Güney Kurdistan topraklarına yönelik işgal saldırısını 14 Nisan 2022’den bu yana sürdüren Türk devleti, her türlü yasaklı kimyasal silaha başvuruyor. Son olarak HPG, işgalci Türk ordusunun 7-9 Aralık 2022 tarihleri arasında 150 kez kimyasal silahlarla Kurdistan Özgürlük Gerillası’nın mevzilerini bombaladığını duyurdu.

KURDİSTAN DOĞASI DA KATLEDİLİYOR

Uluslararası kuruluşlar ile küresel güçlerin sessizliğini fırsat bilen Türk devletinin aralıksız biçimde kullandığı kimyasal silahların Kurdistan doğası üzerindeki etkilerini fizyoloji uzmanı Dr. Sadat Abdullah Ezîz ANF’ye değerlendirdi. Her türlü kimyasal silah ve zehirli gazın bir insanlık felaketi olduğuna dikkat çeken Dr. Ezîz “Bu silahlar şüphesiz sadece insanlar üzerinde değil aynı zamanda doğa üzerinde de korkunç etkileri oluyor” dedi.

Kimyasal silahların ortaya çıkardığı etkilerin onlarca yıl sürdüğüne vurgu yapan Dr. Ezîz devamla şöyle konuştu: “Böylesi silahlarla geleceğimiz, yarınımız çalınıyor. Doğa kendisini yenilemiyor ve insanlarda yarattığı etkinin benzerini yaşayan doğanın hayat kaynağı kuruyor. Bundan dolayı başta bilimsel kuruluşlar olmak üzere bu konuda muhatap olan uluslararası organizasyonların acilen bölgeye gelip ayrıntılı biçimde incelemelerde bulunması gerekiyor.”

KİMYASALI ARAŞTIRAN BİR MERKEZ KURULMALI

Güney Kurdistanlı fizyoloji uzmanı Dr. Sadat Abdullah Ezîz, Türk devletinin kullandığı kimyasal silahların araştırılması için bir merkez kurulması gerektiğini de bildirdi. Sivil toplum kuruluşları, insan hakları savunucuları ile uzmanların söz konusu merkezde yer alabileceğini belirten Dr. Ezîz “Zira bir ulus ortadan kaldırılmak istendiği için bu konu soykırım çerçevesinde ele alınmalı ve kimyasal silahlar dünya kamuoyunun gündemine taşınmalı” çağrısında bulundu.

Kürt halkının düşmanlarının meseleyi siyasi bir olay gibi ele alınması yönünde çaba sarf ettiğini kaydeden Dr. Ezîz devamla şu hususlara vurgu yaptı: “Kürtlere yönelik soykırım ve jenosid girişimleri kesinlikle siyasi bir mesele olmaktan çıkarılmalı, mevzu sadece bir hareket veya örgüt değil, mevzu Kürt halkının ortadan kaldırılması çabasıdır. Bu soykırım girişimine karşı da bölge halkı koruma altına alınmalı. Kürt sorunu kimyasal silahlarla çözülmez, bunu Türk devletinin iyi anlaması gerekir, sorun diyalog ve müzakereyle çözülür.”