Doğu Kürdistanlı yazar ve siyasi aktivist Elî Kerîmî, İran ve Rojhilat'ta yaşanan gelişmeleri ve 'Jin Jiyan Azadî' sloganları ile devam eden isyana ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
1979 yılında İran halkının gerçekleştirdiği devrime ve özgürlük eylemlerine değinen Yazar Elî Kerîmî, ardından mezhep cumhuriyetinin nasıl kurulduğundan söz etti. 1979 yılında devrime öğrencilerin ve solcuların öncelik ettiğini vurgulayan Kerîmî, "Özellikle Abzirgan Üniversitesi, öğrenci hareketinin en güçlü olduğu yerlerden biriydi. Tewrêz şehrinde 1979 devrimi başladığında öğrencilerin çoğu alanlara çıktı ve sloganları 'Birlik, Mücadele, Zafer' idi. Bu slogan komünist ve solcuların sloganıydı.
Bu ayaklanmaya komünistler ve sol güçler öncülük ediyordu. Binlerce öğrenci alanlara çıktı ve İran güçleri onlara saldırdı. Öğrencilerin üzerine ateş açıldı. O dönemde İran halkının devrimi, öğrenciler ve sol hareketler tarafından yönetildi. Ama o güne kadar hiç tanımadığım küçük bir grup tarafından, "Mezhebimiz Hüseyin liderimiz Hümeynî" sloganları atılmaya başladı. Bu slogan bazı çelişkiler yarattı. Biz öğrenciler hiçbir islami slogan atmayacağız demiştik. Çünkü temel sloganımız çekiçti. Yüzlerce bildiri ve poster vardı gençlerin elinde, hepsinde de solcuların ve komünistlerin sloganları yazılıydı.
İran halkının devrimi 13 ay sürdü. Devrim gün geçtikçe amacından saptı, saptırıldı. Bazı güçler günden güne İslami sloganlar attı, sayıları arttı ve gösteriler başlattılar. Şimdi de bu tür senaryolar deneniyor. O zamanlar en büyük kanal olan BBC, Hümeyni'nin mesajlarını tüm İran'a yayınlıyordu. Ya da Hümeyni'nin ses kasetleri geldiğinde, bir seferde yüz binlercesi kopyalandı ve hızla tüm İran'a dağıtıldı. Bu da o hareketin arkasında büyük bir güç olduğunu, Hümeyni'ye uluslararası düzeyde büyük destek verildiğini, uluslararası akademisyenlerin onlar için çalışmaları yaptığını gösteriyordu" diye konuştu.
ABD HÜMEYNİ'NİN ARKDASINDAYDI
O dönem İran'ın çok sayıda ajan ve istihbarat teşkilatı olduğunu hatırlatan Yazar ve siyasi aktivist Elî Kerîmî, devamla şunları belirtti: "O dönemde Tahran'daki Amerikan büyükelçisinin, Humeyni'ye bağlı gruplarla ilişkisi vardı. Amerika, 1979 halk devrimini solcular ve demokratlar kazanırsa Sovyetler Birliği büyüyecek ve dünyanın geri kalanına hakim olacak diye düşünüyordu. Bunun için Şah iktidarının yok edilmesini istedi ve Hümeyni güçlerini destekledi. Hümeyni Fransa'dayken Amerikalı yetkililer onu ziyaret etti ve aynı zamanda Fransızların da onunla temasları oldu. İran lobileri sürekli onun için çalışıyordu."
İran ve Rojhilat'ta kadınlar öncülüğünde 'Jin Jiyan Azadî' sloganı ile devam eden ayaklanamaya ilişkin konuşan Elî Kerîmî, "Jin Jiyan Azadî sloganı çok güçlü bir slogan. İran halkları bu sloganı kendi sloganı olarak görüyor. Bu slogan için gece gündüz çalışmak zorundayız. Bu sloganla kimse öldürülmez, kimse katliam yapmaz, şiddet olmaz. Bu slogan herkes içindir. Bugün Şiraz'dan Tahran'a, Belucistan'dan tüm Kürdistan kentlerine kadar halk sokaklara dökülerek taleplerini haykırıyor. Bazı insanlar bu kadın devrimini amacından saptırmak istiyor. Örneğin 2002 yılında ABD Nayak adında bir yapı kurdu. İran Dışişleri Bakanı Cewad Zerîfî bu kurumu destekledi. Bu kurum İran hükümeti için lobi çalışması yapıyordu ve hükümete destek verdi.
İran İslam Cumhuriyeti'nin son 40 yıllık çalışmalarına bakacak olursak, hiçbir hükümetin İran İslam Cumhuriyeti kadar Amerika'ya ve diğer Batı ülkelerine hizmet etmediğini görürüz. İran İslam Cumhuriyeti bugüne kadar iktidarda kaldıysa, bu sadece mollaların aklı ile olmadı. Batı ve uluslararası lobiler tarafından destekleniyor. Bu onların işlerini kolaylaştırıyor ve bu durum İran halkı için bir felaket haline geldi. Yaklaşık 70 gündür kadın devrimi devam ediyor, şimdiye kadar hiçbir batılı ülke bu devrimi açık bir şekilde desteklemedi" şeklinde konuştu.
