Amansız kavganın şairi ve öncüsü: Mustafa Gezgör

İyi bir silahşördür, iyi bir örgütçüdür. O dönemlerde Riha'da bulunan komün evlerinde pek çok kişiyi eğitir. Tam bir komünisttir Gezgör. Çok kısa sürede kitlelerde devrim inancını yeşerten öncü bir militan olmuştur.

Yıl 1992, aylardan Aralık.

Soğuk bir kış günü. Pirsûs ovası kuru ayazını yaşıyordur. Hissediyordur teninde Pirsûslular. Bir grup gerilla merkezde bir evde toplanmışlardır. Bir anda dışarıda motor gürültüleri; polis aracı siren sesleri, telsiz sesleri gelir. Panzerler gerilla grubunun bulunduğu evin etrafını sarmışlardır. Teslim ol çağrısı hoparlörlerden yankılanmaktadır. Gerillalar gayet sakindir. Pencerelere mevzilenirler. Etrafı kolaçan ederler. Teslim olmak gerillanın kitabında yoktur. Onlar Ortadoğu’nun hatta tüm insanlığın özgürlük umutlarını bünyesinde barındıran PKK militanlarıdır. Çatışma saatlerce sürer.

Gezgör kimdir?

Cephaneleri az kalmıştır.

Bir anda kapının önünde bir gerilla belirir.

İki eli ensesinde teslim olmuş gibi görünür.

Polislere doğru gider. Bulundukları evin damında bulunan bir keskin nişancı, gerillanın elinde iki bomba tuttuğunu fark eder ve ateş eder. Elindeki bombalarla kendisini içlerinde patlatmak istediğini anlar. Polislere ulaşmadan yere düşer gerilla. Elindeki bombalar patlar. Gerilla kan içindedir. Bu patlamadan sonra çatışma devam eder. Şiddetlenir. Bu çatışmada Leyla Efrîn adlı gerilla yaralı ele geçer, diğer gerillalar şehadete ulaşır. Leyla yaralı haliyle işkencehanelere götürülür. Leyla direnir sonra zindana gönderilir. Bu çatışma ne Leyla’nın ne de o dönem Pirsûs’ta olanların hiç kimsenin aklından silinir.

O elinde bombalarla TC polislerine doğru koşan gerilla Mustafa Gezgör’dür.

Gap’ın efsane militanı…

Gezgör…

Gezgör kimdir?

1950’lerin ortalarında Ortadoğu’nun kadim kenti Riha'da bir erkek çocuk dünyaya gelir. Kısa boylu geniş omuzludur. İsmi Mustafa’dır. Mustafa Gezgör. Günler, yıllar geçer, dünya-Türkiye- Kurdistan çalkalanır. Kaynar durur. Bu karmaşanın ortasında Mustafa büyür, yüreğinin büyüklüğünden olsa gerek büyüdüğü ortamda öncülük rolünü üstlenir. 

Babası mahalle bekçisidir.

Daha ortaokul yıllarından itibaren yaşanan devrimlerden etkilenir. Siyasi düşünceleri gelişir. Örgütlenmelere girer. Lise yıllarında pek çok kez haksızlığı kabul etmediği ve siyasi aykırı görüşlerinden dolayı Riha’nın çeşitli ilçelerine sürgün edilir. Mustafa daha gençliğinin ilk yıllarında sürgünlerle terbiye edilmeye çalışılır. 1970’li yılların ortalarında Apocuların  Kurdistan’a gelmesiyle Apocularla tanışır. Bundan önce de sosyalist ve Kürt hareketleriyle ilişkilidir. Pirsûs’ta aktif örgütlenme içerisindedir. Şimdilerde pek çok ilçe, ova için söylenen "… ovası devrimciler yuvası” sloganının atıldığı yılların devrimcisi, genç öncüsüdür. Mustafa Apocularla Reber Apo’yu tanıyarak tanışır. Ve aktif kadro olarak Özgürlük Hareketi’ne katılır. Kurdistan’da Apoculara ilk katılanlardan biridir.

BİR SİLAHŞÖR, BİR ÖRGÜTÇÜ, EYLEMCİ

Riha, kadim topraklar, egemenlerin sömürüsü altında can çekişmektedir. Halk kan ağlamaktadır. Ağalık rejimi, feodal kompradorlar filmlere taş çıkartacak denli vahşidir. Halk sindirilmeye çalışılır. Bu ağaların ortağı TC ve faşist ülkücü güçlerdir. Riha’da akın akın gelişen sosyalist Kürt hareketine komprador güçler azgınca saldırırlar. Gezgör bu süreçlerde gelişen saldırıların püskürtülüp, faşistlerin geriletilmesinde en aktif rol oynayanlardandır. İyi bir silahşördür. İyi bir örgütçüdür. Onlarca faşist ağa ve yandaşlarının cezalandırılmasında hem örgütçü hem de eylem öncüsüdür.

