GÖRÜNTÜLÜ

Kürt siyasetçiler Rojava için birlik çağrısı yaptı

Rojava’ya yönelik saldırılara karşı Kürt siyasetçiler, "Hepimiz bu kazanımlara sahip çıkmak zorundayız" diyerek birlik çağrısı yaptı.

Kürt siyasetçiler, Suriye’de ortaya çıkan yeni durumunun Kürtler açısından birlik ve bütünleşmeyi dayattığını belirterek, Kürtlerin birlikteliği ile Rojava’ya yönelik saldırıların kırılacağını kaydetti.

Azadi Partisi Genel Başkanı Ayettulah Aşiti ve Xinûs eski Belediye Başkanı Şeyh Said’in torunu Hasan Basri Fırat, Rojava’da Kürt kazanımlarına yönelik saldırıları, Kürtlerin bu kazanımlarını korumaya yönelik siyasetini ve birlik temelinde geliştirilecek politikaları ANF’ye değerlendirdi.

‘KÜRTLERİN KAZANIMLARI GELECEKTEKİ GÜVENCELERİDİR’

Azadi Partisi Genel Başkanı Ayettulah Aşiti, Suriye’de Kürtler için ortaya çıkan fırsatların önümüzdeki yüzyıl için büyük bir imkân sunduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Eğer birlikte bir strateji gerçekleşirse, Suriye’deki halkımız, tüm farklılıklarıyla, renkleri, inançları ve etnik unsurlarıyla bir araya gelerek yeni duruma etki edebilirler. Bu birlik, uluslararası alanda Kürtler için hem yer edinme hem de değer kazanma fırsatı sunacaktır. Ancak bu günkü koşullarda en büyük güvence, birliğin güvencesi olan askeri güçleridir. Bugün Kürtlerin hali hazırda Suriye’de bir askeri gücü vardır. Eğer Suriye’deki Kürtler bu askeri güce destek verir ve etrafında birleşirse hem uluslararası arenada hem de Suriye topraklarında varlıklarını daha güçlü bir şekilde sürdürebilirler.

Kürtler için tarihten ders almak oldukça önemlidir. Kürt halkının tarihinde yapılan yanlışlıklar tüm yönleriyle değerlendirilmeli, bu hatalardan ders çıkarılmalı ve aynı yanlışlıkların tekrarına düşülmemelidir. Örneğin geçen yüzyılda Kürtler, din kardeşliği duygusuna kapılarak devlet olma şansını kaybetti. Bu konuda çok yorum yapılabilir, ancak kısaca şunu söyleyebiliriz: Din kardeşliği üzerinden yürütülen siyaset, Kürtlerin devlet kurma sürecini engellemiştir. Bugün bunlardan ders çıkararak, aynı hataya düşmemeliyiz. Kürtler, dünya ulusları ile eşit seviyeye gelip, onlarla kardeşlik temelinde muhatap olmalıdır. Kürtlerin bu anlayışla hareket etmesi önemlidir.

Bazı ulusların devleti var, bazılarının yok. Bu durumda, halkların kardeşliği veya din kardeşliği söylemleri bugün için doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Gerçek eşitlik sağlanmadan kardeşlik inşa edilemez. Eşitlik sağlandıktan sonra kardeşlik mümkün olacaktır. Bizim tavsiyemiz ve isteğimiz, Suriye’de Kürtlerin diplomasi ve birlik konusunda şeffaf olmaları, ortak planlar ve stratejiler temelinde hareket etmeleridir.”

KOBANÊ DİRENİŞ RUHUYLA ROJAVA KAZANIMLARININ ETRAFINDA BİRLEŞELİM 

Hasan Basri Fırat ise, Rojava’da yaşanan yeni gelişmelerin Kürt halkının birleşmesiyle büyük bir kazanıma dönüşeceğini belirterek şu çağrıda bulundu: “Rojava’da çetin bir savaş yaşanıyor. Oradaki halkımızın, 14 yıldır DAİŞ ve diğer zalimlere karşı verdiği mücadeleyle elde ettiği tüm kazanımlar bugün büyük bir tehdit altındadır. Türk devleti, çeteler aracılığıyla burayı yıkmak ve kazanımlarımızı yok etmek istiyor. Ancak unutulmamalıdır ki, Kürt halkı için umut, Rojava ve oradaki kazanımlardır.

Rojava’daki halkımız, kendilerini yönetmek ve Türk devleti, Arap devletleri ve Farsların zulmünden korunmak için bir yönetim kurmuş, özerklik ilan etmiştir. Hepimiz bu kazanımlara sahip çıkmak zorundayız. Bugün Türk devletinin öncülüğünde büyük bir zulüm ve savaş yürütülmektedir. Kobani’de yaşanan direniş gibi, Rojava’da zorlu bir mücadele sürüyor. Nasıl ki halkımız Kobanê’de birlik olup burayı bir direniş kalesine çevirdiyse, bugün de tüm Kürtler aynı şekilde Rojava’nın etrafında birleşmelidir. Kurdistan dört parçaya ayrılmıştır. Bu durum bizim isteğimizle ya da rızamızla olmamıştır. Düşmanlarımız, ülkemizi Türkler, Araplar ve İranlılar arasında böldü. Ancak bizim gönlümüzde Kürdistan birdir.

Bugün Rojava’da YPG ve diğer direnişçilerin fedakarlığı sayesinde kazanılmış önemli bir mücadele var. Gençlerimiz, kadınlar ve halkımız büyük bedeller ödemiştir. Şimdi Türk devleti ve çetelerine karşı hayatını kaybeden bu kahramanların anısına sahip çıkma zamanıdır. Dünyanın neresinde olursak olalım, elimizden gelen her türlü maddi ve manevi desteği sunmalıyız. Bu kahramanların anısı etrafında birleşmeli ve Rojava’ya yardım eli uzatmalıyız.

Kobanê direniş ruhuyla nasıl mücadele ettiysek, bugün de aynı kararlılıkla Rojava’nın kazanımlarını korumalıyız. Bu kazanımların korunması, halkımız için bir statü elde edilmesi demektir. Statümüz olmadan özgürlüğümüz mümkün olmayacaktır ve bu da ancak birlik ile sağlanabilir.  Partilerimiz ve örgütlerimiz, önceliklerini bir kenara bırakmalı ve güçlerimizi ortak bir hedef etrafında birleştirilmelidir. Ancak bu şekilde hak ettiğimiz statüyü kazanabiliriz; bir olursak kazanırız.”