadınları 39 yıllık mücadele tarihinde sadece gerillacılıkta kendini ispatlamamıştır, o süreçleri geçmiştir. Kürt kadınları artık Rêber Apo’nun çizgisinin teminatıdır, Kürt halkının, kadın çizgisini savunmanın, halkların, özgür yaşamın teminatıdır. Bugün Kurdistan’da kadın gerillacılığı nasıl yaşayacağımızı, nasıl savaşacağımızı ve kendimizi nasıl koruyacağımızı belirlemiştir.

BİZİ BAŞARIYA GÖTÜRECEK TEK YOL DİRENİŞTİR

Zaman artık 15 Ağustos çizgisini başarıya ulaştırmanın zamanıdır. YJA Star güçleri olarak bu sorumlulukla karşı karşıyayız. Son iki yıllık savaş pratiğinde de kadının rolü, iradesi, kahramanlığı, cesareti çok güçlü bir şekilde ortaya çıktı. Özgürlük mücadelesinin savunma olmadan verilemeyeceğinin farkındayız. Kürt kadını bu gerçeği net bir şekilde ortaya koymuştur. Kadınlar her zamankinden daha fazla savunma çizgisini esas almalıdır. Bugün Rêber Apo üzerinde ağırlaştırılmış bir tecrit var. Uluslararası komplonun devamı olarak bu tecridi bize kabul ettirmek, alıştırmak istiyorlar.  Yürüttükleri siyaset budur. Çok tehlikeli bir durum var ortada. Rêber Apo çizgisi tehlike altındadır. Çünkü Rêber Apo çizgisi artık sadece Kürtleri, Kürt kadınını etkilemiyor, tüm Kurdistan parçalarını etkiliyor, gençleri etkiliyor, ezilen halkları etkiliyor. Egemen güçler de bundan dolayı bu çizgiyi yok etmek, ortadan kaldırmak istiyorlar. Yıllardır büyük emeklerle elde edilen kazanımları yok etmek, Kürt halkını, kadınları, ezilen halkları umutsuz bırakmak istiyorlar. Zaten günümüzde de yürütmeye çalıştıkları siyaset budur.

15 Ağustos Atılımı aynı zamanda Lozan Antlaşması’na da karşı çıkmadır, kabul etmemedir, buna karşı mücadeledir. Fakat bugün baktığımızda Lozan Antlaşması’nın 100. yılında bir kez daha faşist Türk devletinin, Erdoğan ve Bahçeli’nin eliyle Kürt halkına yönelik soykırımı meşrulaştırmak istiyorlar. Bu soykırım siyasetini bize kabul ettirmeye çalışıyorlar. Bu yüzden bize bu kadar yöneliyorlar, Rêber Apo’ya, Kurdistan gerillasına, Kürt halkına bu kadar saldırıyorlar. Çünkü Kürtlerin artık eski Kürtler olmadığını biliyorlar. Vahşi saldırılarla ve soykırım politikasıyla Kürt halkını tekrar umutsuz bırakmak istiyorlar. 15 Ağustos Atılımı umutsuz olan Kürt halkını, Kürt kadınını tekrar umutlandırdı. Kürtler varlığına sahip çıktı, kimliğine, diline sahip çıktı.

Bu yüzden başta kadınlar ve gençler olmak üzere herkes Rêber Apo’ya yönelik tehlikeyi görmelidir. Bu siyasete karşı mücadelemizi daha da güçlendirmeliyiz. Elbette kadınlar ve gençler öncülüğünde Rêber Apo’ya sahip çıkma durumu var fakat zaman zaman seyretme durumu da ortaya çıkıyor. Bu şüphesiz kabul edilemez. Çünkü bugün Kürt ailelerinin yarısı bedel ödemiştir, bu bedellerine sahip çıkmaları lazım. 15 Ağustos Atılımı’nın ruhuyla ancak düşmanımızı yenilgiye uğratırız, Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlarız. Bizi başarıya götürecek tek şey direniştir. YJA Star olarak soykırım siyasetine karşı üzerimize düşen rol ve misyonumuzu Zîlan, Bêrîtan ve Egîd çizgisinde yerine getireceğiz.”