Salt eylemci değildir. O dönemlerde Riha'da bulunan komün evlerinde pek çok kişiyi eğitir. Tam bir komünisttir Gezgör. Mücadeleye, devrime aşkla katılımı, dev gibi irade ve düşüncesiyle kentte büyük gelişmelere neden olur. Şimdi çok tartışılan 12 Eylül darbesi öncesinde tutuklanır. Sonrasında gelişen darbe Gezgör ve yoldaşlarının örgütlenme gücünden ürküp gelişmiştir. Tutuklandığı süreçte ser verir sır vermez, direnir. Pek çok zindanda dayatılan teslimiyet ve tüm irade kırma girişimlerine karşı direnişin öncülüğünü yapanlardandır. Pek çok kez ölüm orucu eylemlerine katılır. Zindandaki duruşu da öncü militanlığından hiçbir an taviz vermez. Gezgör hem zindandan kaçmak için tünel çalışmalarında örgütleyici, hem çalışan, hem araştırmacı yazar hem de romantik bir şairdir. Doksanlı yılların başında zindandan çıkar. Direkt Lübnan’daki Mahsum Korkmaz Akademisi’ne gider. Burada Zindan Direniş Konferansı’na katılır. Daha sonra bir devre eğitim görür. Konferans’taki ve devredeki duruşu; tartışan, eleştiren, yanlışları kabul etmeyen bir duruştur. Geçmişte ihanet eden, daha sonra özeleştiri verip tekrar parti saflarına gelen Kani Yılmaz unsuruna o dönem çok net tavır koyan Gezgör’dür.

Gezgör zindandaki okumaları sonucunda şimdi PKK’nin tarih görüşü olan Kürtlerin Mezopotamya’nın kadim halkı olduğu tezini daha o dönemde Parti Önderliği’yle tartışır. Parti’nin resmi görüşünün farklı olmasına karşın bu görüşü savunur. Eğitimden sonra GAP Eyalet Komutanı olarak görevlendirilir. Gider gitmez alanda devrim havası hissedilmeye başlar. O dönem zindandaki arkadaşları ziyarete gelen ailelerde arkadaşlar o süreçte farklı bir heyecan görürler. Ne oldu derler. Hepsi çok net bir şekilde şunu söyler; “devrim yakındır.” Nedenini sorarlar. Çünkü şimdiye kadar böyle bir şey dile getirmemişlerdir. Bir de bu konuda siyasal anlamda da bir değişim yoktur. Ne olduğunu sorarlar. Onlar da neden devrim olacağının yanıtını çok net verirler.

MUSTAFA GEZGÖR RIHA'DADIR

İşte çok kısa sürede kitlelerde devrim inancını yeşerten bir militan öncüdür Gezgör. Nasıl mı yapmıştır? Gider gitmez Riha, Mêrdîn ve ilçelerinde mahalle ve köy komiteleri örgütlemiştir. Bu konuda o ana kadar gelinen aşamayı kat be kat aşmıştır. Aynı zamanda bu bölgedeki ajan faşist güçlere dönük büyük bir saldırı hamlesi başlatmıştır. Bazı eylemlerde direk kendisi yer almıştır. Bu halkta büyük bir umut yaratmıştır.

O dönemlerde tüm Kurdistan’da dalga dalga büyüyen ARGK’ye o dönem GAP’tan yüzlerce genci katmıştır. O gerillanın Kurdistan’ın özgürlüğünün garantisi, öncüsü olduğunu biliyordur. Ayrıca gerillaya katılımın bölgeyi de devrime daha fazla katacağının bilincindedir. Bunun için canla başla çalışır.

YÜZLERCE GEZGÖR, ZAMANÎ

Efsaneleşen kahramanlar, korku yaratan sistemin temel hedefidirler. Onlar umut yaratırlar. Şahıslarında güzel günleri yaşayan ve yaşatanlardır. Bunun için Gezgör, o yıllarda sistemin hem korkulu rüyası hem de en çok aradığı kişidir. Kürtlerin toplumsal kördüğümü diye tanımlanan ihanet yine devrededir. Bir taraftan Ali Çiçek, Aliye Akıl, Dr. Mahsumlar son mermilerine kadar çatışıp bombalarını kendinde patlatırken bir "unsur" teslim olur. Şehir komitesinin Pirsûs’ta toplantı yapacağı bilgisini düşmana verir.

Ve…

Gezgör yaşamında yarattığı efsaneyi şehadete ulaştığı noktada da sürdürür. Onu öldürdüğünü sanan egemenler yanılırlar. O halen Pirsûs ovasında, pamuk tarlasındaki, buğday tarlasındaki çocukların, gençlerin dillerinde, beyinlerindedir. O Kurdistan dağlarında mavzer elde savaşan gerillanın öncüsüdür. Bu olaydan sonra yüzlerce Gezgör, Zamani, Kurdistan dağlarında savaşmaya koştu. Halen savaşıyorlar. Gezgör halen yaşıyor. Yaratılan özgür toplumun harcında temel madde Gezgör’ün ruhudur.

"Ve biz

Halaya duruyoruz az sonra

Halaybaşı bir yoldaş

Özgürlük türkümüzü söylüyor

Yer yok

Yer yok

İntikamı kesilmiş yüreğimizde

ağıtlara

Gabar

Cudi

Herekol

Cehennem deresi yetmez

Feriştahlar titresin

İntikam naramızla

İşte böyleyiz biz

Büyüyor halayımız

Zincirleri kırarak

Zılgıt zılgıt ihtilal

Hala hala heee…."

M.Gezgör - 1990