‘Suç işleyen Türk devletine sessiz kalınmamalı’
İnsan Hakları Derneği Fırat Kantonu Eşbaşkanı Ehmed Dawûd, su istasyonunu bile hedef alabilen Türk devletinin açıkça savaş suçu işlediğini belirterek, buna sessiz kalınmamasını istedi.
İnsan Hakları Derneği Fırat Kantonu Eşbaşkanı Ehmed Dawûd, su istasyonunu bile hedef alabilen Türk devletinin açıkça savaş suçu işlediğini belirterek, buna sessiz kalınmamasını istedi.
İşgalci Türk devletinin, Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırıları aralıksız bir şekilde sürüyor. Bu saldırılar nedeniyle 8 Ocak’tan 30 Ocak’a kadar Tişrîn Barajı’nda 23 sivil şehit düştü, 220 sivil ise yaralandı. 8 Ocak’tan 1 Şubat’a kadar Kuzey ve Doğu Suriye’nin farklı kentlerinde ise 18 sivil şehit düştü, 38 sivil ise yaralandı. Böylece 5 gün içerisinde 41 sivil şehit düştü, 258 sivil ise yaralandı.
İnsan Hakları Derneği Fırat Kantonu Eşbaşkanı Ehmed Dawûd ve Heyva Sor a Kurd Yönetim Üyesi Sozdar Elî, Türk saldırganlığı ve sonuçlarına dair ANF’ye konuştu.
KORKU VE PANİK YARATMAK İSTİYOR
Tişrîn Barajı, Qereqozax Köprüsü ve Kobanê’nin güneybatısına yoğun saldırıların devam ettiğini belirten Ehmed Dawûd, ağır silah ve SİHA’ların yanı sıra savaş uçaklarının kullanıldığını söyledi. Köylerden şehir merkezlerine kadar doğrudan sivillerin hedef alındığını kaydeden Ehmed Dawûd, şunları ifade etti: “Tişrîn Barajı’na dönük saldırılardan dolayı Fırat Kantonu hem susuz hem de elektriksiz kaldı. Elektrik ve susuz bırakılan halkın evleri doğrudan hedef alınıyor. Güvenlikli ve istikrarlı kentlerimiz hedef alınarak halk içerisinde korku ve panik yaratılmak isteniyor. Yüzlerce köyden ve milyonlarca insandan bahsediyoruz. Bu saldırılar felaketlerin önünü açmaktadır.”
BM KOMİSYONU’NA BELGELER SUNULDU
İnsan Hakları Derneği olarak Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları belgelediklerini kaydeden Ehmed Dawûd, şunları söyledi: “Ekiplerimiz, olay yerine giderek saldırıları belgeliyor. Saldırı sonucu yaralı, şehit sayıları ve görüntüleri ile maddi hasar belgeleniyor. Şehit ve yaralı aileleri ile tanıklar üzerinden bilgi alınıyor ve tüm detaylar belgeleniyor. Toplanan belgeler, BM Uluslararası Soruşturma Komisyonu, Uluslararası, Tarafsız ve Bağımsız Mekanizma, uluslararası mahkemelere sunuluyor. Türk devletinin 8 Aralık 2024’ten bu yana gerçekleştirdiği saldırıları BM Uluslararası Soruşturma Komisyonu’na sunduk. Tüm ayrıntılara yer verdik, şahitlerin verdiği bilgileri paylaştık. Bu doğrultuda şahitler ile iletişime geçme talepleri de oldu.”
