Önderliğine ve halkına bağlı bir savaşçı: Dilgeş Zîlan Gûzereş
Gerçek bir savaşçı ve Rêber Apo’nun yoldaşı olmak için büyük emek veren Dilgeş Zîlan Gûzereş, katılımından şehadetine kadar Önderliğine, halkına ve hareketine hep bağlı kaldı.
Gerçek bir savaşçı ve Rêber Apo’nun yoldaşı olmak için büyük emek veren Dilgeş Zîlan Gûzereş, katılımından şehadetine kadar Önderliğine, halkına ve hareketine hep bağlı kaldı.
Dilgeş Zîlan Gûzereş (Ferhat Akdeniz), Colemêrg’in (Hakkari) Gever (Yüksekova) ilçesine bağlı Gûzereş köyünde yurtsever bir ailede dünyaya geldi. Ailesi, 1991’de düşmanın baskılarından dolayı köyden Colemêrg merkezine taşınmak zorunda kaldı.
Colemêrg, Kürdistan’ın yurtsever duruşuyla tanınan illerinden biridir. O dönemde halk, işgalci Türk devletine karşı birçok ayaklanma gerçekleştirmişti. Akdeniz ailesi de devletin tüm baskı ve zulmüne rağmen değerlerine sahip çıkarak onurlu duruşlarından taviz vermedi. Ailenin bu tutumu, Ferhat Akdeniz üzerinde büyük bir etki bıraktı. Her Kürt çocuğu gibi o da büyük çelişkilerle büyüdü; bir yanda ailesinin doğruları ve değerleri, diğer yanda düşman gerçekliği karşısında bir arayışa yöneldi. Kuzeninin (dayısının kızı) şehadeti, gerilla direnişi ve devletin Kürt halkına yönelik vahşi saldırıları, Ferhat Akdeniz’in 2010’da gerilla saflarına katılma kararlılığına ulaşmasını sağladı. Özgürlük Hareketi’ne katıldıktan sonra Dilgeş Zîlan Gûzereş adıyla yeni bir yaşama adım attı.
Dilgeş Zîlan, gerillacılığa ilk adımlarını Xakurkê’de attı ve burada eğitim aldı. Gerilla yaşamı ve mücadelesi, onun üzerinde büyük etkiler yarattı. Kendi ifadesiyle gerilla, kahramanlığın mekanıydı ve o da bu mücadeleye adım atarak yaşamını anlamlandırdı. Gerillalık, onun için yalnızca bir yaşam tarzı değil, aynı zamanda hakikatin ve insanlık onurunun savunulmasıydı. Bu nedenle gerillalık, onun için bir onur ve sorumluluk meselesi oldu. Başûr, Rojava ve Bakûrê Kurdistan’ın birçok alanında gerillacılık yaptı ve öncü bir savaşçı olarak görev aldı.
Gerilla Dilgeş Zîlan, 26 Ağustos 2023’te, Amed’in Farqîn ilçesinde gerçekleşen düşman saldırısında, yoldaşları Berxwedan Farqîn (Hanifi Saygı) ve Mervan Wan (Muhterem Koç) ile şehitler kervanına katıldı.
KÜRT HALKI PKK İLE KENDİNİ TANIDI
Dilgeş Zîlan, hem kişiliğiyle hem de yaşamın inceliklerini kavrayışıyla tanınan bir gerilla olarak öne çıktı. Kararlılığını, yeri geldiğinde sözleriyle, yeri geldiğinde ise verdiği mücadele ve savaşla ortaya koydu.
Bu yazıda, onun günlüğünden iki bölümü paylaşarak sözlerine ve düşüncelerine ışık tutmak istiyorum. Günlüğünde gerilla yaşamının önemine ve bunun kişisel yaşamı üzerindeki etkilerine değiniyor. Bir diğer bölümde ise, 2022’de Türk devletinin Garê alanında gerillalara karşı yürüttüğü saldırılardan ve yoldaşlarının direnişinden bahsediyor.
Şehit Dilgeş Zîlan, mücadelesine ilişkin şu ifadeleri kullanıyor: “Gerilla yaşamını tanımlamak gerekirse, cesaretin ve fedakarlığın vücut bulduğu bir yaşamdır. İlk kez gerilla ile tanıştığımda, bu yaşamı derinlemesine anlamak istedim. Gerilla alanları, yiğit insanların onur savaşı verdiği bir yerdi. Bir Kürt olarak, kendine ‘Ben Kürdüm’ diyebilen herkesin bu mücadelede yer alması gerektiğine inanıyorum. Çünkü özgürlük için bir arayış varsa, buna giden yol şüphesiz gerilla saflarıdır. Gerillaya katılmam, toplumsal ve tarihsel gerçekliğimizden bağımsız değildir. Bir yanda düşman gerçekliği, diğer yanda ise halkımızın onurlu yaşam mücadelesi… Bu ikilemi doğru bir karar ve samimi bir mücadele ile çözmek mümkündür.
