Şine: İran ve Rojhilat'ta kadın direnişi özgürlüğü getirecek

KJAR Koordinasyonu Üyesi Çîmen Şine, İran ve Rojhilat'ta kadın direnişinin özgürlüğü getireceğini belirtti. Şine, "Erkekler için de değişim ve dönüşüm kaçınılmaz" diye belirtti.

İran’da Jîna Emînî’nin katledilmesinin ardından kadınlar öncülüğünde protestolar gelişti ve 2. ayını geride bıraktı. 

KJAR Koordinasyonu Üyesi Çimen Şine, İran ve Rojhilat'taki direnişlere dair ANF'nin sorularını yanıtladı.

İran’da Jîna Emînî’nin katledilmesinin ardından kadınlar öncülüğünde protestolar gelişti ve 2. ayını geride bıraktı. İranlı, Rojhilatlı kadınlar ne istiyor?
25 Kasım'ı büyük bir toplumsal mücadelenin geliştiği zaman diliminde karşılıyoruz. Her yerde Kürtlere ve kadınlara karşı büyük bir soykırım saldırıları var. Mirabel kız kardeşlerin mirasını, bugün her yerde direnişi yükselten Kürt kadınlar ve dünya kadınlarını öncülüğünde Zilanlar, Saralar, Rûkenler, Jina Emini ve Şıler Resuli, Çiçekler şahsında gelişen bütün kadınları selamlıyoruz.

Rojhilat Kurdistan'ında kadın öncülüğünde  toplumsal bir kalkışa dönüşen bir kadın isyanı ve serhildanı, kadın devrimine doğru bir sürece ilerlemektedir. Bugün tüm dünyayı jin-jiyan-azadî kavramı etrafında topladı, birleştirdi. Evrenselleşti. Bu slogan etrafında dünyaya kadın öncülüğünde bir değişim dayatılmaktadır. Gerçekten baş döndüren gelişmelere tanıklık ediyoruz. Bugün dünyanın her yerinde ayağa kalkmış, kadın ve halklar  hakikati yaşanmaktadır. Bu ideolojinin evrensel gücünün etki düzeyini bize yaşatan Önder Apo'dur. Jin, jiyan azadî sloganının felsefi, tarihsel, toplumsal bir anlamı ve değeri bulunmaktadır. Bu sloganın yaratıcısı Önder Apo’dur. Önder Apo’nun kadına verdiği anlam, kadın özgürlüğünün toplum için anlam ve öneminden kaynağını aldığını ifade edebiliriz. Toplumsal özgürlüğün nasıl mümkün olduğu konusundaki sorularının cevabı, toplamda Önder Apo paradigmasının çıkış kaynağı bu kavramlarda ifadesini bulmaktadır. Rojhilatê Kurdistan ve İran’da bu felsefe doğrultusunda yükseltilmesi oldukça anlamlıdır ve tesadüf olmadığını belirtebiliriz. Önder Apo’nun büyük düşüncesinin ne kadar etkilediğinin somut göstergesidir. Demokratik ulus paradigmasından etkilenen toplumların gücüdür. Özgür yaşamak isteyen toplumların ifadesi olmaktadır. Bugün İrani halklar ve kadınlar öncülüğünde gelişen bu isyan ve serhildan gerçeği, demokratik çoklu toplumun sesi olmaktadır. Önderliğin paradigmasından etkilenen toplumların gerçekten çok şanslı olduğunu belirtebiliriz.

Önder Apo, 'Tarih varoluşun, gerçekleşen sürecin yorumudur' belirlemesiyle tarihin, tarihsel toplumsal niteliğiyle ele alınması gerektiğini  hep söyledi. Ayrıca bize bu şansı sağladı. Bu şekilde aslında şu anda yaşanan tarihsel süreci anlamlandırabiliyor,  kadınlar cephesinden daha güçlü okumayı ifade etmektedir. 

