Amed ve Urfa’da “İnsan zinciri”

Amed ve Urfa’da HDP’nin 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle düzenlediği “insan zinciri” etkinliğine polis engellemeye çalıştı.

AMED

HDP'nin 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde "İnsan Zinciri" eylemine engel olan polisler, milletvekilleri ve halkın bir araya gelmesini engelledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde “İnsan Zinciri” etkinliği için bir araya geldi. Şeyh Said Meydanı’ndan Urfa Kapı’ya kadar oluşturulmak istenen “İnsan Zinciri” Diyarbakır Valiliği’nin salgın önlemleri gerekçesine takıldı.

Sur ilçesine bağlı Şeyh Said Meydanı’nda bir araya gelen HDP milletvekilleri, HDP Amed il ve ilçe yöneticileri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe yöneticileri, Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Barış Anneleri, Kürdistan Komünist Partisi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nin yanı sıra çok sayıda kurum temsilcisi katıldı. Öte yandan “İnsan Zinciri” etkinliğine Batman, Elazığ, Siirt, Bingöl’den HDP il ve ilçe yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.

İnsan Zinciri’nin oluşturulmak istendiği alan, polis bariyerleri ile ablukaya alındı. Polisler, etkinliğe izin vermeyeceklerini söyleyerek, kitleyi bariyerlerin içine alarak üç ayrı noktada bekletti. Üzerinde barışa ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulana tecride dikkat çeken dövizlere polislerce el konuldu. HDP’li milletvekilleri ile halk arasına polis etten duvar örerken, kitle sık sık “Tecride hayır barış hemen şimdi” sloganları attı. Polis, halkın HDP’lilerle buluşmasını engelledi.

Yapılan görüşmeler ardından HDP’liler Urfa Kapı’ya yakın bir noktada açıklama yaptı. DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, barış için toplandıklarını ancak polisin ablukası ile karşılaştıklarını söyleyerek, salgını bahane eden Diyarbakır Valisi’nin yasağına tepki gösterdi. Güven, Ayasofya’nın açılışı ve dün Erdoğan’ın Giresun’da yaptığı mitingi örnek vererek, “Biz çok iyi biliyoruz, sizler savaş çığırtkanlığı yapmak için halkın sesini kısmaya çalışıyorsunuz. Öfkeliyiz bir o kadar da kararlıyız. Barışı sağlayacağız” diye belirtti.

10 Ekim Ankara patlamasında yaşamını yitirenler başta olmak üzere, tüm barış şehitlerini andıklarını söyleyen Güven, “Onlara söz veriyoruz, ne olursa olsun bu topraklara barışı getireceğiz. 21’inci yüzyılda barışı haykırmak için alanlara çıkmak isteyenler engelleniyor. Neden, barış sesi rahatsız ediyor egemenleri, çünkü barış ortamında onların rant alanları tükenir” diyerek HDP’nin yayınladığı barış deklarasyonuna destek çağrısı yaptı.

Barış ortamında tüm halkların kazanacağını ifade eden Güven, “Savaşta herkes kaybeder. Bugün bu koşullarda Kürdistan’da bir OHAL görüntüsü var. Peki Kürtler, neden barışta bu kadar ısrar ediyor. Çünkü savaş Kürt halkı açısından, boşaltılan köyler demek, dışlı yedirilen köylüler demek, Cemile’nin cenazesi, Taybet ana demek. Biz savaşı çok iyi biliyoruz gelin savaştan vazgeçin. Kürtleri yüz yıldır yok etmek istiyorsunuz. Kürtler yüz yıldır yok olmadılar” dedi.

“Savaş isteyenler, siz kimsiniz? Bu halkın sırtından inin” diye seslenen Güven, “Ailesini çevresini kendi iktidarlığını düşünenler, savaşta ısrar etmeyin artık” ifadesinde bulundu.

Barışın elçisinin İmralı Adası’nda olduğunu söyleyen Güven, “Bu ülkede ‘Barış’ demek suç sayıldı. ‘Bu suça ortak olmayacağız’ diyen akademisyenler işlerinde atıldı. Haklarında dava açıldı. Bu ülkede bir dönem adına “Çözüm Süreci” dediğimiz ancak bizim “Çöktürme Planı” dediğimiz, Öcalan’ın çabaları ile bir süreç işledi. Üç buçuk yıl halk rahat bir nefes aldı. Daha sonra savaş çığırtkanlığı yapanlar, yeniden savaş kararı aldı. Buradan barış diyenlere selam olsun. Şeyh Sait Meydanı’ndan tutuklu arkadaşlarımla selam gönderiyoruz. Sebahat Tuncel, Çağlar Demirel, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve tüm arkadaşlara selam olsun. Bizler başta Öcalan olmak üzere sizleri özgürleştireceğiz” şeklinde konuştu.