Kendi adıma gerilla yaşamına adım attığımda zorlanmadım. Çünkü Kürt halkı olarak bu yaşamla birlikte kendimizi tanıdık ve gerçekten kim olduğumuzu keşfettik. PKK, insanları değiştiren ve dönüştüren bir ruhtur. Şüphesiz, bizler de bu hakikat sonucu dalga dalga büyüdük. Gücümüzün yettiği kadar hayallerimize doğru yürümeye başladık. Gerilla yaşamımda beni derinden etkileyen yoldaşlarımdan biri Rizgar Amanos’tu. Onun bu sözleri hala kulaklarımda yankılanıyor: ‘Bir insan doğduğunda şerefli biri olarak dünyaya gelir. Kimse bu şerefi ne ondan alır ne de ona verir. Önemli olan, kaybetmemek için insan ömrünün sonuna kadar savaşmalıdır.’ Heval Rizgar Amanos’un bu sözlerinden çok etkilendim. Bu sözler sayesinde, mücadelenin her alanında ve her kararda daha bilinçli hareket ettim ve güçlendim. Deyim yerindeyse, bir komutanın nasıl savaşması gerektiğini ve yanındaki savaşçıya nasıl bir rol vermesi gerektiğini gösterdi bana.
PKK VAR OLDUKÇA ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEKTİR
Şüphesiz, gerilla yaşamında birçok örnek ve deneyim bana yeni bir perspektif kazandırdı. Tek başıma bir ordu gibi rol oynayabileceğimi, Egîdlerin, Zîlanların ve partinin çizgisini temsil edebileceğimi gördüm. Yılların intikamını, tarihin intikamını, şehitlerin intikamını mutlaka alacağız. Bugün, gerilla mücadelesi her zamankinden daha gerekli bir hale gelmiştir. Ya kazanacağız ya kazanacağız. Bizim için bundan başka bir yol yok. Bu kararlılık ve inanç bizi bugünlere taşıdı. Bu birikim ve azimle gerillanın zaferini sağlayacağız. Özgürlük hareketimizin tarihinde, her zaman direniş ve mücadeleyle şekillenmiş kahramanlar ortaya çıkmıştır.
Bu kahramanlar Apocu bir ruha sahiptir; asla teslim olmamış, ihaneti kabul etmemiş ve daima bize öncük etmişlerdir. Bu gerçeği ancak mücadeleye girerek ve yaşamın derinliklerini deneyimleyerek anlayabilirsiniz. Biz de bu anlayışla büyüdük. Düşman var olduğu sürece bizim için huzurlu bir yaşam mümkün olmayacak. Var olduğumuz sürece faşizme karşı mücadelemiz sürecek. Kahramanların mücadelesi, bize bir kez daha PKK ruhu var oldukça, özgürlük direnişimizin de devam edeceğini gösterdi.
DÜŞMAN İSTEDİĞİ SONUCU ELDE EDEMEDİ
Faşist düşman, 10 Şubat 2022 tarihinde tüm teknik gücünü kullanarak Siyanê’ye saldırdı. Çeşitli yöntemlerle bölgeyi ele geçirmeyi amaçlayan bir operasyon başlattı. Bu, uzun süre önceden planlanmış bir operasyondu. Çok sayıda askerle birlikte bu saldırıyı başlattılar. Saldırının ilk gününde, helikopterlerin desteğiyle askerleri bir an önce indirip şikefte girmeye çalıştılar. Ancak Şoreş Beytûşebab yoldaşımızın öncülüğünde, düşmanın bu girişimi püskürtüldü. Heval Şoreş, özgürlük mücadelesindeki tecrübesi ve birikimiyle öne çıkan bir yoldaşımızdı. Onun bu saldırılardaki kararlı duruşu ve düşmanı geri püskürten mücadelesi, bu direnişte belirleyici oldu.
Saldırının başlangıcından sonuna kadar, Şoreş heval öncülüğünde tüm yoldaşlar, düşmanın her hamlesine karşılık verdi. Şikefte yönelik saldırılar sırasında düşmanın komutanları dahil olmak üzere birçok askerleri etkisiz hale getirildi. Bu direniş, düşmanı şoka uğrattı ve planlarını altüst etti. Düşman, kimyasal silahlar da dahil olmak üzere her türlü yönteme başvurdu ancak sonuç alamadı. Operasyon boyunca disiplinli ve örgütlü bir şekilde hareket eden yoldaşlarımız, düşmanın saldırılarına karşı kahramanca direndi.
Şubat ayında, Garê bölgesindeki birçok timimiz düşmana ağır darbeler vurdu. Özellikle Rojhat yoldaş öncülüğünde yapılan eylemlerle düşmana çok ağır darbeler vuruldu. Bu direniş, Özgürlük Hareketi’nin fedai çizgisini bir kez daha ortaya çıkardı. Düşman istediği sonucu elde edemedi. Son çare, Garê bölgesini havadan bombalayarak operasyonu sonlandırdı ve askerlerini hızla geri çekmek zorunda kaldı. Bu operasyon, Apocu ruhunun ve özgürlük mücadelesinin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bu bizim yaşam hakikatimizdir.”