GENÇLERİN BATILI DEVLETLERDEN BİR BEKLENTİSİ YOK
Uluslararası toplumun İran'a yönelik tutumundaki belirsizliğe değinen Kerîmî, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Halk için İslam Cumhuriyeti'nin dönemi sona erdi. Ancak İran'a karşı uluslararası toplumun ve özellikle İsrail'in pozisyonu net değil. Geçmişte İsrail bazı eylemlerde bulundu ve bunun sonucunda birkaç İranlı sözcüyü öldürdü. Aslında İsrail'e göre İran İslam Cumhuriyeti'nin devri henüz bitmedi. Hala İran'a ihtiyaçları var. Bu nedenle ne İsrail, ne de Batılı ülkeler İran'a karşı net bir tutum alamıyor.
Eğer halk hükümete karşı çıkarsa o zaman hükümetin sonu gelir. Doğu Kürdistan ve İran'da, 'Jin Jiyan Azadî' devrimine katılan gençlerin sayısı çok fazla. Bu gençler Rusya'nın, Amerika'nın, İsrail'in siyasetini okumamışlar, bu siyasetle hiç alakaları yok. Amaçları belli, hiç bir devletten devrim beklemiyorlar. Kendi emekleri ve çabaları ile devrim yapıyorlar. Ne istediklerini çok iyi biliyorlar.
Amerika ve Avrupa'da yaşayan sahte muhalefet nerede? Devrim yapan gençlere güç veren 'jin Jiyan Azadî' sloganıdır. Bu sloganını söylemekten gurur duyuyorum. Çünkü çok güçlü, her türlü kirli plana engel olabilir. Gençler de bu slogan etrafında toplanarak tüm devrim karşıtı planları yerle bir etmektedir. Şimdiye kadar ne yapıldıysa gençler kanları ile yaptı. Bu çok onurlu birşeydir. Bu gençler bağımsızlar ve sırtını hiç bir devlete dayamıyorlar. Ulus devlete inançları da yok."
Rojhilat ve İran halkının din adamlarına güvenmemesi gerektiğinin altını çizen Kerîmî, "Çünkü bu din adamlarının çocukları farklı ülkelerde yaşıyor, üniversite okuyor, zevk ve sefa içinde hayatlarını sürdürüyorlar. Bugün İran halkı, kadınları ve gençleri uyandı, İran nüfusunun yüzde 70'i haline geldi. Din adamlarından vazgeçmeyenler bilsinler ki, devrim kazanırsa bütün bunlar kaçacak, siz kalacaksınız; o zaman kimse sizi korumaz. Din adamlarına güvenmeyin, halkın yanında yer alın.
İran kirli planlar peşinde. Şu an Îslah Telebe'den bahsediliyor, yeniden gündeme getiriliyor. Gerçekte bunların hepsi devletin adamlarıdır. İktidarın ömrünü uzatmaya çalışıyorlar. Îslah Telebe olmasaydı, İran İslam Cumhuriyeti belki de bugüne kadar var olmayacaktı. Halk uzun bir süre önce devrim yapardı. Halk şimdi de bunları dinlemiyor ve Îslah Telebe'yi öne çıkarma çabaları boşa gidiyor. Çünkü şimdiki nesil çok yetenekli ve bilinçli. Gençler eski ve klasik siyaseti aştı, eski siyaset onların taleplerine cevap vermiyor. Eylemlerde ve törenlerde kendilerinden biri ortaya çıkıyor ve öncülük ediyor. Bu yüzden inisiyatif almaları onlar için en iyisidir" ifadelerini kullandı.
İRAN KADIN DEVRİMİNDEN ÖNCEKİ YAŞAMA GERİ DÖNMEYECEK
Rojhilat ve İran'daki partilere de çağrıda bulunan Yazar Elî Kerîmî, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Eğer parti yetkilileri bir şey yapmak istiyorlarsa çocukları gibi eylemlere katılsınlar, eylemleri büyütsünler. Gençlerin anne babalarından ricam; protestolara katılın. Sibe'den Mariwan'a, Mahabad'dan Rojhilat ve İran'ın bütün şehirlerine kadar gençlerle yan yana, kol kola olun. Kepenkleri indirin, bu onlara en büyük destek olacaktır.
Herkes, İran'ın lobilerine, klasik partilere ve Batılı ülkelere dikkat etmelidir. Çünkü bu güçler kadın devrimini yolundan saptırmayı amaçlıyor. Umuyorum ki bu devrim başarılı olacaktır. Şimdiye kadar güzel adımlar atıldı, ilk kazanımlardan biri kadınların din adamlarının gözleri önünde başlarına açıp rahat bir şekilde dolaşabilmeleri. İran bir daha kadın devriminden önceki yaşama geri dönmeyecek."