Çiftyürek: Devlet aşiretler üzerinden devlete bağımlılık devam etsin istiyor

Devlet tarafından fonlanan aşiret derneklerinin sayısı her gün biraz daha artarken, Wan’da kurulan aşiret derneği sayısı 20’yi buldu. Milletvekili Sinan Çiftyürek, “Kurdistan'ın üç parçasının kavşağında yer alan Wan’ın seçilmesi tesadüf değildir” diyor.

Riha ve Amed’de birçok aşiretin dernekleşmesinin ardından Wan ve çevre kentlerde yaşayan aşiretler de hızla dernekleşiyor. Son dönemlerde Wan’da dernek kuran aşiretlerden bazıları; Kurhesînîler, Brukîler ve Pînyanîşîler ve Sileyxan aşiretleri de yayımladıkları deklarasyonla birlik oluşturduklarını beyan ederken, yine aşiret temsilcileri bir araya gelerek Toplumsal Uzlaşı ve Barış Derneği, Kadim Aşiretler Federasyonu gibi kuruluşları ilan etti.

Dernek programlarına vali, kaymakam gibi devlet bürokrasisinin eşlik etmesi ise dikkat çekiyor. Wan’da geçtiğimiz günlerde de Milan Aşiret Derneği kuruluşunu beyan etti.

DEVLETİN POLİTİKASI: FUHUŞ, UYUŞTURUCU, AŞİRET

Kurdistan illerinde fuhuşu ve uyuşturucuyu teşvik eden devlet, şimdi de aşiretçiliği yeniden hortlatıyor. Riha ve Amed ile birlikte aşiret üssü seçilen Wan’da gün geçmiyor ki yeni bir aşiret derneği açılmasın. Devlet, yüzlerce aşiretin bulunduğu Wan’da yeni çatışmalara zemin hazırlamak ve Kürt halkını aşiretler eliyle kontrol altında tutmak istiyor.

Wan eski valisi kayyum M. Emin Bilmez, 2021 yılında Pinyaniş aşiret derneğinin açılışına tüm kayyumlarla birlikte katıldı, kurdele kesti ve “Aşiretler tarih boyunca devletin yanında olmuştur, aşiret derneklerine her türlü desteği vereceğiz” dedikten sonra aşiret dernekleri sayısında artış yaşandı ve şu ana kadar Wan’da 20 aşiret dernek açtı. Tüm bunların temeli ise 2016 yılında Rasim Aslan öncülüğünde kurulan Kadim Aşiretler Federasyonu ile atıldı. Devlet fonuyla kurulan bu derneğin açılışında konuşan Aslan, “Teröre karşı devletimizin yanındayız” demişti. AKP bu politikasıyla yerel seçimlerde halk üzerinde baskı oluşturmak istiyor.

‘AŞİRETÇİLİK KORUCULUĞU BESLİYOR’

Aşiretçiliğin dernekler adı altında hortlatılmasını ANF’ye değerlendiren YSP Wan Milletvekili Sinan Çiftyürek, devletin yeniden aşiretlerden medet ummaya başladığını belirtti. Çiftyürek, aşiretlerin derneklerine bu kadar önem verilmesinin altında ise siyasi saikler bulunduğunu kaydetti.

Van eski valisi M. Emin Bilmez’in, aşiretlerin her zaman devletin yanında yer aldığı iddiasının koca bir yalan olduğunu kaydeden Çiftyürek; “Tarihsel deneyimlerimiz bize bunu net olarak ortaya koyuyor. Elde ettiğimiz bilgilere göre, Vali’nin aşiret derneği açılışına katılmasının ardından aşiretlerin üst üste dernekleştiğini görüyoruz; çünkü devlet, mali destekler sağlıyor. Devlet, Kurdistan’da aşiretçiliği destekliyor, neden çözülmesini engellemek istiyor, sorusu üzerinde durmak gerekiyor. Aşiretler gelişen kapitalist gelişime bağlı olarak çözülüyorlar. Pazar ekonomisi artık kentlere, metropollere kaydı. Devletin tavrının sebebi, aşiretin çözülmesiyle Kürt sınıfında modern toplumun oluşması, modern dokunun gelişmesi hem siyasi ve hem de inançsal olarak aşiretleri aşan yeni kültürlerin oluşumuna yol açmasından korkuyor. Güçlü bireyin oluşumundan ürküyorlar” dedi.

‘AŞİRETÇİLİKLE TOPLUMU GÜÇTEN DÜŞÜRMEK İSTİYORLAR’

“Git ağa ile görüş, devri bitmiştir” diyerek sözlerini sürdüren Çiftyürek, “ Seçimlerde eskiden ağanın işaret ettiği partiye oy verilirdi ama artık bunun aşıldığını görüyoruz. Aşiret ağalarının iradesi doğrultusunda oy kullanma döneminin bitmesinden endişe gediyorlar. Aşiret ağasının devletle anlaşması koruculuk gibi olguları geliştirmişti ancak bu da artık sona eriyor. Bazı aşiretleri devlet ne koruculuğa ikna edebildi ne de kendilerine oy vermeye ikna etti. İkna ettikleri aşiretler, ağanın beyanı doğrultusunda devletin yanında yer almaya zorlanmıştır. Aşiretçiliğin çözümüyle devletin en büyük silahı elinden alınmış olacaktır, çünkü bu şekilde toplumu güçten düşürmek, Kürt siyasi hareketi ile aşiretler arasında gerilim yaratarak toplumu demokrasi mücadelesinden koparmak istiyorlar. Devlet bu yüzden aşiretlerin dağılmasını engellemeye çalışıyor. Devlet Kürt meselesinde çaresizdir. Suyun akışını durduramıyorlar. Devlet, Kürt meselesini çözemediği sürece ekonomiyi düzeltemez. Yerel yönetimler çerçevesinde yetki verirsem Diyarbakır ve Van’a da vermek zorunda kalırım, korkusu var. Devletin aşiretlerde ısrar etmesi hem Türkiye hem Kurdistan’daki aydınlanmaya karşı bir tavırdır” ifadelerini kullandı.

‘AŞİRET ÜZERİNDEN DEVLETE BAĞIMLILIK DEVAM ETSİN İSTİYORLAR’

Serhat Bölgesinde Wan’ın bir üs olarak seçildiğini vurgulayan Çiftyürek, şöyle devam etti: “Kürt kentleri arasında bu konuda Van pilot bölge olarak seçildi ve uzun süredir Urfa’da da böyle bir politika yürütülüyor. Bazı toplumlar ve ülkelerde bazı kentler bulundukları coğrafyanın bir nevi merkezidirler. Bu kentler zayıflarsa etrafındaki kentler de zayıflar. Urfa’nın demokratik mücadelede hamle yapması Batman’ı, Antep’i etkiler; Diyarbakır’ın siyasi hamleleri tüm Kurdistan’ı etkiler; Van’ın hamleleri bütün Serhat’ı ayağa kaldırır. Bu nedenle Van’ın seçilmesi tesadüf değildir. İkinci etken Van aynı zamanda kendisi ile birlikte bölgeyi kalkındırma potansiyelini taşıyor ve son olarak Van, Kurdistan'ın üç parçasının kavşağındadır. Doğu, Kuzey ve Güney Kurdistan’ı birleştiren ana parçadır. Bu yüzden Van üzerinde devlet ciddi olarak duruyor. Van’ın ekonomik ve kültürel olarak geri kalması için her şeyi yapıyorlar. Aşiretçilik devam etsin ve bunun üzerinden devlete bağımlılık devam etsin istiyorlar.”