Zagros’ta uzun yıllardır gerillalarla Türk ordusu arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. 2015 yılından sonra daha da büyüyen bu savaş, tüm zorluklarıyla birlikte artık Cûdî tepesinin doruklarına ulaşmıştır.

Türk ordusu bu bölgede artık kıpırdayacak durumda değil. Gerçek olan şu ki; bir ordu her gerillaların eylemleriyle karşı karşıya kaldığında kayıplarını saklamak için ya cenazelerine benzin döküp yakıyor ya da kaza süsü vererek kamuoyuna açıklıyor. Bu durumlara son zamanlarda çok sıklıkla tanık oluyoruz. Türk devleti özel savaş yöntemleriyle yenilgisini örtbas etmeye çalışıyor.

Türk ordusu kamuoyunun tepkisini kontrol altında tutmak için ara sıra kayıplarını açıklıyor. Ama gerçek bilgiler gerillaların internet sitelerinde yayınlanıyor. Bu bilgilerde öldürülen askerlerin görüntüleri, kimlikleri açıklanıyor. Burada gerçek olan şu ki; Türk ordusu kamuoyuna yalan söylemeye devam ediyor.

Türk ordusu, her gün birçok kez gerilla alanlarını bombalıyor. Türkiye'nin gelirinin çok büyük bir kısmı bu bombalara ve uçaklara harcanıyor. Ama sonuç; "kayalardan düşüp ölen", "arı sokması sonucu ölen askerler!" oluyor. Bu başarısızlığa rağmen Türk devleti Türkiye halkının son lokmasını da alarak savaşa yatırıyor ve Kurdistan dağlarına bomba yağdırıyor.

Bu saldırılara karşı gerillalar, bireysel silahlarıyla savaş tünellerinde Türk ordusuna karşı eylemler yapıyor. Gerillalar bu eylemlerle birlikte Türk ordusunun teknik gücünü de boşa çıkarıyor.

Ağustos ayı ve Eylül ayının ilk haftasında bile gerillalar, Türk askerlerine adeta cehennemi yaşattı. Diriliş Bayramı’nın yıl dönümü olan Ağustos ayında yapılan eylemler, Komutan Egîd'in eylemini hatırlatıyor. 1984 yılında Eruh'ta (Dihê) yenilgi yaşayan Türk ordusu, aynı yenilgiyi bugün de Cûdî T0epesi ve Sîda bölgesinde yaşıyor. Gerillanın zafer ruhu ve özgür yaşamın temeli tünellerde inşa ediliyor.

GERİLLA ALANLARI HER GÜN ONLARCA KEZ BOMBALANIYOR

Ağustos ayının elbette ayrı bir anlamı var ama onu bugün daha da önemli kılan şey, gerillanın zalime, işgalciye karşı direnişidir. Gündemi takip eden herkes Cûdî Tepesi ve Sîda bölgesinin adını en az bir kez duymuştur. Bugün gerilla iradesini temsil eden şey, bu iki direniş alanıdır.

Cûdî Tepesi ve Sîda direnişi uzun süre devam ediyor. Ağustos ayı belki de Türk ordusunun saldırılarının gerçekleştiği ve gerillaların büyük bir direnişle karşı koyduğu en zor aylardan biriydi. Çünkü Ağustos ayı Türk devletinin hafızasında silinmez bir yara olarak kaldı. Ağustos ayında işgalci Türk devleti, sıkılan ilk kurşunun intikamı olarak bu bölgelere saldırılarını daha da arttırdı ancak gerilla direnişine takıldı.

Sadece Ağustos ayında ve bu ayın ilk haftasında Türk ordusu 120 kez direniş bölgelerini savaş uçaklarıyla bombaladı, savaş tünellerine yasaklı patlayıcılar ve nükleer taktik silahlarla saldırdı. Kahraman gerillaların Türk ordusuna ne kadar darbe indirdiğini bu saldırılardan da kolaylıkla anlayabiliriz. Ataların "Yaralı kurt saldırgandır" şeklindeki sözü, Türk ordusunun durumunu çok güzel anlatmaktadır. Çünkü özgürlük gerillaları, Ağustos ayından 5 Eylül'e kadar işgalci Türk ordusuna yönelik 353 farklı eylem gerçekleştirmiş ve bunun sonucunda 145 asker öldürülmüş, 23'ü de yaralanmıştı.

Türk ordusunun bu kayıplarının yanı sıra birçok sığınağı ve teknik teçhizatı da gerillalar tarafından imha edildi.

Kürt halkının çocukları Kurdistan topraklarını canları pahasına koruyor. Kurdistan topraklarının işgalden kurtulması için her gün bedel ödüyor. Susuz, ekmeksiz kalıyorlar ama asla amaçlarını, özgürlük davalarının peşini bırakmıyorlar. Özgür yaşamı, döktükleri kanları ve feda ettikleri canlarıyla yaratıyorlar.

Ağustos ayında 10 gerilla ve komutan, kahramanca savaşarak şehadete ulaştı.

HPG’nin açıkladığı bilançoya göre, Türk devleti teknik gücüne ve vahşi saldırılarına rağmen gerilla karşısında yenilgi yaşıyor. Bu savaş, Kürt halkının çocuklarının Kurdistan topraklarına nasıl siper olduğunu bir kez daha bize gösterdi.