Êrîş’in mekabındaki kelebek

Gerilla Êrîş, şehadetinden birkaç gün önce mekabının üzerindeki küçük bir kelebeğin görüntüsünü çekip yollamıştı. Bir günlük yaşamını tehlikeye atıp bir gerillanın mekabına konmuştu.

- Bizi yazarsın değil mi heval?

- Yazmazsam kalemim kırılsın. Kelimelerime vereceğin bir ilhamın var mı cebinde?

- Olacak, merak etme, söz!

bunu dedi ve yol aldı gerilla Êrîş.

Dağlarda bir gerilla ile tanıştığınızda yepyeni bir hikayeye kadem basıyordur kaleminiz. Bu, sizi bir yandan heyecandan coştururken bir yandan da tanıdığınız bu güzel gerillalardan ayrılacağınızı bilerek öylece kalırsınız. O ana o kadar çok şey sığdırırsınız ki zamanı aşarsınız. Bir gerilla ile tanışırsınız yollarda, sonra başka bir gerilla, başka bir gerilla. Farklı farklı dünyalardan büyük bir evren oluşuyor. Gerilla Êrîş Bawer de kendi yarattığı duruşuyla emeğin ve iyiliğin dünyasını oluşturmuştu. Bir ülke uğruna emek vermek nedir derlerse Êrîş derim. Hiç yorulmadan tebessüm etmek nedir derlerse gerilla Êrîş derim. Hiçbir gerekçeye sığınmadan, yorulmadan, kan, ter içinde yine de özgürlüğe hizmet nedir deseler bir gün gerilla Êrîş’in yaşam duruşunu anlatırdım. Şehadeti de böyle oldu gerilla Êrîş’in. Sadece bir eylem anına, bir görüntüye, bir fotoğrafa sığar mı bir savaşçının yaşamı. Belki hepsi değil ama hakikatin kısa bir anı muhakkak sığar.

FEDAİLİK KENDİNİ ADAMAKTIR

Katıldığı 2012’den beri birçok alan dolaşmıştı gerilla Êrîş. Êzîdî halkının feryadına koşmuştu, işgalciler Rojavayê Kurdistan’a saldırdıklarında hiç düşünmeden yönünü hemen çevirmişti oraya. Hep aşkla baktığı dağlara geri gelmişti. Yıllarca dağlarda emeğin temsilini yapmış ve bir kere bile “of” demeden yürümüştü özgürlük yolunu. En son kendi yanında taşıdığı küçük defterine şunları ekleyip savaşın yoğun olduğu alanlara geçmişti: “En büyük fedai Önder Apo’dur. Önder Apo bu fedai tarzı tüm dünyaya yansıttı. Fedailik Önderlik çizgisini esas almaktır. Kendini adamaktır. Bir fedai kendisi için sıradanlığı kabul etmemelidir. Fedailik Zilanların yolunda yürümektir. Zilan yoldaş ölümsüz bir ana tanrıçadır ve her gün içimizde yaşayan bir yoldaştır. Önderliğin yarattığı fedai militan tarzı toplumun özgürlüğünü esas alandır. Şehit Zilan’ın bize bıraktığı çizgide anlamlı yaşamaktır. Fedai ne için yaşadığını bilendir. Düşmana karşı direnmek ve kanının son damlasına kadar düşmana karşı savaşmaktır. Eğer biz şimdi rahatsak ya da adım atabilmişsek bu fedailerin çabalarındandır. Kemal Pir’in duruşu ve çabaları, örneğin Kemal Pir toplumun içine girdiğinde herkes ayağa kalkıyordu. Çünkü Kemal Pir’de Apocu fedai yaklaşımı vardı. Bizler her zaman Kemal Pir’in yolunu, duruşunu, yaklaşımını, partiye bağlılığını kendimize esas almalıyız.”

ŞEHADETİNDEN ÖNCE GÖNDERDİĞİ

Gerilla Êrîş, 6 Ağustos’ta Şehit Mazlum alanında şehit oldu. 6 Ağustos’tan birkaç gün önce sözünde durmuş ve cebinde değil ama yüreğindeki en güzel görüntüyü çekip yollamıştı bizlere. Gerilla Êrîş, arazide çektiği ve bu yazının belki de kaderini belirleyen o görüntüyü önce yüreğine sonra da yanındaki küçük makinaya kaydetmişti. Gerilla mekabının üzerinde küçük bir kelebek görüntüsü çekip yollamıştı. Belki bir anın kısa bir dilimini çekmişti ama o anın içinde zaferin tarihi gizliydi. Kozasını çatlatıp yeryüzüne çıkmış artık kelebek. Kurdistan kadınlarının evlerine bir kelebek geldiği zaman “Kelebek geldiğine göre bize müjde getirmiştir, acaba ne haber getirdi bize” der Kürt kadınları. Bir kelebek konmuş gerilla Êrîş Bawer’in mekabına, ona müjde getirmiş. Kelebek konuşmuyor ama konduğu mekabın geleceğinde zaferin olduğunu müjdeliyor. Boşuna konmamıştı o kelebek, boşuna br mekabın rengine vurulmamış, onca işgalcinin ve faşistin gizlendiği Kurdistan arazisinde bir günlük yaşamını riske atıp bir gerillanın mekabına konmuştu. Bir gündü yaşamı, sadece bir gün. O kelebek tüm bir ömrünü gerillaya olan zaferi müjdelemek için gelmişti. Boşa değildi gerilla Êrîş’in mekabına konması. O, çekip yolladığı bu kısa görüntüde yoldaşlarının özgürlük uğruna verdiği tarihi savaşta zaferi görmüştü. Yoksa nasıl dayanacaktı bu kadar yüreğini yakan acıya ve yaraya. İnandığı davanın zaferine olan inancı, gerilla Êrîş’i 6 Ağustos’ta işgalcilere karşı savaştırdı. Kendi isminin anlamıyla bütünleşip saldırı ruhuna büründü.