Güven, son olarak, AKP iktidarının, 2002 yılında yine bir kriz süreci yaşanırken iktidara geldiğini hatırlatarak, “Yine bir kriz yaşanıyor. Bu kaos aralığından AKP gidecek. Gideceği için de içeride ve dışarda savaşı derinleştiriyor. İçerde yangın var herkesin mutfağında yandın var. Bizler zor durumda olduğumuz için barış demiyoruz bizler bu topraklar barışa susadığı işin barış diyoruz. Barışı savaşta büyük acılar yaşayanlar istiyor, Barışı barış anneleri ve Cumartesi Anneleri istiyor. Çocuğunun cenazesini kargo ile teslim alan Halise anne istiyor” diyerek Kürt ittifak partileri ve demokrasi bloğuna birlikte hareket etme çağrısında bulundu.

Güven'in konuşmasının adından halk Urfa Kapı'ya doğru yürüyüşe geçerek, "Biji Serok Apo", "Barış hemen şimdi" sloganları atıldı. Kitle yürüyüşün ardından dağıldı.

URFA

Urfa’da gerçekleştirilmek istenen “Barış zinciri” eylemi polis tarafından engellemesi üzerine kitlesel yürüyüş düzenlendi.

Urfa’nın merkez Haliliye ilçesinde bulunan Ali Şelli Parkı’ndan Ahmet Bahçıvan İş Merkezi’ne kadar uzanacak “Barış zinciri” eylemi gerçekleştirmek istedi. Aralarında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri, HDP milletvekilleri Ayşe Sürücü, Ömer Öcalan, Nusrettin Maçin, Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Dersim Dağ’ın da bulunduğu kalabalık grup, partinin il binasında toplandı. Abluka altına alınan il binasından çıkan kitle, polislerce kalkanlarla çevrildi. Engellemelere rağmen kitle Ali Şelli Parkı’na kadar alkış ve sloganlar eşliğinde yürüdü.

Ali Şelli Parkı’na varan kitle, burada açıklama yaptı. Polis ablukasına tepki gösteren HDP’li vekil Ömer Öcalan “Bugün kalabalık bir kitle barış talebinde bulunuyor. Ancak yolsuzluklara, hırsızlıklara karşı önlem alması gereken polis, gelmiş barış talebinde bulunanlara saldırıyor. Gözaltı işlemi yapmaya çalışıyor. Kalkanlar ve binlerce polis ile bizi ablukaya alıyor. Siz gidin bu kenti soyanları gözaltına alın, onları ablukaya alın. Barışı ablukaya almayın” dedi.

Öcalan’ın açıklamaları devam ettiği sırada polis kitleye müdahale etti. Polisin saldırısına tepki gösteren kitle, “Direne direne kazanacağız” sloganlarıyla karşılık verdi.

Halkın tepkisi üzerine polisin saldırısı sona erdi. Daha sonra konuşan HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Polis, kalkanları halka saldırarak antidemokratik tavrını ortaya koydu. Biz buraya barışı haykırmaya geldik, ancak karşımızda barış talebine saldıran bir polis göcü ile karşılaştık” diye konuştu.

DBP Eşbaşkanı Keskin Bayındır, yıllardır barışı savunduklarını belirterek, polis müdahalesine tepki gösterdi. Bayındır, “Ne olursa olsun barıştan yana geri adım atmayacağız. Denizlerin ortasında boğulan, minibüslerin arkasında savrulup yaşamını yitiren insanların hakkını savunmak için buradayız. Bu topraklara barışı, eşitliği ve özgürlüğü getirene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Savaşa karşı barışı savunan milyonlarız. Savaşı dayatan bu zalimlere karşı bu topraklara barışı getireceğiz” ifadelerini kullandı.

Polisin saldırısına rağmen yapılan açıklamanın ardından halk Atatürk Bulvarı’na doğru yürüyüşe geçti. Kadınların zılgıtlarıyla başlayan yürüyüş, çevredekilerin katılımıyla devam etti. Esnafında alkış ve sloganlarla destek verdiği yürüyüşe, polis bir kez daha saldırdı. Polis saldırısı sonucu HDP İl Eşbaşkanı Emine Çetiner baygınlık geçirdi. Çetiner, ambulansla hastaneye kaldırıldı.

Saldırının ardından halk Topçu Meydanı’na geçti. Burada alkış ve sloganlarla polis müdahalesine tepki gösteren kitle, partinin il binasına geçerek, yürüyüşü sonlandırdı.

Polis saldırısı sonucunda HDP Parti Meclisi Üyesi İzzet Karadağ, il yöneticisi Ahmet İstek, Hilvan İlçe Eşbaşkanı Nergiz Çiğdem Karageçili ve Haliliye İlçe Eşbaşkanı Müslüm Arslan gözaltına alınarak, İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

Yürüyüş sırasında polis ismi öğrenilemeyen bir genci telsizle burnuna vurarak darp etti. Kanlar içinde kalan genç, hastaneye kaldırıldı.