Behdînan tutuklularında Pîran Herkî, hem aktivist, gazeteci hem de Dêrîn Peşmerge. Behdînan tutuklularına ilişkin ANF’ye konuşan Pîran Herkî, “Bir yıl 2 ay Hewler’de bulunan genel zindanda haksız yere tutuldum. KDP; aktivist, gazeteci ve siyasi şahsiyetleri, 2020 yılından bu yana tutuklamayı hızlandırdı. 3 ayda 23’ten fazla aktivist ve gazeteciyi tutukladı” dedi.

KDP’NİN KORKUSU ÖZGÜRLÜĞE ENGEL

KDP’nin, gazeteci ve aktivistleri tutukladığını ve işkence uyguladığını kaydeden Pîran, konuşmasına şu şekilde sürdürdü: “KDP bu şekilde özgürlüğün sesini hapsetmeye çalışıyor. Çünkü KDP, hakikatin sesinin halka ulaşmasından korkuyor. Hakikatin halka ulaşması KDP’nin plansızlığının, sistemsizliğinin ve yaşanan yolsuzluğun ortaya çıkması anlamına gelir. KDP, çevresinden korktuğu için sınırları içerisinde özgür yaşama izin vermiyor fakat özgürlüğün sesinin zindanlarla bastırılamayacağını da iyi bilmelidir. KDP, hiçbir zaman özgürlüğün sesine tahammül etmedi. KDP için özgürlük çığlıkları her zaman plansızlığının ve yolsuzluğunun deşifrasyonu olarak ele alınmıştır.”

150 TUTUKLU BİR ODA DA

KDP zindanlarındaki muameleye dikkat çeken Pîran, “Eğer Kurdistan topraklarında böylesi bir zindan olduğu söylenmiş olsaydı asla inanmazdım. Uzunluğu 12 metre genişliği 5 buçuk metre olan, içinde üniversite öğretmenleri, gazeteci, mühendis, hırsız ve uyuşturucu tacirleri olmak üzere 150 tutuklu barındıran zindanlar. Psikolojimizi bozmak isteyerek umutların yitirilmesi amacıyla uygulanan bir sistem. Benimle beraber 2 tutuklunun bulunduğu bir odanın ölçüsü 65 cm’di ki yeme, içme ve barınma ihtiyaçlarımızı bu oda da gerçekleştiriyorduk. Bu muamele bir hayvana bile uygulanmaz. Zindandaki diğer bir sorun ise yemeklerin iyi olmamasıydı. Hewler’deki genel zindanda hiçbir kitap ya da haber kaynağı bulunmuyordu. Var olan televizyonlarda ise eğlence kanalların ötesine gidilmez” ifadelerini kullandı.

‘BİZİ SUSTURAMAZLAR’

Mahkemenin uyguladığı muameleye de işaret eden Pîran, konuşmasını şöyle tamamladı: “7 kez mahkemeye çıkarıldık ama davamız sonuçsuz kaldı. Birçok hâkim ceza talep etmesine rağmen hakkımızda karar veremiyor, bizi susturamıyorlardı.”