Gerilla eyleme gidiyor
Bir gerilla yerinde duramıyor, dalıp dalıp gülümsüyor ve içinden sürekli şarkılar söylediğini sanıp aslında sesi dışarı bağırmak şeklinde çıkıyorsa bilin ki eylem arifesindedir.
Bir gerilla yerinde duramıyor, dalıp dalıp gülümsüyor ve içinden sürekli şarkılar söylediğini sanıp aslında sesi dışarı bağırmak şeklinde çıkıyorsa bilin ki eylem arifesindedir.
İşte gidiyorlar. Yeni bir neslin özgür yaşamını, bir halkın kurtuluş tarihini yazmaya adanmış yürekler olarak gidiyorlar. Omuzlarında ülkelerinin sömürgeciden kurtuluşunun andıyla gidiyorlar. Alın teri ve kanla sulanan doğurgan topraklarda yürüyorlar.
Bir gerilla yerinde duramıyor, dalıp dalıp gülümsüyor ve içinden sürekli şarkılar söylediğini sanıp aslında sesi dışarı bağırmak şeklinde çıkıyorsa bilin ki eylem arifesindedir. O gerilla grubu da ya eyleme doğru yol alıyor ya da bir savaş sahasına gidiyor. Kabaran yüreklerin buluşmasının sahnesi oluyor eylem alanı.
Gerilla Newal, eyleme hazırlanırken, Kurojahro Direniş Alanına doğru yola çıkarken yüreğinden geçenleri anlatıyor kameraya. Kameraya bakıyor ama halkına, yoldaşlarına sesleniyor. Bu onun son anıymış gibi değil, herşeyin daha yeni başladığına işaret ederek yürüyor. Gerillanın dili her zaman net ve sadedir. Aldığı ve yerine getirmesi gereken görevin tarihsel sorumluluğunun her zaman farkındadır. Hatta sadece kendisi için değil, herkesin yerine getirmesi gereken görevleri olduğunu da bilir. İşte Newal’in sözleri: “Birçok yerde operasyonlar başladı. Gerilla ve Önderliğimize sonuna kadar bağlı olduğumuzu herkes biliyor. Arkadaşların moral ve coşkuları yerinde. Kürtleri katletmelerine sessiz kalınamaz. İşgalci Türk ordusu ne yaparsa yapsın kazanamayacak. Kaybedeceklerini bildikleri için kimyasal kullanıyor. Gerilla bitmez, hep olacak ve kazanacak.”
Bir defter var ceplerinde, geleceği örmek için eli tetikte olan uçurumlu bir yürek var. Kendi askerinin cenazesini bile almaya yeltenmeyip siyah poşetlerle uçurumlardan atan bir devletin zihniyetine karşı savaşıyor gerilla.
Dizilir kelimeler, her biri kendi anlatacağı kahramanını seçer, tıpkı savaş gibi. Zap da kendi kahramanlarını seçip çizgi haline getiriyor.