KJAR, bu sürecin kadınlar cephesinde nasıl örgütleneceği ve öncülüğüyle geliştirileceğinin, tüm toplumsal çalışmaların kadın örgütlenmesidir. KJAR, kadınların özgürlüğün inşa rolünün belirleyici olduğunu ortaya koymaktadır. İran ve Rojhilat Kürdistanı'nda kadınların ve halkların özgür yaşayabileceği, demokratik bir sistemden geçmektedir. Toplamda İran’daki tüm toplumların özgürlüğü istediğini geride bıraktığımız bu iki aylık süreçte çok güçlü gördük. Bu felsefenin kadın üzerindeki etki düzeyi ve baskıların üst düzeyde yaşanması ve ilk olarak Kürdistan şehirlerinde yükselmesinin, kadınların bilinç seviyesi ile ilgili olduğunu belirtebiliriz. Rojhilat'ta Önderlik paradigması ekseninde İrani ve Kürdistan'daki kadınların bilinçlenmeleriyle olduğunu belirtebiliriz. Bu özgürlük ateşi, kadınlar öncülüğünde devamlılık kazanarak, İran İslam rejimini demokratikleşmeye doğru götürecektir. Ayağa kalkmış toplumlar, kadınlar bunu istemektedir. Bunun için bedel vermekte, sokaklarda sistem karşıtı duruşlarından vazgeçmemektedir. Özgürlüğü için direniyorlar. Direnişin en ön saflarında yer almaya devam ediyorlar.

'İRAN KADINLARIN DURUŞUYLA ÖZGÜRLÜĞE KAVUŞACAK'

İran’da demokratik, ekolojist hareketler ve gruplar kadar, kadın özgürlük zemini ve mücadelesi veren tüm İranlı kadınların da temel istemleri, demokratik bir İran olmaktadır. Özgür yaşamda ısrarları çok güçlüdür. Özellikle inançlarını özgür yaşamak isteyen, inanç gruplarının hepsinin talepleri demokratik bir İran'da özgür yaşam istemleri olmaktadır. İşte tüm bu gruplar ortak çıkarlar ekseninde bu serhildan ve isyanlarda yerlerini ısrarla sürdürüyor. İran ciddi bir  tarihe  sahiptir. Sıradan bir ülke değildir. Ama kadın özgürlüğü konusunda oldukça baskıcı, egemen ve şiddet uygulayan bir devlettir. O sebeple, toplumsal dönüşüm ekseninde bu baskıcı rejimin demokratikleşmesi gerekmektedir. Toplumsal dönüşüm, özgür toplum gerçeği  ve özgür kadın gerçeği hiçbir şeye dayalı gelişecek  bir durum değildir. İran rejimi kadın konusunda oldukça korkmaktadır. Kadından korkacağına, bugünkü kadınların duruşuyla İran özgürlüğünü kazanacaktır. Kadın düşmanı politikalarda ısrar, İran'ı büyütmeyecektir. İran demokratik değişime kendini kapalı tutmaktadır. Her şekilde değişime karşı durmakta, kendi anti demokratik tarzında ısrar etmektedir. Bu anlamda yaşanacak dönüşüm sıradan olmayacak; kadın özgürlüğü etrafında gelişecek, demokratik bir örgütlenme ve demokratik ulus örgütlenmesi ancak dönüşüm sağlayabilir. Kadınlar, İran İslam rejiminin 40 yıllık baskılarını hiçbir şekilde artık kabul etmediklerini bu serhildan ve isyanlarda çok net ortaya koydular. Ve koymaya devam etmektedirler. Kadınlarla birlikte tüm toplumsal kesimler de rejimin baskıcı, idamla toplumu tehdit eden ve yön vereceğini düşünmektedir. Halen İran'da köhnemiş bir erkek aklı vardır. 

'Jin, jiyan, azadî' herkesin fikirleri olarak tüm halkların dilindedir. Herkesin aklında yeni bir düşünce olarak gelişiyor. Bugün bu felsefe sadece Kurdistan toplumunda değil, tüm Belucistan gibi alanlarda, en fazla da Fars toplumunda öne çıktı ve Tahran sokaklarında, yine tüm İran'da öne çıktı.  Adeta nerede bu slogan atılıyorsa orada serhildan büyümektedir. Toplum kadınlar öncülüğünde özgürlüğü için direnişe soyundu. Direniyor. Yazılar yazıyor, şarkılar onun için söylüyor. Binlerce şarkı bu adla çıktı. Adeta kendi kurtuluşunu bu felsefede görüyor.  Kimse artık onu durduramaz. O sebeple tarih şimdidir. Tarih şu anda yaşanmaktadır. Dolayısıyla ne kadar farklı varoluşlar varsa o kadar tarih de olmaktadır. Tarihsel farklılık tarihsel birliğin olmadığı anlamına gelmez. Birlik olmadan farklılık anlam ifade etmez. Farklılıklar birliğe bağlı olarak olur. 

Bugün Zap, Avaşin, Metina ve tüm Medya Savunma Alanlarında geliştirilen direnişin Kurdistan’ın tüm parçalarını etkilediğini rahatlıkla söylebiliriz. Kadın gerillasından ilham almış, her insanı, her kadını, halkları ve kadınları derinden sarstığını rahatlıkla belirtebiliriz.

