5 bin yıllık zulmün intikamının alındığı anları resmedebilir misiniz ya da en daraltılmış halkadan gelenlerin sonsuzluğa yolculuğunu ve bir çocuğun, ardında sefaleti, köleliği ve onursuzluğu miras bırakan ebeveynine isyanını? Çizebilir misiniz tanrıçalık özünü hatırlamaya başlayan, sindirilmişliğe başkaldıran bir kadının duygu dünyasını? İnsanlığından çıkartılan dünyaya ayak uyduramadığı için özgürlüğünü kaybeden Kürt’ün ‘insan olmakta ısrar etmek için’ verdiği mücadeleyi nakşedebilir misiniz beyaz bir sayfaya?

İşte en az bunların zorluğu kadardır YJA Star Komutanı Şehit Berwar Dêrsim’in mücadelesini anlama ve anlatmanın zorluğu. Bir felsefeyi anlamak ve anlatmak kadar pür dikkat kesilmeyi, bir felsefeye inanmak kadar bir bütün olmayı gerektirir. Şehit Berwar’ı anlamak, daha sonu gelmeyen PKK romanının, çoğu kişinin romanın bittiğini sandığı 1999 yılı sayfalarından bu yana yazılan efsane dolu direniş hikayesini kavramayı gerektirir. Şehit Berwar’ın çeyrek yüzyılı kapsayan gerilla mücadelesi, Glîdax zirvelerinde toplanan asırlık kar kadar kalıcı, onun kadar asi ve direngendir.

PKK BAYRAĞINI GLÎDAX’DA DALGALANDIRDI

Önder Apo’nun 1976’da ‘Kürdistan Seferleri’ni başlattığı Agirî Glîdax’ın zirvesinden Önder Apo’yu selamlayan savaşçı ve komutan Berwar’ın kendini baştan aşağı yeni yaşam felsefesiyle yaratış hikayesini, elbetteki birkaç cümlede anlatmak pek kolay ve mümkün değil. Şehit Berwar’ın mücadelesi, Önder Apo’nun öğretisiyle sözlenen ve bu öğretiyle melekleşen bir kadının resmidir. Kürdistan’ı çepe çevre saran ve soluğu Glîdax’da alan uzun yolcuğunun her adımı, ülkesini dört parçaya ayıran sınırların ayak altına alınarak, insanlığın buluşturulmasıdır. İşgalci Türk devletine karşı amansız bir mücadelenin yaşandığı Bakurê Kurdistan’da eşsiz bir savaşın öncü görevini üstlenen YJA Star komutanlarından Berwar, PKK’nin bayrağını dalgalandırdığı Glîdax zirvesinde Kürt halkına ve yoldaşlarına şöyle hitap etmişti. Berwar Dêrsim’in Glîdax (Çiyayê Agirî) zirvesindeki değerlendirmesi Gerîla TV’de yayınlandı. Komutan Berwar, şöyle diyor: 

KARARLILIĞIMIZ HE ZAMANKİNDEN DAHA YÜKSEKTİR

“Mesajım öncelikle Önder Apo’yadır. O’na Agirî Dağı kadar büyük ve yüce selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Önderliğimiz ile beraber özgür günlerde Agirî Dağı zirvesinde buluşacağımızı umuyorum. Bugün bizler Önderliğimizin ürünleriyiz. Nasıl ki 1976 yılında Önder Apo bir grup arkadaşla Agirî Dağı’nın eteklerinde bir mağarada devrim hamlesini başlattıysa bizler de aynı heyecan, coşku ve moralle bunun takipçisi ve emekçisiyiz. Bugün bayrağımızın altında elimizde silahımızla Agirî Dağı zirvesindeyiz, büyük bir gücün ve güçlü sembollerin sahibiyiz. Özgür yaşam ve özgür mücadele kararlılığımız her zamankinden daha yüksektir. Bizler Önderliğimizin ürünleriyiz, onun emeğinin ürünleriyiz, onun eseriyiz, mutlaka kazanacağız. Yaşasın Rêber Apo! Yaşasın Özgür Yaşam Felsefesi! Yaşasın Özgür Kadın Mücadelesi!”

