KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Soykırımcı sömürgeci Türk devleti 1930 yılında Zilan Deresi Katliamı olarak bilinen ve Serhat bölgesinin tümüne yayılan büyük bir katliam gerçekleştirmiştir. Seri katliamlar olarak gerçekleştirilen bu soykırım harekatlarında on binlerce Kürt yaşamını yitirmiştir. Katliamın yıldönümünde yaşamını yitirenleri ve onlar şahsında tüm devrim ve demokrasi şehitlerini büyük bir saygı ve minnetle anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Şehitlere verdiğimiz sözü burada bir kez daha belirtiyoruz” dedi.
“Zilan Deresi Katliamı, Kürdistan halkının yüreğinde büyük bir acı bırakmıştır” denilen KCK açıklamasında, “Katliamla görevlendirilmiş devlet orduları binlerce köyü basıp yakmış ve halkı katliamdan geçirmiştir. Ne kadar insanın katledildiği bile gerçek anlamda bilinmemekte, katliamcı ordu ele geçirdiği her yerde toplu kıyımlar yapmıştır. Sadece Zilan Deresi'nde katledilenlerin sayısı on binlerle ifade edilmiştir. Öyle ki soykırımcı devletin kendi yayın organları bile Zilan Deresi'nin cesetlerle dolup taştığını belirtmiştir. Bu ifadeler katliamın ne kadar büyük olduğunu ortaya koymaktadır, Kürdistan halkı bu büyük ve acılı katliamı hiçbir zaman unutmamış, belleğinde hep canlı tutmuştur” diye belirtildi.
KÜRT VE KURDİSTAN GERÇEKLİĞİNİN ORTADAN KALDIRILMASI HEDEFLENMİŞTİR
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklamasında şu hususlara da yer verildi:
“Zilan Deresi Katliamı tıpkı daha sonra Dersim'de gerçekleştirilen katliamlarda olduğu gibi Türk devletinin Kürt düşmanı ve soykırımcı karakterini açıkça ortaya koymuştur. Katliamın yapıldığı dönemde devlet kurumlarının ve yetkililerinin tutumlarından ve sarf ettikleri aleni sözlerden katliamın arkasında nasıl bir zihniyetin olduğu anlaşılmaktadır. Devleti kuran ve yürüten zihniyet, saf ırktan oluşan bir devlet ve toplum oluşturmak amacıyla katliamlara yönelmiştir. Nitekim devleti yöneten erkan Türklük dışında hiç kimsenin hak-hukuk talebinin olmadığını ve bunu talep edenlerin yaşatılmayacağını beyan etmiştir. Katliamlar bu zihniyet ve amaç doğrultusunda yapılmıştır. Zilan Deresi Katliamı da bu amaçla yapılmış ve diğer katliamlarda olduğu gibi Kürt ve Kurdistan gerçekliğinin ortadan kaldırılması hedeflenmiştir. Kürt halkı ülkesinden, dilinden, kültüründen, kimliğinden, ait olduğu toplumsallıktan, özcesi Kürtlükten vazgeçmeyi kabul etmediği için katliamlara maruz kalmıştır.