Bir 25 Kasım daha karşılarken, gerillanın bu muhteşem direnişi, yokluğa rağmen yaratması, ölüme rağmen yaşatması ve yaşaması her açıdan oldukça etkileyicidir. Kesinlikle erkek devlet şiddetine, tecavüzüne ve faşizmine karşı büyük bir direniş dalgası adeta bir devrim temelinde gelişiyor. Rojhilatê Kurdistan'da yaşanan da bu duruşun toplumsal  ifadesi olarak ortaya çıkmaktadır. Aralıksız kadınlar, gençler ve halklar sokakları boş bırakmıyor. Kadınlar göstermelik reformlar istemiyor. Devrim istiyor. Demokratik bir İran istiyor. Kendi hakkında kendisi karar vererek yaşamak istiyor. Erkek hakimiyetini kabul etmiyor. Özgür ve kendi kendisini yürütmek ve yönetmeyi dayatıyor.  Mesele sadece hicap değildir. Bu bir nedendi. Erkek egemen sistemi kabul etmiyor. İran devleti, erkek egemenliğinin iflasını gördüğü için kadınlara çok büyük bir düşmanlık temelinde saldırmaktadır. Bu serhildan sürecinde 368 insanımız şehit oldu. Binlerce tutuklu ve kayıplar, işkencelerden geçmektedir. Zindanlar dolup taşıyor. Hepsini büyük bir sevgi ve saygı ile anıyoruz. Halkımızın serhildan duruşlarını selamlıyoruz.

İran'da adeta ölü toprağını üzerinden atan, özgürleşmede ısrarlı kadınların özgürlük zamanı yaşanmaktadır. Dolayısıyla yeniden nefes almaya başlayan özgürlük tutkunu bir insanlığı, toplumsallığı temsil etmektedir. Kesinlikle, bugün Rojhilatê Kurdistan'da ve İran'da başlayan devrimsel süreci yaşanan bugünkü gerilla direnişinden kopuk göremeyiz. Kürt kadın gerillaları, erkek egemen iktidarcı zihniyet ve güçleriyle, işgalci, sömürgeci uluslararası güçlerle nasıl savaşılması, direnilmesi gerektiğini büyük direnişleriyle ortaya koymaktadırlar. Bu da her yerde kadınların nasıl bir direniş geliştirmeleri gerektiğini aşılamıştır. Rojhilat ve İran'daki serhildanların, öncüsü ve baş öznesi, o sebeple kadınlardır. 

İranlı kadınların heyecanı, coşkulu ve yaratıcı eylemleri herkesi bugün harekete geçiriyor, moralize etmiştir. Bir kez daha görüldü ki, kadının gücü her şeye bedeldir. Özellikle Rojhilat ve İran'da kadınların geliştirdiği isyan duruşları karşısında herkesi büyük bir hayranlık içinde bırakmıştır. İşte Kadın dünyayı değiştirebilir algısını herkeste oluşturmuştur. İrani halkların, kadınların binlerce yıldır içinde biriktirdiği, niteliksel birikim 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde kadınlar öncülüğünde büyük bir serhildan ekseninde  gelişim  yaratmıştır. Bu gelişim Rojhilatlı kadınlar şahsında tüm İranlı ve Rojhilatlı kadın hakikatinde dile gelmiştir. Hiçbir şey kadının eylemi kadar sarsıcı, etkileyici artık değildir. Kadının gerçek dili, sözü, özü eylemdir. Kadınlar sözünü de özünü de eylemini de hep birlikte ortaya  koyduklarını egemenlere gösterdiler. Ve bunun en güzel ifade biçiminin Rêber Apo'nun geliştirdiği formül olan jin, jiyan, azadi sihirli sözcükleriyle dile getirmesi bambaşka bir etki yaratmıştır. Rojhilat'ta bir güneş gibi yükselen kadın direniş ve özgürlük mücadelesi tüm Ortadoğu’yu aydınlattığı gibi şimdi de dünyaya dalga dalga  yayılmaktadır. 

