Başûrê Kurdistan’da uzun bir süredir YNK ve KDP arasında yaşanan Kurdistan Parlamentosu Seçim Yasası ve Azınlık Kotası konuları hakkında bir uzlaşmaya gidilmediği için konu Irak Federal Yüksek Mahkemesi’ne taşınmıştı. Bu nedenle hem Kurdistan Parlamentosu’nun görev süresi uzatılmış hem de seçimler ertelenmişti.
Irak Federal Yüksek Mahkemesi’nde 21 Şubat’ta görülen duruşmada Kurdistan Bölgesi'nin kaderini değiştirecek nitelikte kararlar alındı. Seçim ve ekonomi konularında alınan kararlar, Kurdistan Bölgesi'nin hem siyasal hem de ekonomik sisteminin kökten değişmesinin kapılarını da araladı. Ancak kamuoyunda bir kafa karışıklığına da yol açan kararların sahadaki yansımalarının ne olacağı da büyük bir merak konusu.
Seçim yasasındaki maddelerin değiştirilmesi ve Kurdistan Bölgesi'nin gelirlerinin Bağdat’a devredilmesinin ne anlama geldiğini madde madde irdeledik.
Kararların Başûrê Kurdistan’daki yansımalarından Barzaniler'in ABD’de yargılanmasına kadar birçok konu tartışma halinde.
Başurê Kûrdistan’da yapılacak seçimlerin Kurdistan Bölgesi Seçim Komisyonu'nun yerine Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nca yürütüleceğine karar verilirken, 1992’de kurulan 111 sandalyeli Kurdistan Parlamentosunda; Türkmenlere 5, Keldani ve Süryanilere 5, Ermenilere 1 olmak üzere azınlıklara toplam 11 kişilik kota tanınıyordu.
TEK BAŞINA HÜKÜMET KURMAK ZORLAŞACAK
Ancak bu 11 kişilik kotanın hepsi söz konusu azınlıklardan olsa bile KDP tarafından belirleniyordu. Dolayısıyla KDP daha seçimlere girmeden önce 11 vekili garantiliyordu. KDP kendisinin belirlediği 111 sayılı milletvekili seçim sistemi ile tek başına hükümet kurabilme gücünü her zaman elinde bulunduruyordu. Bu karardan sonra milletvekili sayısı 100’e düşürülürken, artık yüzde 50+1 oy alan siyasi çevre hükümet kurabilecek. Fakat Başûrê Kurdistan’da tek başına bu yüzdeliğe ulaşabilecek bir gücün olamayacağı görüşü hakim olurken, bundan sonra hükümetin kurulabilmesi için ittifakların gelişmesi bekleniyor.
TÜRKMENLERİN DURUMU
Ayrıca Irak’ın Türkmenleri ülkenin temel azınlıklardan biri olarak gördüğü ve bu temelde Irak’ta bulunan azınlıkların bölgesel parlamentonun yerine Irak genel parlamentosunda yer alması gerektiğine de karar vermiş oldu. Bu şekilde Türkmenlerin de kendi listeleri ile birlikte seçime girmelerinin yolu açılmış bulunuyor.
Bu durumun Kerkük’te bulunan ve Türk devleti tarafından desteklenen Irak Türkmen Cephesini güçlendirip güçlendirmediği sorusunu da akıllara getiriyor. Ancak Kerkük’te yapılan seçimler ve onların sonucu Kurdistan Bölgesi Parlamentosu'nun yerine Irak genel parlamentosunca yapıldığı için herhangi bir etkisinin olacağı beklenmiyor.
4 BÖLGEYE BÖLÜNMESİ KİMİN ELİNİ GÜÇLENDİRECEK?
Seçimlere tek bölge halinde gidilmesi kararı da değiştirilerek, bundan sonra seçimlerin; Silêmaniye, Hewlêr, Duhok ve Halepçe olmak üzere dört seçim bölgesine bölünmesi yönünde karar alındı. Seçimler kapsamında Silêmaniye’ye 38, Hewlêr’e 34, Duhok’a 25 ve Halepçe’ye de 3 milletvekili kotası verildi. Başûrê Kurdistan’da en etkili olan partiler YNK ve KDP olurken, bu çevrelerden sonra gelen en etkili parti ise Newey Nwê Partisi olarak görülüyor.
Geçen yıllarda yapılan seçim sonuçları da baz alınarak; KDP’nin Hewlêr’de 20, Duhok’ta 10, Silêmaniye’de 4, Halepçe’de 1 YNK’nin de Silêmaniye’de 25, Hewlêr’de 5, Duhok’ta 4, Halepçe’de 2 milletvekili çıkarabileceği düşünülüyor. Newey Nwê Partisinin genel olarak 10, Yekgirtû İslami 4, Komela Dadgerî’nin de 4 vekili çıkarabileceği var sayılıyor. Beklenen olası tabloda ise YNK’nin elinin daha güçlü olacağı tahmin ediliyor. Bu durumda seçimlerden sonra hükümetin bir parti ya da çevre tarafından kurulmasından çok ittifak ve koalisyonların gelişebileceği bir süreç öngörülüyor.
TÜM GELİRLER BAĞDAT'A VERİLECEK Mİ?
