Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA–DER), çatışmalarda şehit düşenlerin cenazelerinin ailelerine geç verilmesine ilişkin açıklama yaptı. Amed'deki dernek binasında yapılan toplantıda konuşan MEBYA–DER Eşbaşkanı Yüksel Almas, ailelerin psikolojik ve siyasi baskı altına alındığına dikkat çekti.

'SİSTEMATİK OYALAMA SÜRECİ'

Cenazelerin aileler tarafından teşhis edilmesine rağmen, teslim edilmesi için DNA testi istendiğine vurgu yapan Almas, test sonuçlarının ise yılları bulan bir zaman diliminde sonuçlandığını belirtti. Almas, şunları söyledi:
“Çatışmalarda çocuklarını kaybeden, canları yanan aileler üzerinde bu sefer de sistematik bir oyalama süreci yaşatılıyor. Kimi zaman DNA eşleşmesi ve teşhis yapıldıktan sonra kolluk kuvvetleri aileler üzerinden baskı kurup ‘hemen cenazenizi alıp gideceksiniz’ diyor. Aile üzerinde baskı kurup cenazelerin binek araçlarıyla götürülmesi dayatılıyor. Geçen aylarda bir aile Erzurum’dan Van’a kadar yazın ortasında cenazeyi binek aracın arkasında götürmek zorunda bırakıldı. Bununla beraber her kontrol noktasında cenazeler saatlerce bekletiliyor. İnsan olmanın bir gereği olan cenazeye saygı kalmadığı gibi aileler de tehdit ediliyor. Bu insanlık dışı uygulamalardan derhal vazgeçilmeli."

AİLELERE ÇAĞRI

Cenazelere yapılan kötü muameleyle birlikte ailelerin yas tutma hakkının engellendiğini dile getiren Almas, ailelere şöyle seslendi: “En doğal hakkınız olan cenazenin dini vecibelerini yerine getirmekten, yas tutma hakkınızdan ödün vermemenizi istiyoruz."
Yıllardır yaşamını yitirenlerin cenazelerinin bulunduğu mezarlıkların tahrip edildiğini anımsatan MEBYA–DER Eşbaşkanı Şeyhmus Karadağ ise kimsesizler mezarlığına gömülen cenazelerden ailelerin habersiz olduğunu dile getirdi. Karadağ, cenazeleri kayıp olan ailelere çağrıda bulunarak, derneklerine başvurmalarını istedi.

ŞEHİT BABASI: ONLAR KİMSESİZ DEĞİL!

Bitlis kırsalında 2013’te çıkan çatışmada oğlu şehit olan Mehmet Zeki Dağ da “2017’de çocuklarımızın cenazesini İstanbul ATK’ye götürdüler. Ancak bir kaldırımın altına gömülmüşler. O kaldırımı gördüğümüzde işkence çekiyoruz. Onlar kimsesiz değil. Biz onların anneleri babalarıyız. Neden kimsesiz diyorlar? Aileler olarak verdiğimiz DNA testlerimizin bir an önce sonuçlandırılmasını istiyoruz” diye konuştu.