Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre Amediye kentinde bağlı Sêgirkê köyü yakınlarında HPG gerillalarına yönelik saldırı düzenlendi.

KDP güçlerinin düzenlediği saldırıda 3 HPG gerillasının ağır yaralandığı öğrenildi.

Saldırılar yerel saatle 22.00 itibariyle devam ediyordu. 

HPG henüz resmi bir açıklamada bulunmadı. 

Bu saldırı, gerilla alanlarına yönelik KDP'nin Türk devleti ile işbirliği halinde son haftalarda sevkiyat yaptığı ve gerilimlere neden olduğu bir sırada gerçekleşti.

MESRUR BARZANİ'NİN AÇIKLAMASINDAN SONRA... 

Saldırının aynı zamanda KDP yetkililerinin Güney Kürdistan'da ücretlerini alamayan işçi ve memurların protesto eylemlerinden PKK'yi suçlaması ve Şengal'i yeniden hedef göstermesinden sonrasına denk gelmesi dikkat çekti. 

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani 9 Aralık günü, protestolara ilişkin yaptığı bir açıklama sırasında, Şengal'i hedef göstererek, herhangi bir kanıt göstermeden PKK güçlerinin "daha kalabalık bir şekilde Şengal'e döndüğünü" iddia etmişti.

ÇEMANKÊ'DEN BU YANA ARTAN GERİLİM

Güney Kürdistan'da özellikle Kasım ayı başından bu yana gerilla alanlarına yönelik sevkiyat, saldırı girişimleri ve gerilim tırmandırılıyor.

4 Kasım'da Çemankê nahiyesine bağlı Bêdadê köyü yakınında HPG gerillalarının bulunduğu kampa yönelik iki koldan operasyon tarzında girişi yapılmıştı.

HPG yaptığı açıklamada, "saldırı girişimine" rağmen silah kullanmadıklarını belirtirken, uyarı amaçlı olarak zırhlı bir araçta mayın patlattıklarını bildirmişti. Aynı açıklamada, "Çatışmak istemiyoruz, bunu açıkça belirtiyoruz" denilmişti.

MESUT BARZANİ'NİN AÇIKLAMASI

4 Kasım günü yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı da, özellikle KDP Genel Başkanı Mesut Barzani'nin bir açıklamasına dikkat çekerek, KDP'nin "savaş niyeti" konusunda uyarmıştı.

Barzani Kasım ayı başındaki açıklamasında, PKK'nin sınır hattında "bazı bölgeleri işgal ettiğini" iddia ederek, Türk devletinin saldırılarından, katliamlarından, köylere hizmet götürülmeyişinden, boşaltılmasından da PKK'yi sorumlu tutmuş ve bu bölgelerden çekilmesini istemişti.

ASKER ÜSLER KURULDU, ONLARCA SİVİL KATLEDİLDİ SES YOK!

Aynı Barzani ve KDP'li yetkililer, şimdiye kadar Türk saldırıları, işgalleri, işgal girişimleri, sivilleri hedef alan katliamları, onlarca askeri üssü konusunda herhangi bir tepkide bulunmadı.

Güney Kürdistan'da 1990'lı yıllarda KDP'nin onayı ile Türklerin kurduğu askeri üsler de son yıllarda katlanarak arttı. 2020'de askeri üsler, istihbarat faaliyetleri, köy boşaltmalar arttı, işgal alanları genişledi. Güney Kürdistan'da kurulan askeri üslerin sayısı 40'a ulaştı. Buna bölgedeki ekonomik işgali de eklemek gerekiyor.

Ayrıca Christian Peacemaker Team isimli sivil toplum örgütüne göre 2015 yılından beri en az 97 kişi Türk saldırılarında hayatını kaybetti, 100 dolayında kişi de yaralandı. Ayrıca en az 126 köy tamamen boşaltıldı, 500'ü de tehdit altında.

KCK'DEN BARZANİ'NİN 'SAVAŞ NİYETİ'NE TEPKİ

Böyle bir ortamda Barzani'nin açıklamasının "saldırganı aklamak" anlamına geldiğini belirten KCK, "KDP Genel Başkanı Mesut Barzani açıklamasında gerilla alanlarına neden askeri güç yığınağı yaptığının ve kuşatma gerçekleştirmek istediğinin gerekçelerini sıralamıştır. Böylece PKK'ye karşı savaşma niyetlerinin ve bu yönlü kararlarının olduğunu, bunun için uygun zemin ve fırsat kolladıklarını ortaya koymuşlardır" diye tepki göstermişti.

KCK, "Bizim KDP veya herhangi bir Kürt gücüyle savaş başlatma zihniyetimiz, niyetimiz, tutumumuz ve kararımız olamaz" vurgusunda da bulunarak, gerilimi düşürmeye çağırmıştı.

KARAYILAN: ELDE EDİLEN KAZANIMLAR DA TEHLİKEYE GİRECEK

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan da 25 Kasım'da Stêrk TV'de yayınlanan özel bir programda, "asla Kürtler arası bir savaş istemediklerinin" altını çizerken, sorunların diyalog yoluyla çözümünden yana tutum belirtmişti.

Karayılan, "Fikrimiz budur ve bu fikrimizde ısrarlıyız, çünkü tarihin bu döneminde bir iç savaş, Kürt halkının stratejisine kaybettirecektir. Elde edilen kazanımlar tehlikeye girecektir" diye uyarmıştı.

"İç savaşın gelişmesinin bir Türk devleti projesi" olduğunu ifade eden Karayılan, Kürtlerin bu dönemde uyanık olması ve "düşmandan herhangi bir umudunun" olmaması gerektiğini kaydetmişti.