ÖZ BENLİĞİNE KAVUŞMAK İÇİNDİR

Onun her sözü, her bir ufuğa bakışı, her bir taşa, toprağa dokunuşu, bir Tanrıçanın duası gibi kutsallık ve anlam doludur. Onun duruşunun nakşedildiği resimde en çok da cesaretin, bilgeliğin ve sadeliğin renkleri hakimdir. 25 yıl boyunca bir of çekmeden, en derin tebessümlerle karşıladığı yorgunluk, uykusuzluk, ayaz soğuklar, engin ve engebeli tırmanışlar veya her an etrafında kol gezen ölüm tehlikesi, en büyük düşüşü resminde yaşadı. Bir ırmak, bir orman ve bir dağ kadar karşılıksız bir sevginin sahibi yüreği, evrenin kendisine en çok benzeyen parçasıydı. Doğa nasıl ki bir karşılık beklemeden ürün veriyorsa ve evren nasıl ki yaptığı muazzam işleyiş için bir ödül beklentisi taşımıyorsa işte öyledir Şehit Berwar’ın yüreği. Birileri takdir etsin veya ödüllendirsin diye değil, öz benliğine kavuşmak için ve doğası gereği emek verir, sever, direnir, savaşır ve başarır.

SÖZÜNE BAĞLI KALAN VE ZAFERİ MÜJDELEYENDİR

Nuh’un gemisine alarak canlılığın son nüvelerini tufandan koruması misali, iyilik ve güzelliğe dair kalan insani değerleri heybesine alıp ‘yılanların ulaşamayacağı kartal yuvalarına’ taşıyarak umudumuzun solmaması için çabalayan bir melek ve derviştir. Kendini dosdoğru bir insani felsefeye yatıran ve ‘Büyük Filozof’un yolundan şaşmadan yürüyen, 25 yıl boyunca verdiği söze amansız bağlı kalan ve duruşuyla yaklaşan zaferi ispatlayandır. Faşist Türk devletinin ‘Bitti, artık giremezler’ dedikleri dağların, özelliklede Glîdax doruklarının Kürt halkına, esas koruyucuları Kürdistan Özgürlük Gerillası’na ait olduğunu tekrardan gösteriyor. Glîdax’ın heybetiyle bütünleştiği değerlendirmesinde şöyle devam ediyor: “Şehit yoldaşların emekleri, hayalleri ve bizlere yaptıkları öncülük bugün bizi Agirî zirvesine doğru taşıdı, bu kesindir ve mücadelemizi zafere ulaştıracaktır. Tüm şehit yoldaşlarımızın şahsında bugün tüm savaş mevzilerinde direnen yoldaşlarımıza selamlarımızı gönderiyoruz, onların emeklerine ve mücadelelerine karşılık olarak ve devrim arzularının ve mücadelelerinin önünde boynumuzu büküyoruz. Özgür yaşam mücadelemizi, özgür Önderlik felsefesiyle zafere taşıyacağız. Yaşasın PKK ve PAJK! Yaşasın Özgür Kadın! Yaşasın Zafer Mücadelemiz!”

DÖRT PARÇAYI YENİDEN BİRLEŞTİRMENİN İŞÇİSİ OLMAK

Şehit Berwar’ın mücadele yaşamı, Zîlan’ın eyleminin 25 yıla yayılmış versiyonudur. Onun mücadelesi, komploya karşı yüreğini ateş kılmanın ve yüreğinin yangınıyla içselleştirilen köleliği küle çevirerek intikam almanın adıdır. Yüreğinin ateşinde sınırları eritip dört parça Kürdistan’ı yeniden bütünleştirmenin işçisi olmak ve Zerdüştî bir bilgelikle sürekli en mütevazi ve en zorlu yaşamdan yana tercih kılmanın yüceliğini ifade eder onun sabrı. Şehit Berwar Dersim, tüm özgürlük arayışçısı insanlık için özelde de Kürt kadını için apaçık bir kılavuzdur. Onun mücadelesinde gösterdiği başarı düzeyi, bütün özgürlük arayışçıları için en büyük cesaret kaynaklarından biridir. Eğer yüreğimizde biraz vicdan ve biraz özgürlük aşkı varsa ve bunlarla bir yol almak istiyorsak Şehit Berwar’ı anlamak için çaba sarf etmemiz gerekir.