Federal mahkemenin aldığı diğer önemli kararlar ise Kurdistan Bölgesinin ekonomisine ilişkin oldu. Bu kapsamda mahkeme Kurdistan bölgesinin petrol, gaz, sınır ve vergi gelirlerinin hepsinin Bağdat’a devretmesi kararına varırken, buna karşı ise Kurdistan bölgesinde çalışan bütün personellerin maaşlarının Irak merkezi hükümetince ödeneceğine hükmetti.
IRAK HÜKÜMETİ TÜM MAAŞLARI ÖDEMEYE HAZIR
Bu kapsamda ayrıca yıllardır maaşları Kurdistan Bölgesi tarafından verilmeyen personellerin maaşları da Bağdat tarafından verilmesi tasarlanıyor. Merkezi hükümetin bunu karşılayabilmesi için Kurdistan Bölgesi’nden bölgede bulunan personellere ilişkin önümüzdeki günlerde liste isteyeceği de bekleniyor.
Bu maaşların ödenmesi için gözlemci bir heyetin kurulması hazırlıklarına da başlandı. Yine maaşların Irak’a bağlı merkezi bir banka tarafından ödenmesi belirlenirken, bu kararın devreye girmesi halinde personellerin hepsine bu bankaya bağlı elektronik kartlar verilecek.
PETROLÜN IRAK'A VERİLMESİ NASIL DENGE YARATACAK?
Petrolün artık Kurdistan Bölgesinin yerine Irak merkezi hükümeti tarafından satılmasına karar verilmesi alınan diğer önemli kararlardan biriydi. Bu durumun 20 yıldır süren bazı ekonomik dengelere etki edeceğine de işaret ediliyor. Özellikle Türkiye, İsrail ve KDP arasında yapılan ekonomik ilişkilere nasıl sirayet edeceği de tartışılıyor. Irak Anayasası’nda petrol başta olmak üzere İsrail ile yapılacak olan her türlü ticaret suç olarak bulunurken, KDP’nin bu güne kadar İsrail ile yaptığı gizli petrol anlaşmalarının ne olacağı da değerlendirme konusu.
Gelirlerin alınan kararlar dahilinde Bağdat’a devredilmemesi halinde Irak ordusunun denetim için Kurdistan Bölgesinin petrol ve sınır kapılarının bulunduğu alanlara güç göndermesi de bu kararlar arasında bulunuyor. Bu da merkezi hükümet tarafından belirlenen bir heyetin bahsedilen gelir kaynaklarını yerinde denetleyeceği anlamına geliyor.
BAŞÛRÊ KURDİSTAN'DA YÜRÜTÜLEN TARTIŞMALAR
Uygulanıp uygulanmamasının ne derecede olacağı da tartışma konusu olurken, Başurê Kurdistan’da bu kararların alınmasında KDP’nin 20 yıldır içte ve dışta izlediği politikalardan kaynakladığı genel görüşü hakim. En temel tartışma konusu ise KDP’nin Başurê Kurdistan’da Türk devleti ile giriştiği siyaset ve bu siyasetin sahada 'ihanet çizgisi' olarak kabul görmesi oluyor. Bu politikalara karşı her geçen gün rahatsızlıklar artıyor. Bölge halkı alınan kararlara da son derece tereddütlü yaklaşırken, KDP’nin sessizliğine de dikkat çekiliyor. Bu sessizlik ise KDP’nin çeşitli planlarla yolsuzluklarına ve Başurê Kurdistan halkının geleceğini daha fazla tehlikeye atacağı yorumlarının yanı sıra iktidarını sürdürebilmek için yeni anlaşmalar mı yapıldı sorusunu da beraberinde getiriyor.
ABD'DE GÖRÜLEN BARZANİ DAVASI VE OLASI SONUÇLARI
Ayrıca Irak Federal Mahkemesinin Kurdistan Bölgesi hakkında aldığı kararlardan hemen sonra ABD’nin Mesrur Barzani'yi hakkında açılan dava için ABD’ye çağırması da dikkat çekti. Bu durum KDP medyası tarafından ABD’nin Mesrur Barzani’yi ülkelerine davet ettiği ve davetin olumlu bir havada yansıtılması çabaları sürse de var olan durum farklı bir gerçekliği ifade ediyor. Mesrur Barzani’nin hakkında açılan davada sanık olarak ifade vermesi için çağrıldığı duruşmanın ilerleyen günlerde yapılması beklenirken, Barzani, ABD’de “Cinayet, yolsuzluk, soykırım, kaçırma, işkence, rehin alma ve DAİŞ’le iş birliği” iddiaları ile yargılanacak.
Duruşma öncesi ABD’nin böylesi bir süreçte KDP’yi bölgede hayata geçireceği politikalar için daha “el verişli” bir hale getireceği değerlendirmesi öne çıkıyor. Nitekim İran’ın baskıları sonucu Irak’ın birçok yerinde gücünü çeken ABD’nin sadece Kurdistan Bölgesi’nde güçleri bulunuyor.
Dikkat çeken diğer bir ayrıntı ise Kurdistan Bölgesi hakkında karar alan Irak Federal Mahkemesi üzerinde İran’ın çok büyük bir etkisinin var olduğu.