Durmaz: AKP tecrit ile ülkeyi kutuplaştırıyor

Kürt siyasetçi Şerif Durmaz, AKP’nin ülkede korku yaratmak ve kutuplaştırmak için İmralı’da tecridi ağırlaştırdığını belirterek, “AKP tecrit ile kendine bağlı bir biat toplumu yaratmak istiyor” dedi.

Daha önce HDP’de şimdi de YSP’de PM üyeliği yapan Kürt siyasetçi Şerif Durmaz, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridi ANF’ye değerlendirdi.

Hükümetin tecrit ile hukuksuzluğunu, yolsuzlukları, adaletsizliği, başarısızlığı, ülkedeki açlığı yoksulluğu, yaşanan sıkıntıları, işsizliği yaygınlaştırdığını kaydeden Durmaz;  “En temel anayasal hak olan insanların protesto hakkını kullanmasını engelliyorlar. İnsanlarımız özgürce düşüncesini ifade etmesin diye, kadınlar eşitliği haykırmasın diye ülkede bir korku ve kutuplaştırma için kimlikleri ayrıştırmak için, herkes onlara biat etsin, kimse hesap sormasın diye tüm bu suçları örtbas etmek için tecrit politikası uyguluyorlar” dedi.

Kime yapılırsa yapılsın tecridin bir insanlık suçu olduğunu kaydeden Durmaz: “ İmralı’da uygulanan tecridin ne insani, ne vicdani, nede ahlaki bir yanı vardır. Özelikle Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit siyasidir ve bu 25 yıldır sürmektedir. Son üç yıla yakındır ailesi ve avukatları ile görüşülmemektedir. SPT gecen aylarda bir ziyaret gerçekleştirdi ama görüşmeye ilişkin hiçbir açıklama yapılmadı en son kardeşi kısa kesilen telefon görüşmesi sonrası haber dahi alınamamıştır. 9 Ekim 1998 komplosuyla başlayan politika çökmüştür. 2013 te başlayan 2015 te son bulan barış süreci bunun en büyük kanıtıdır. Sayın Öcalan’ın çağrısıyla ülkede bir barış umudu büyütmüştür. İki yıl aslında bu ülkede neler yapabileceğini bu sorunu diyalogla çözebileceğini ortaya koydu. Bu yüzden Sayın Öcalan üzerinden tecridin kaldırılması gerekiyor, avukatları ve aileleriyle ile görüştürülmeli Mevcut anayasa göre bu tutuklu bulunan herkesin hakkıdır avukat ve ailesi ile görüşmesinin önünde hiçbir hukuki engel yoktur” diye konuştu.

 “7 Haziran 2015 sonrası özellikle AKP’nin iktidarını kaybettiğinde Erdoğan’ın aslında başından beri samimiyetsizliği, taktiksel ve stratejisi, Kürt siyasi hareketini barış süreci içerisinde bitirmeye dönüktür” diyen Durmaz, “Fakat HDP’nin %13 üzeri aldığı oyla ciddi bir başarı elde etmiştir. Erdoğan ve AKP’nin amaçladığı, kurguladığı bir sonuç çıkmamıştır. Seçim sonrası Erdoğan uzun bir aradan sonra hükümeti kuramadı, kuramadığı gibi seçimlerin tekrar yenilenmesi kararı aldı. 1 Kasım 2015 seçimi öncesi bölgede birçok ilçede ve illerde çatışmalar yaşandı, binlerce sivil insanımız can verdi. AKP buradan başlayarak tecrit politikasını devreye soktu. Sayın Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecrit uygulanmaya başlandı. Başta Kürt siyasi hareketi HDP yi ve Kürtlerin kazanımları olan bütün kurumlarını bütün demokrasi güçlerine muhalif özgür yazılı ve görsel medyayı sivil toplum örgütlerini kadınlara gençlere ülkedeki bütün muhaliflere karşı bir savaş açtı” ifadelerini kullandı.

“Allah’ın lütfu” diye ifade ettikleri 15 Temmuz vakasının ardından da tek adam rejimine geçildiğini aktaran Durmaz; “Irkçı anlayışın karşısında demokratik ulus anlayışını savunan Kürtler ve demokrasi güçleri var. İnsanlar özgürce kendini ifade edemiyorsa, düşüncelerinden dolayı siyasetçi, yazar, aydın, akademisyen avukatlar cezaevine götürülüyorsa, her gün kadınlar erkek cinayetine kurban ediliyorsa, gençler üniversite mezunları umudunu yurt dışında arıyorsa, Çiftçi tarlasını süremiyorsa, esnaf kirasını elektrik- doğalgaz faturasını ödemiyorsa, İnsanlar evlerine ekmek götüremiyorsa, bunun nedeni, bilinçli yürütülen tecrit politikasıdır.  Bu gidişata dur demeliyiz aksi takdirde ne ülkenin ne de halkların buna kaldıracak gücü kalmamıştır. Her geçen gün halk yoksullaşıyor, Hükümet gözünü vatandaşın cebine dikmiştir vergilerle açığı kapatmaya çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a ve bütün ülkeye uygulanan tecrit nedeniyle insanların artık geleceğe umutla bakamayacak noktaya geldiğini söyleyen Durmaz:  “Bu yüzden bizler Kürt siyasi hareketi olarak, tüm demokrasi güçleri olarak, emekçiler olarak, kadınlar gençler olarak, tecridin kaldırılması için mücadele etmemiz gerekiyor. Sayın Öcalan şahsında uygulanan tecrit tüm cezaevlerine uygulanıyor. On binlerce arkadaşımız siyasi rehine olarak tutulmaktadır mutlak tecrit sınırlarımızın dışında da Kürtlerin kazanımlarına karşı bir politika olarak kullanılıyor. Tecridin kaldırılması için demokratik taleplerimizi tüm güçlümüzle haykırmak gerekiyor bunun için tüm demokrasi güçlerine tüm halklarımıza bu sürecin barış ve demokrasiye evrilmesi için mücadele etmemiz gerektiğini vurgulamak istiyorum” dedi.