'KADINLAR MAĞDUR DEĞİL, BAŞ ÖZNE OLACAK'

Özellikle son süreçte gelişen pek çok kıtada ve coğrafyada tüm kadın çalışmalarında buna dikkat çekilmiş ve Kürt kadın mücadelesi Jina Emini'nin posterleri kaldırılarak, saç kesilerek sahiplenilmiştir. Elbette gelişen sahiplenme düzeyi önemlidir. Bu gün Jina Emini tüm toplumları birleştirdi. Çok değerli, anlamlı ve önemli bir sahiplenmelerin de geliştiğini belirtebiliriz. Dolayısıyla en başta da belirttiğimiz gibi tarih yaşanılan süreç ve var olan sürecin yorumudur. İsim verebiliyorsan, anlamlandırabiliyorsan, kendini var edebiliyorsan, kimliklendirebiliyorsan bu senin tarihindir. İşte Rojhilat ve İran'da da yaşanan bu olmaktadır. Ve kesinlikle şu anda Kurdistanlı kadınlar ve İranlı  kadınlar tarih yazmaktadır. Bu tarihte kadınlar ne mağdur ne de günahkâr konumdadır, kadınlar baş öznedir. Hiç kimseyi nesneleştirmeyen, herkesin kendi kendisini özgürce ifade edebileceği, demokratik ulusa dayalı, öz savunma perspektifini esas alan, her canlıyı özne gören bir düşünce sistematiğini geliştirmektedir. Bu tarih farklı bir tarihtir. Bu tarih Önder Apo’nun gerçekten yaşam felsefesini, pratikleştiği bir gerçekliği ifade etmektedir. Bu kalkışın  kadınlar açısından  birçok anlamı vardır. Her açıdan değerlendirilmesinin önemi vardır. Bugün herkes kendi cephesinde, tüm bunlardan hareketle, öne çıkan tek slogan olan jin, jiyan, azadî sihirli formülünün sahiplenme düzeyiyle de bağlantılı olarak güçlü tanımlamalar geliştirilmektedir. 

'KOLAY KOLAY BU DİRENİŞİN ÜSTESİNDEN GELİNEMEZ'

İşte Rojhilat ve İran'da yaşanan bir 'jin, jiyan, azadî' devrimidir. Bu da Reber Apo'nun emeğidir. Bu isyan arkasına binlerce yıllık Mezopotamya’nın ana tanrıça direnişini almıştır. Demokrasi, özgürlük, çok kültürlülük, inancını alan bir geleneğe de dayanmaktadır. Kolay kolay bu direnişin üstesinden gelinemeyecektir. Bu nedenle İran ve Rojhilat'taki bu kadın direnişleri, kalkışları daha derinlikli ve etkileyici bir pozisyon almıştır. Toplumsal değişim ve dönüşümleri bağrında taşımaktadır. Köklü bir değişimden ziyade, Önder Apo'nun da savunmalarda ifade ettiği gibi toplumun bozulan, dejenere edilen, toplumun öz değerleriyle ilgisi olan, sonradan kapitalist sistemle gelişen yanların atılması, toplumun kendi öz değerleriyle buluşmasını ifade ettiği için kadının özüne dönüş de aynı anlama gelmektedir. Dolayısıyla gerçek devrim kadının ana merkez olduğu, kadının tam anlamda katıldığı, dirilişe geçtiği zaman ve mekânlarda gerçekleşmektedir. Ortadoğu’nun birçok bölgesinde, ülkesinde son 10 yıldır önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Halkların baharı olarak da tanımlanan bu süreç Rojava devrimi ile sonuç almıştır. Ancak Rojhilat ve İran'da yaşanan bu gelişmeler kadın merkezli değişim ve dönüşüm adımları kesinlikli Ortadoğu kadın devrimi anlamında çok daha farklı değerlendirme ve çözümlemeleri beraberinde getirecektir. Sonuç alınıncaya kadar da devam edecektir. Üçüncü ayına giren İran ve Rojhilatlı kadınların bu serhildan direnişi bu anlamı taşımaktadır.

Bugün kadın serhildanları yeni bir aşamaya jin jiyan azadî ile girmiştir. Jin- jiyan- azadî formülü bu da kadına özgürlük haklarını kazandırıyor. Devletleri ve erkekleri de dönüşümü zorlamaktadır. Kadın devrimini, sadece kadınların sokağa çıkıp protesto eylemleri ile kadın kalkışması ile sınırlı olmadığını görüyoruz. Rojhilat ve İranlı kadınların, öncülüğünde kadın özgürlük ilkeleri temelinde yeni bir yaşam sistemini yaratmanın mücadelesini kadınlar vermektedir. 

