Halep’te komployu sarsan eylem
Halep’te 27 Mart 2004’te komploya karşı yaptığı eylem Yekta Herekol, eylemiyle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük komplo ve tecride karşı bölgedeki mücadeleyi farklı bir aşamaya taşıdı.
Halep’te 27 Mart 2004’te komploya karşı yaptığı eylem Yekta Herekol, eylemiyle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük komplo ve tecride karşı bölgedeki mücadeleyi farklı bir aşamaya taşıdı.
Yekta Herekol (Erdoğan Kahraman), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridi ve Rojava halkları üzerindeki baskıyı protesto etmek için 27 Mart 2004’te Suriye’nin Halep kentinde eylem yaptı. Bu eylem, özellikle Halep-Efrîn halkı olmak üzere bölgedeki herkesi derinden etkiledi. Artık Kürt Halk Abdullah Öcalan için güçlü bir eylem sürecine girilmesi gerektiği anlaşıldı ve eylem haritası ortaya konuldu.
Yekta Herekol, eylem öncesi PKK ve Halep halkına hitaben kaleme aldığı mektubunda şunları belirtmişti: “Bilindiği gibi Önderlik şahsında maruz kaldığımız uluslararası komployu yenilgiye uğratmak için, Başkan Apo’nun gününde büyük bir direniş ve mücadele yürütülmektedir. Çok zorlu ama bir o kadar da şanlı ve görkemli bir dönemi yaşamaktayız. Büyük fedakârlık ve çalışma içerisinde önemli görevler ve hizmetlerin önümüzde olduğu, her zamankinden daha büyük bir aşk tutkusuyla işimize sarılmanın gerektirdiği bir süreçtir. Aşk, sevgi ve insanlık yüklü olan ama sonrasında ise giderek soysuzlaşan(kırılan) Mezopotamya ve Ortadoğu, bugün tıpkı tarihin başlangıç dönemindeki görevi, canlılığı ve hizmet anlayışını devralmak durumundadır. Yeni teknoloji ve uzay çağının başlangıç yıllarını yaşamaktayız. Her şeyden önce bilmemiz gerekir ki bu sürecin başarılması ve büyük aydınlanmaya giriş için en başta biz kadro, aydın ve sanatçıların, doğru bir anlayışın ve tutumun sahibi olmaları gerekmektedir. Bunun birinci koşulu halkı sevmek ve ona tutku düzeyinde bağlanmaktır. Ciddi olmaktır.
HEM DAVET HEM DE ÖZÜR
Hele sanat ve halk sanatçıları söz konusu oldu mu bin kat daha coşkulu, hassas ve itina ile ama büyük bir ahlak ve disiplinli olarak sanat yapmak ve aydınlanmaya hizmet gerekmektedir. İşte burada son Halep Newroz kutlamalarında tiyatro sanatçıları olarak, halka ve gelişen Qamişlo, Halep, Efrîn serhildanlarına karşı sorumsuzluk ve saygısızlık anlamına gelen bir tavrın sahibi olunmuştur. Gerçekleştireceğim yakma eylemi hem arkadaşları biraz ciddi olmaya davet hem halkımızdan özür dileme hem de Önderliğimizin İmralı özgürlük direnişini ve Efrîn, Qamişlo şehitlerini selamlamak içindir.”
ARKADAŞLARI ANLATTI
Şehit Şefqan Sanat Akademisi Şanoya Çiya Üyeleri Harûn Hevî ve Osman Kurtalan, Yekta Herekol ve eylemine ilişkin ANF’ye konuştu. Osman Kurtalan,tanışmasını ve arkadaşlığını şöyle ifade etti: “Heval Yekta’yı II. TEV-ÇAND konferansında tanıdım. Duruşundan ve konuştuğu zaman insan onun coşkusundan etkileniyordu. Rasti Dagirkerî tiyatrosunda onu daha iyi tanıdım. Çünkü o tiyatroda heykel rolü oynuyordu. Hiçbir hareket ve konuşma yoktu. O duruşuyla her arkadaş etkilendi. Çünkü uzun zamandır tiyatrocuydu ama neden heykel rolü oynadığını sormuyordu. Tiyatroya yeni katılan ve her rolü kabul etmeyenler de onu duyduktan sonra anlıyordu. Heval Yekta ve Heval Sakine Cansız’ın yaşamdaki fikirlerini birbirine benzetiyordum. Heval Yekta’nın gözünde hep aşk ve bir parlaklık vardı. Temizlik konusunda da farklıydı. Çantasında ekmek olmasa bile sabunu vardı. Bazen bundan dolayı ona takılıyorduk da. Arkadaşlarla konuştuğu zaman ileriye dönük düşüncelerinde insan gözlerinde o aşkı ve ışığı görüyordu. Onun için de her iki arkadaşı birbirine çok benzetiyorum. Yaşamdaki görüşleri ve yaptıkları çalışmalar bakımından. Bunun için de bize dönük büyük etki yarattılar.”
