9 Ekim 1998’de uluslararası güçler ve bölge ülkeleri tarafından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik başlatılan uluslararası komplonun üzerinden 25 yıl geçti. Avukat Cemal Demir, Kürtlerin ve dostlarının 9 Ekim Komplosunun yıl dönümünde çok daha güçlü bir şekilde protesto ve itirazlarını ortaya koymaları gerektiğini belirterek; Kürt sorununun çözümünün Abdullah Öcalan ile diyalog ve müzakereden geçtiğini söyledi.
‘9 EKİM ULUSLARARASI KİRLİ KOMPLO İTTİFAKININ MİLADIDIR’
9 Ekim 1998 yılının Kürtlere karşı uluslararası kirli komplo ittifakının miladi tarihi olduğunu hatırlatan Demir, bu tarihten itibaren bölgesel ve küresel güçlerin adeta güç birliği yaparak, Abdullah Öcalan şahsında Kürtleri bir kez daha tarih sahnesinden silmek istediklerini ifade etti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a insani yaşam alanı dahi bırakılmayarak bir komplo hukukuyla Türk devletinin eline teslim edildiğini dile getiren Demir, “NATO askeri destekli bu ittifakın temel amacı, elbette savaşın daha da derinleşmesiydi. Böylece Sayın Abdullah Öcalan’ın Kürt meselesinin barışçıl ve demokratik yollardan çözümüne ilişkin çabalarına komplo ile karşılık verildiğini görüyoruz” dedi.
‘ABDULLAH ÖCALAN KOMPLOYU BOŞA ÇIKARDI’
Demir, konuşmasına şöyle devam etti: “Her ne kadar farklı bir perspektif ve tarihsel çözümlemeleriyle cevap verilerek uluslararası komplo boşa çıkarılmışsa da, bugüne kadar tarihsel derinlikleri bulunan meselenin çözümüne ilişkin çözüm arayışlarına da tecrit ve izolasyon ile karşılık verilmiştir. Oysa ki Abdullah Öcalan’ın ilk önerisi her zaman barış ve diyalog olmuştur. Oluşacak bu zemin üzerinde karşılıklı müzakere ile çözüme gidileceğini ortaya koymuştur. Hiçbir zaman şiddet veya gerilim siyasetini bir yöntem olarak görmemiştir. Aksine bunu diyalog ve çözümün önünde büyük bir engel olarak görmüştür. Kürtlerin ve dostlarının bu komplonun yıl dönümünde çok daha güçlü bir şekilde protesto ve itirazlarını ortaya koymaları gerekiyor. Çünkü Kürt sorununun çözümünün de ancak Abdullah Öcalan ile diyalog ve müzakereden geçtiğini, geçmiş deneyimler ortaya koymuştur.”