Bu anlamda Rojhilat’ta gelişen kadın serhildanlarını, kalkışmasını kadın devrimine giden yolda çok önemli bir dönemeçtir. Çok tarihi bir aşamadır. Ortaya çıkan bu cesur kararlı duruşu, örgütlü ve politiktir. Özgür bir yaşam istemektedir. Bu isyan ideolojik, örgütsel ve politik bir içeriğe ve biçime giderek kavuşmaktadır. 

Bu nedenle bu isyan, kadın devrimine doğru bir sürece evrilmektedir. Her şehit olan halkımız ve kadınlar kadın devriminin şehitleri olarak sonsuzluğa uğurlanmaktadır. Özellikle somut olarak, Jîna Emini’nin katledilmesin de ciddi rol oynayan ahlak polisliğinin kurumu çökmüştür. İran rejiminin cinsiyetçi kadını ezen ve toplumu bastıran sistemine, yasalarına karşı siyasal, sosyal, hukuki temelde halklar ve kadınlar çözüm yaklaşımını çok güçlü bir biçimde ortaya koydu. Salt isyan egemenleri değişime zorlamaz, isyan ideolojik, politik ve örgütsel  zeminle buluştuğunda değişim ve dönüşüme zorlayan gücü açığa çıkartır. 21. Yüzyılda gelişen bu özellikle İran ve Rojhilat kadın serhildanlarının bu donanıma kavuşması çok önemlidir. Yine kapitalist modernitenin toplum kırım politikalarının esasını kadın kırımının oluşturduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.

'ERKEKLERİN DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMÜ DE KAÇINILMAZ'

Erkeklerin de kendilerinin kurtuluşunu bu sloganda bulduğuna tanıklık ettik; bu erkeğin de toplumsallaşmaya doğru gittiğinin bir ifadesi mi? Yine protestoların bastırılması olası mı? 

Rojhilat ve İran'da kadının kalkışında, isyanında, kadınla birlikte erkekte yer aldı. Tüm bunlar, erkeğin de nasıl yaşaması gerektiğini de göstermektedir. Her şeyi ile kendisini ortaya koymaktadır. Her şey o kadar açık ki söylenecek söz kalmamıştır. Toplumun eylemleri de bunu gösterdi. Toplum kadın-erkek olarak çok ciddi ayrım içinde olmadığını ortaya koydu. İşte Önder Apo’nun kadın özgürlük çizgisini geliştirmesiyle hiçbir erkek egemenlikli kurum ve gücün buna karşı duramayacağı tespiti bugün çok net olarak yaşanmaktadır. Kadınlar ve halklar artık erkek egemenlikli sistemi kesinlikle reddetmekte, özgür yaşam alanlarını direniş alanlarına çevirerek kendi olmaya ve sistemlerini kurma arayışlarını sürdürmeye devam etmekteler. Şüphesiz ki bütün bu gelişmeler Önder Apo’nun özgür kadın ideolojisi ve felsefesiyle, her alandaki direnişi ile ve büyük bedeller ödeyerek ulaştığı düzeyin ifadesi oluyor. Rojhilat'ta bu felsefeden en çok etkilenen bir konumda olan tüm halklar ve kadınlardır. Yine erkeklerde olmaktadır. Şimdi kadınlar öncülüğünde tüm toplumun özgürlüğü gündemdir. 

Elbette erkeklerin de 'Jin Jîyan Azadî' çizgisinde özgür yaşam arayışındaki erkek yaklaşımı önemlidir. Elbette bu anlamlıdır. Kısaca faşist, kapitalist, liberal, feodal erkek kimliğine karşı özgürlük yolunda yürüyen, yürümek isteyen, kadın özgürlüğünde kendi özgürlüğünü bulan bir mücadele duruşu değerlidir. Bu açıdan erkek gelişiminin de görmezden gelinemeyeceğini İran'da görüyoruz. 

Toplumsal dönüşümde erkeğin değişim ve dönüşümü artık kaçınılmazdır. En önemlisi de İran ve dünyanın her yerinde erkekler de bu sloganı büyük bir ilgi ve istemle haykırmıştır. Bu felsefede kendi özgürlüğünü görmesi, başka bir değişimdir. Olumlu bir gelişme olarak değerlendirebiliriz. Özgür eş yaşam projesi temelinde, özgür erkek gelişimi, toplumun demokratikleşme projesi olarak yaşanması gerekir. 

Gelinen aşamada bu kadın serhildanın bastırılması, mümkün değildir. Bu konuda uyanan bir kadın ve halklar birlikteliği vardır. Her şekilde bedel veriyor. Kendisini demokratik ulus projesi temelinde örgütlemede ısrarlıdır.