TÜRK DEVLETİ SÖZLEŞMELERİ ÇİĞNİYOR
İşgalci Türk devletinin saldırılarının, uluslararası hukukta savaş sırasında ve sonrasında insan haklarını korumaya yönelik önemli bir dizi anlaşma olan Cenevre Sözleşmesi’nin ihlali olduğunun altını çizen Ehmed Dawûd, şöyle konuştu: “Cenevre Sözleşmesi’ne göre sivil insanların korunması gerekiyor. Burada sivilleri doğrudan hedef alan saldırılar gerçekleşiyor. Sağlık timlerinin hedef alınması savaş suçudur. Hem sağlık ekipmanları hedef alınıyor hem de yaralılara tekrar tekrar saldırılar oluyor. Asker ya da sivil fark etmeksizin yaralıların da hedef alınması savaş suçudur. Bilindiği gibi yaralıları taşıyan Heyva Sor ambulansı da hedef alınmıştı. 1989 Çocuk Koruma Kanunu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989’da kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi'dir. Türkiye, Sözleşme'yi 14 Eylül 1990’da imzalamıştır. İmzaladığı sözleşmeyi bile çiğniyor.”
SU İSTASYONUNU BİLE VURUYOR
Savaş suçu işleyen işgalci Türk devletine karşı uluslararası kurum ve kuruluşların sessiz kalmaması gerektiğini söyleyen Ehmed Dawûd, şunları ekledi: “Fırat Kantonu’nda Hiriyê, Til İbrê, Cedê Mixara, Xerûs, Dîkan köylerinde bulunan yani 5 okul, elektrik santrali, buğday siloları ve Eyn Îsa’da su istasyonu hedef alındı. Var olan tablo savaş suçudur ve belirttiğim örnekler bunlardan sadece birkaçıdır. Dolayısıyla ilgili kurum ve kuruluşlarının da tepkisiz kalması kabul edilemez.”
SAĞLIK EKİPLERİ DOĞRUDAN HEDEF ALINIYOR
Heyva Sor a Kurd’un bir insani yardım kuruluşu ve sivil toplum örgütü olduğunu anımsatan Sozdar Elî ise şunları paylaştı: “Acil durumlarda hemen harekete geçiyoruz. Sağlık ihtiyacı olanların yardımına koşuyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye geneli ve özelde Tişrîn Barajı’na dönük gerçekleştirilen vahşi saldırılarda ambulanslarımız 24 saat aktif bir şekilde görev ve sorumluluklarını yerine getirdi. Tüm yaralılara ulaşma çabası içerisindeydiler. Maalesef insanlığa yardım etmemizin bile önüne geçiliyor. Heyva Sor a Kurd ambulansları da işgalci Türk devletinin hedefindeydi. Yaralıların yardımına koşan sağlık timleri, sağlık malzemeleri ve araçları vuruldu. Bu saldırılar sonucunda 12 Aralık 2024’te Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim Sağlık Kurulu’na bağlı bir ambulans hedef alındı; ambulans şoförü şehit düştü. 18 Ocak’ta Heyva Sor a Kurd ambulansı hedef alındı ve ambulans hizmet dışı kaldı. Kuzey ve Doğu Suriye Sağlık Kurulu’na göre 5 ambulans hedef alındı, bunlardan ikisi tamamen hizmet dışı kaldı. Ayrıca üç sağlık personeli şehit düştü, üçü de yaralandı.”
SALDIRILAR ACİLEN DURDURULMALI
Uluslararası hukuka göre yaralıları, sağlık görevlilerini, ambulansları ve sivilleri hedef almanın açık bir savaş suçu olduğunun altını çizen Sozdar Elî, şunları dile getirdi: “Yaralılar acil hastaneye götürmemiz gerekirken saldırılara maruz kalıyoruz. Dolayısıyla yaralının hastaneye sevki de gecikiyor. Bu nedenle yaralının hayati riski artıyor. Ambulanslarımızın hedef alındığı gibi mobil hastanelerimiz de zarar görüyor. Sağlık faaliyetlerinin aksatılması, insanları katletmenin bir diğer yöntemidir. Söz konusu durumun hiçbir kanunda yeri yoktur. Bu denli yaralı sayısının artışı bile sağlık hizmetinin iyi sunulamamasına neden olabilir. Bu nedenle işgalci Türk devletinin saldırıları acilen durdurulmalı.”