Maxmur’da yaşayan kadınlar, Türk devletinin ve ona bağlı çetelerin Rojava Kürdistanı’na yönelik saldırılarını sert bir dille kınayarak, dünya devletlerini Kürt halkının haklarını tanımaya çağırdı.
Maxmur Şehîd Rûstem Cûdî Mülteci Kampı’nda yaşayan kadınlar, Esad rejiminin yıkılmasının ardından El Kaide kökenli Tahrir El-Şam’ın (HTŞ) Şam’da iktidara getirilmesine paralel olarak Rojava’ya yönelik tırmanan saldırıları değerlendirdi.
‘HAZIR OLMALIYIZ’
Kadınlar, Rojava halkının direnişine dikkat çekerek, “Kürt halkı olarak, özellikle de kadınlar olarak bize yönelen bu saldırılara karşı hazır olmalıyız” mesajını verdi.
Rûxweş Efrîn, yaşananların büyük bir siyasi oyunun parçası olduğunu belirterek, “Özellikle Suriye rejiminin düşmesinden sonra çok tehlikeli bir süreçle karşı karşıyayız” dedi.
Uluslararası güçlerin de kendi çıkarlarını esas aldığına dikkat çeken Rûxweş Efrîn, “Bu yüzden Kürt halkının, bu gelişmelere karşı uyanık olması gerekiyor. Birlik içinde ve örgütlü olmak zorundayız, aksi halde büyük kayıplar yaşayabiliriz. Ancak şehitlerimizin ve mücadele eden arkadaşlarımızın sayesinde kaybetmeyeceğimize inanıyoruz. Rojava üzerindeki saldırılar devam ederken, Kürdistan’ın her yerinde direnen kadın ve gençlerimiz var. Biz de onların yanındayız. Belki fiziksel olarak orada bulunmuyoruz ama ruhumuz ve sesimiz oradaki halklarla birlikte” şeklinde konuştu.
‘ROJAVA’YA SAHİP ÇIKIN’
Özellikle Erdoğan rejimine destek veren Kürtlere seslenen Rûxweş Efrîn, “Kendinize gelin ve Rojava’ya sahip çıkın. Kobanê’de, Qamişlo’da ve birçok yerde kadınlar nöbet tutuyor, ‘Topraklarımızı işgale izin vermeyeceğiz’ diyorlar. Biz de Maxmur’daki kadınlar olarak manen onların yanındayız ve elimizden gelen her türlü desteğe hazırız. Zafer, o cephelerde direnerek savaşan kadınların ve tüm arkadaşların olacaktır. Sonuna kadar halkımızın ve savaşçılarımızın arkasında olacağız” ifadelerini kullandı.
‘BİZ BİR ULUSUZ, DÜNYA HAKLARIMIZI TANIMALI’
Rêzbar Çelê de Rojava’da devam eden direnişi selamlayarak şöyle konuştu: “Kürdistan’ın Bakur, Başûr, Rojhilat ve Rojava parçalarında yaşayan tüm Kürtlerin ortak bir kimliği ve hakları olmalı. Çünkü biz bir ulusuz, dünyada tanınmamız ve hak sahibi olmamız gerekiyor. Tüm dünya devletlerini Kürt halkına destek vermeye çağırıyorum. Bugün Erdoğan’ı destekleyen devletleri ve Rojava’ya karşı yürütülen savaşı kınıyoruz. Rojava halkına yönelen bu saldırılara karşı herkes bulunduğu yerde ayağa kalkmalıdır. Erdoğan’ın çocuk, kadın ayırt etmeksizin her yeri bombaladığını görüyoruz. Bu savaşı durdurmanın tek yolu, Kürt halkının her yerde ayağa kalkması ve birlik olmasıdır. Artık bu zulme ve baskıya son verilmeli. Anaların yüreği daha fazla yanmasın.”