Kürtlüğü yok etmeye dayalı olan bu zihniyet bugün de değişmemiştir ve AKP-MHP iktidarı tarafından sürdürülmektedir. Tıpkı tarihte olduğu gibi bugün de Kürt halkından kendinden vazgeçmesi istenmekte; bunu kabul etmeyen, varlığını, iradesini ve özgürlüğünü sahiplenen Kürtlere karşı katliam politikası yürütülmektedir. AKP-MHP faşizminin tüm saldırıları ve yürüttüğü savaş bu amaçladır. Önder Apo üzerindeki tecrit, DAİŞ'in Kürt halkı üzerine sürülmesi ve DAİŞ eliyle gerçekleştirilen katliamlar, Êzîdî halkımızın katledilmesi, Rojava'ya yönelik saldırı ve işgaller, gerillaya karşı kimyasal silahların kullanılması, Mexmûr kampındaki siyasi mültecilere yönelik saldırılar, Bakurê Kurdistan ve Türkiye'de demokratik siyasete yönelik siyasi operasyon ve tutuklamalar, halk üzerindeki baskı ve faşist saldırganlık, yürütülen özel savaş ve her yerde gerçekleştirilen imha amaçlı saldırı ve suikastlar bu politikanın sonucu olmaktadır. Tüm bunları yapan sömürgeci soykırımcı Türk devletinin başında olan faşist AKP–MHP iktidarıdır. Şüphesiz tarihte olduğu gibi bugün de Kürt katliamı ve soykırımı kimliğine, gerçeğine ve halkına ihanet etmiş hainlere dayanılarak sürdürülmektedir. AKP içerisinde olan, onunla temas ve destek içerisinde olan çevreler bunlardır ve tarihteki ihanetçilerle aynı kumaştandırlar. Yurtsever Kürdistan halkı asimilasyonu ve soykırımı kabul etmiş, kimliğinden ve gerçeğinden vazgeçmiş ve Kürt soykırımına hizmet eden bu hain güruhu iyi tanımaktadır. Tarihte olduğu gibi günümüzde de maddi çıkar ve zenginlik için devletin ve iktidarın yanında yer alanların mertebesi Kürdistan halkının nazarında satılmışlık ve ihanettir. Elbette Kürdistan halkı geçmişte olduğu gibi bugün de mücadelesini büyüterek ve birliğini daha da güçlendirerek tarihsel ihanet içerisinde olanlardan gereken hesabı soracaktır.
TECRİT VE SOYKIRIM SALDIRILARINA KARŞI DAHA GÜÇLÜ MÜCADELE İÇERİSİNDE OLUNMALI
Başta Zilan Deresi Katliamı olmak üzere gerçekleştirilen katliamlar üzerinde daha fazla durulması, bu katliamcı tarihin tüm yönleriyle ortaya çıkarılıp aydınlatılması gerekmektedir. Sadece Kürtlerin değil, Türk aydınlarının da devletin Kürt düşmanı ve katliamcı karakterinin ortaya çıkarılması için çaba içerisinde olması gerekmektedir. Türkiye'de Kürt gerçeğiyle yüzleşmeden, bu gerçeklik tüm yönleriyle açığa çıkarılmadan ve Kürt halkının özgürlük mücadelesi sahiplenilmeden hiçbir gelişme sağlanamaz. Türkiye'nin değişmesi, demokratikleşmesi, aydınlanmanın sağlanması ancak böyle bir yüzleşmeyle, Kürtlere karşı yapılan haksızlıklara, soykırım ve katliamlara karşı tutum almakla mümkündür. Türkiye'de böyle bir tutumun geliştirilmesi, bu tutumu geliştiren Türk aydınlarının güçlü bir şekilde desteklenmesi gerekmektedir. Türkiye'de aydın, ilerici, sosyalist, demokrat, ahlaklı ve vicdan sahibi olmanın gereği kesinlikle bu gerçeği görmekten ve sahiplenmekten geçmektedir.
Biz Zilan Deresi Katliamı'nda yaşamını yitirenleri bir kez daha saygıyla anıyoruz. Katliamcılardan ve onlarla iş birliği içerisinde olanlardan mutlaka hesap sorularak, özgür ve demokratik yaşam inşası gerçekleşecektir. Hareketimizin tarihsel çıkışının temeli ve amacı budur. Bu temelde başta yurtsever Kurdistan halkı olmak üzere tüm dostlar ve demokrasi güçleri günümüzde katliamcı zihniyeti ve siyaseti yürüten faşist AKP-MHP iktidarına, onun tecrit ve soykırım saldırılarına karşı daha güçlü mücadele içerisinde olmalıdır."