AİLEYLE SON DİYALOĞU
Halep meydanında eyleme gitmeden önce kaldığı aileyle diyaloglarına da değinen Osman Kurtalan,şöyle devam etti: “Heval Yekta’nın eylem yaptığı ve kaldığı eve arkadaşlar gidip konuştuklarında o anne, ‘Yaşamda o kadar ciddi ve disiplinliydi ki epey etkilendik. Sürekli okuyup yazıyordu. Eylem yaptığı gün de sabaha kadar yazıyordu. Her gün olduğu gibi sanıyordum. O gün bizden benzin istedi. Ne için olduğunu sormadık. Çünkü arkadaşlar istiyordu ve benzini getirdik’ diyor. Eyleme gittiği gün sabah kalkıyor ve cebindeki parayı anneye vererek, ‘Bu parayla şeker alarak Halep’teki Kürt ve Arap çocuklarına şeker dağıt’ diyor.
RUSYA’DAKİ EYLEMDEN ETKİLENMİŞTİ
Halep’te sanatsal gösterimlerin yapıldığı meydana giderek eylemini yapıyor. Pandomim olarak küçük bir tiyatro gösteriminde bulunuyor. Sonrasında benzini üzerine dökerek bedenini ateşe veriyor. Olayı gören herkes bunun tiyatro olduğunu, sanatsal bir gösterim sanıyor. Çünkü bedenini ateşe verdiğinde hareketlerini pandomim dans olarak sürdürüyor. Herkes tiyatro gösterimi olduğunu sanıyor. Sonra fark ettiklerinde söndürmek istiyorlar. Heval Yekta, ‘söndürmeyin’ diyor. Önderliğe dönük uygulanan komplo ve tecridi yine Qamişlo’daki 12 Mart katliamını hazmedemeyen Heval Yekta bu eyleme başvuruyor. Kurdistan’a gelmeden önce Rusya’da bir grubun el ele halaylar çekerek bedenini ateşe vermesinden etkilendiğinden o da bu eylemiyle bunu yapmak istiyor. Ben eylemini birbirine böyle bağlıyorum. Çünkü o arkadaşlardan çok etkilenmişti.”
SANATTA VE YAŞAMDA İLKELİYDİ
Şehit Sefqan Sanat Akademisi Şanoya Çiya Üyesi Harûn Hêvî, 1999’da Rusya’da tanıştığı Yekta Herekol ile ilgili şunları paylaştı: “Nisan’ın başlarıydı. Rusya için kıştı. Yaklaşık iki metre kar var, halen yağıyordu. 20-30 civarında çocukla birlikte karda kayan biri vardı. Çocuklarla çocuk olması çok hoşuma gitti. Çocukların onu çok sevdiğini söyledim. Orada merhabalaştık. İsmi Mustafa’ydı. Öyle aklımda kaldı. Zamanımız da fazla yoktu. Eğitim arası bitmişti. 6-7 ay sonra dağa gelirken orada gördüm. Heval Hêvî, Yekta, Argeş, Mazlum Bardakçı ve Delil arkadaş hep birlikte odadaydı. Onları görmeye gittim. Orada artık tanıştık. Bana, ‘Seni hatırlıyorum’ dedi ve benim onu nasıl hatırladığımı sorunca, ‘Çocuklarla çocuk olan birini görmüştüm’ dedim. Onu öyle hatırlıyorum. Gerillayla da gerilla olduğunu gördüm. Bir hocaydı, devrimciydi. Hem sanat hem de yaşam alanında ilkeliydi.”
RUSYA’DAKİ EYLEMDE HAZIRDI
Harun Hêvî, 17 Kasım 1998 gecesi komploya karşı Rusya’nın başkenti Moskova’daki parlamento binesi önünde bedenini ateşe veren Ahmet Yıldırım (Tayhan) ve Remzi Akkuş’un (Jêhat) eylemlerinde Yekta Herekol’ün de hazır olduğunu aktararak, “Eylem yaparlarken Heval Yekta da hazırdır. Moskova meydanında. Arkadaşlar o eylemden sonra Heval Yekta’nın Moskova’da kalamadığını belirtiyordu. İki yıl oradaydı. Kürt tiyatrosu üzerine Rusya’da büyük çalışmalar yürüteceğini söylüyordu. Ancak komplodan sonra bu görüşü değişti. Dağa gelme dayatmasında bulundu. Önderliğin kitap ve savunmasını ilk ve en çok okuyanlardandı” dedi.
‘ZÎLAN’ TİYATROSUNA OLDUKÇA İLGİLİYDİ
Kürt Halk Önderi’ne dönük komploya karşı 1996’da eylem yapan Zeynep Kınacı’nın (Zîlan) anısına bir tiyatro oyunu hazırladıklarını ve Yekta Herekol’ün bu oyuna karşı yoğun ilgili olduğunu belirten Harun Hêvî, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Zîlan adıyla bir tiyatro hazırlıyorduk. O tiyatro için oldukça ısrarlıydı. Yapılmasını istiyordu. Çünkü Önderliğe dönük komploya karşı Heval Zîlan o eylemi yapmıştı. O ruh o dönem daha iyi görünüyordu ve tiyatro da yerini aldı. Heval Zîlan’ı eyleme götüren ve yönlendiren milis rolünü oynadı.
TAYHAN VE JÊHAT RUHUYLA EYLEME
27 Mart’ta Herekol’ün eylem yaptığı söylendiğinde Dünya Tiyatro Günü olduğunu zannettim. Sonra 12 Mart Qamişlo katliamına karşı yapıldığı söylendi. Hem ona hem de Önderliğin durumuna dönük bu eylemini gerçekleştirmişti. Sonra mektubunu okuduğumuzda daha iyi anladık. Önderliğin durumu, Heval Tayhan ve Heval Jêhat’ın eylem ruhuyla bu eyleme gitti.”