Gerilla zamanı
Yaşamın adı gerilla, zamanı gerilla oluyor. Zamanı ve mekanı gerilla belirliyor. Zamanın eylemi ve dili gerilla oluyor. Gerilla kendi zamanını, tarihini yazıyor.
Yaşamın adı gerilla, zamanı gerilla oluyor. Zamanı ve mekanı gerilla belirliyor. Zamanın eylemi ve dili gerilla oluyor. Gerilla kendi zamanını, tarihini yazıyor.
Zaman; tüm zamansızlıkların içinde bir efsun, varlık ise yoklukta koskoca bir muamma iken dağlıların, yaşamın kaynağında, zamanın gizeminde ve mekanın özünde hakikatin sırrıyla tüm iktidar bilgelerinin çarkını yerle yeksan ettiği bir dönemi yaşıyoruz. Dönemin hakikat savaşçıları olarak, tüm dünyayı karanlığa çalmaya çalışanlara inat, gök kubbenin altında yeniden bir insanlık savaşını veriyoruz.
Evet, varlık ve yokluk denklemi içerisinde insanlığı aradığımız bir dönemde yaşanan kaoslardan, savaşlardan kendi gerçekliğimizi ve kutsal insanlığımızı aradığımız bir zamanı yaşıyoruz. Özgürlük şarkılarına konuk olan, üzerine yüzlerce şiirlerin yazıldığı bir zamanda kendimizi, özümüzü arıyoruz. Yitip giden zamanlardan ve kaybedilen mekanlardan kendimizi aradığımız bu dönemde bir mum ışığı yalımında yüreğimizde biriktirdiğimiz özlemlerle yaşama yeniden insanca merhaba dediğimiz bir zamanı yaşıyoruz. Yaşamın adı gerilla, zamanı gerilla oluyor. Zamanı ve mekanı gerilla belirliyor. Zamanın eylemi ve dili gerilla oluyor. Zaman, gerillanın kalbinde akrep ve yelkovanlarca atıyor. Gerilla kendi zamanını, tarihini yazıyor. Gerillanın zamanı Zap, Avaşîn ve Metîna oluyor.
ZAP’TAN KURTULMANIN DERDİNDE
Gerilla direnişi karşısında başarısız olan AKP-MHP iktidarı, kendisi için bataklığa dönüşen Zap’tan kurtulmanın derdinde. Güney Kürdistan’ı işgal etme hayalleri ile gelen faşist Türk devleti gerilla duvarına çarptı. Bu kutsal dağların direnişinden bihaber masada planladıkları, sahada tutmadı. İskender’den bu yana bu topraklara saldırmak, işgal etmek isteyenlere karşı nasıl direndiyse bu dağlar, bugün de kendi evlatları ile birlikte büyük bir direniş içerisindedir.
BU DAĞLARA DİRENİŞ BAHŞEDİLMİŞ
Hakikatte her varlık canlıdır ve belli bir görevi vardır. Bu dağlar da kutsal ve canlıdır. Varoluşlarından bu yana direniş görevi bahşedilmiş. Kendi çocuklarını korumaktan sorumlu. İşte bunun hesabını yapamayan, insanlıktan habersiz AKP-MHP iktidarı, gerilla karşısında yenilmiş ve bataklığa saplanmış durumdadır. Kendi tarihinden bile ders çıkaramadığı için debeleniyor.
DİRENİŞ ATEŞİNİ BÜYÜTME ZAMANI
Köşeye sıkışan AKP-MHP iktidarı Zap, Avaşîn, Metîna yenilgisinin bedelini Türkiye halklarından çıkarırken intikamını ise Rojava’dan almak istiyor. Rojava’ya işgal saldırısı da bataklıktan kurtulma değil, bataklıkta tepinmedir. Erdoğan, diyalog masasına tekme atarak kendi ölüm fermanını imzaladı. Çöküş ve yok olma dönemini yaşıyor. Son darbeyi Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt halkının evlatları vuracaktır. Bugün gerillanın yaktığı direniş ateşini büyütme ve yayma zamanıdır. Zamanın dili ve eylemi gerilla ve gerilla direnişidir. Bunun için zamana sahip çıkmak ve iyi değerlendirmek gerekiyor. Bizden çalınanı, bize ait olanı geri alma dönemindeyiz. Direniş ateşini gürleştirmek; bunun için gerillanın zamanını yaşamak gerek.