PKK’den Murat Saat’ın ailesine başsağlığı mektubu

PKK Şehit Aileleri ile Dayanışma Komitesi, 1996’da esir alınarak 21 yıl boyunca tutsak edilen Doğan kod adlı Murat Saat’ın hayatını kaybettiğini bildirerek, ailesine bir mektup yazdı.

PKK Şehit Aileleri ile Dayanışma Komitesi’ne göre cezaevinde Deniz Pir adını kullanan Doğan kod adlı Murat Saat, 21 Kasım 1974’te Samsun-Havza’da dünyaya geldi. Saat’ın 1992’de İstanbul’da mücadeleyle tanıştığı ve Haziran 1994’te Garzan Eyaleti’nde partiye katıldığı kaydedildi. Aynı açıklamada Saat’ın 20 Temmuz 1996’da Bitlis’in Mutki bölgesinde esir alındığı ve 28 Aralık 2017’de hayatını kaybettiği ifade edildi.

PKK Şehit Aileleri ile Dayanışma Komitesi’nin Saat ailesine gönderdiği başsağlığı mektubu şöyle:

“Öncelikle hareketimiz adına tüm aile fertlerinizi en içten duygularla selamlıyor, saygılar sunuyoruz. İçinde yaşadığımız koşullar, mücadele şartlarımızdan kaynaklanan birtakım güçlükler ve adresinize ulaşamama gibi nedenlerden dolayı size ulaşmada belli bir gecikme yaşanmıştır. Bu bakımdan bizi anlayacağınızı umuyoruz.

Evladınız ve yakınınız olan değerli yoldaşımız Murat Saat Kürt Halkının yaşadığı acıları, sıkıntıları yakından görmüş, bunları yüreğinde derinden hissetmiş ve bunlara son vermenin yolunun halkların özgürlük umudu gerilla saflarına katılmada bulmuştur. O, Kürdistan halkının sömürgeci devletler tarafından içinde tutulduğu kölelik statüsüne karşı başkaldırmayı, halkların kardeşliğine olan inancı ve ahlakını en temel insanlık görevi olarak kabul etmiş ve yüksek bir duyarlılıkla vicdanının sesini dinlemiş, fedakârlık örneği değerli bir yaşam sergilemiştir. Kürt halkının özgürlük davasını kendi yaşamının biricik anlamı olarak gören yiğit ve onurlu dava arkadaşımız, sevgili evladınız Saat Yoldaşımız katıldığı günden şehit düştüğü güne kadar her anını Kürdistan’ın özgürlüğe kavuşması, Kürt halkının özgürce yaşaması ve dünya insanlığı içinde hak ettiği onurlu yeri alması için, Kürt halkına, ülkesine ve Önder APO’ya karşı duymuş olduğu büyük sevgi, bağlılık ve fedakârlıkla çalışmıştır. 1996 yıllında Garzan alanında sömürgeci Türk güçlerinin başlattığı operasyonda gruptan kopan Saat yoldaş esir alınır. 21 yıllık zindan direnişi mücadelesinde Demokratik ulus kimliğinin bir militanı olarak geçirdiği ağır hastalık sonucu 28.12.2017 tarihinde şehit düşmüştür.

Tüm Kürdistan halkının ve sizlerin başı sağ olsun. Acınızı derinden paylaştığımızı ve mücadele arkadaşları olarak, yoldaşımızın şahadetinden en az sizler kadar acı duyduğumuzu bilmenizi isteriz. Biz bu acıyı taşıdığı silahı ve bayrağı layıkıyla taşıyarak ve tüm şehitlerin çizgisinde mücadeleyi yükselterek acımızı hafifletmeye çalışıyoruz. Siz değerli aile fertlerinin de yaşanan şahadeti büyük bir sabır ve metanetle karşılayıp aynı doğrultuda yaklaşmanızı bekliyoruz.

halk bedel ödemeden özgürlüğüne kavuşmamış ve onurlu yaşamı hak etmemiştir. Acılara son vermenin en doğru yolu, acılara son vermek için şehitlerimizi ölümsüzleştirmektir. Bunun anlamı ise, onların bağlı bulundukları amaçları gerçekleştirmek için daha fazla mücadele etmektir. Mücadele yükseldikçe, şehitlerimiz de halkımızın engin yüreğinde sonsuza kadar yaşayacaklardır.

Bu temelde bir kez daha başınız sağ olsun diyor, en derin saygı ve selamlarımızı sunuyoruz.

Bandırma Cezaevinde Bulunan Dava arkadaşları Murat Saat Yoldaşı bu satırlarla anmışlardır.

‘’Yaşadığım çağda yaşama insana ve kendimize dair anlam arayışımın ilk yanıtı Apocu felsefe ve PKK dir. Son yanıtı Apocu felsefe ve PKK olacaktır. ‘’ Ş. Murat Saat (Deniz Pir)

Kış mevsiminde can yoldaşımız Deniz Pir’i kaybetmenin derin acısı ve üzüntüsü içindeyiz. Arkadaş günlüğünde kaleme aldığı gibi, kendisiyle büyük hakikat yapısallığı olan Önderlik ve PKK arasındaki anlam ilişkisini yukarıda kaleme aldığımız sözlerle ifade etmişti. O ilk ve son yanıtında bir Apocu ve PKK’li militandır. Böyle yüce bir militanın yoldaşları olmak, onunla aynı alanda, aynı komünde bulunmak, onu tanımak, aynı eylem ve irade doğrultusunda yaşamak onurdur, şereftir. Her şehidimiz gibi Deniz Pir yoldaşımız da ölümsüzdür, özgür yaşam-özgür insan-özgür toplum, dolayısıyla aşk ve hakikat savaşımızın göğünde ve yerinde yönümüzü diğer şehitlerimizle birlikte belirleyecek yıldızımızdır. Onun yerini dolduramayacağız. O vazgeçilmezdi. Zira farklılığını ortaya koymuştu. Bu nedenle onun sesini, sözünü, gülüşünü, sohbetini komünümüzün her yerinde anıyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle başlarken, her şeyden önce arkadaşımız Murat Saat’in şehadeti 1996 yılında Heval Doğan Karadeniz’de çalışmalarına katılmak üzere kuzeye geçiyor. Karadeniz’de kendi doğduğu ana-ata topraklarına bir özgürlük gerillası olarak gitmek onun için tarifi imkânsız duygudur. Çünkü Karadeniz’in yeniden doğuşa ihtiyacı vardır. PKK yeniden doğuşun hareketidir. “Ben PKK ile yeniden doğdum. Karadeniz de yeniden doğmalıydı. Onun için heyecanlıydım ama çeteler hayalime çelme attılar”. Doğan arkadaş Bitlis Mutki de işbirlikçi hain korucular tarafından 1996 yılının temmuz ayının sonunda yakalanıp sömürgeci ve işgalci Türk ordu birliklerine teslim edilir.

Şehit Deniz Pir Samsunluydu. Türk toplum ve kültür geleneğinin çocuğuydu. PKK paradigmasının ideolojik zihinsel yoğunlaşmalarının sonucu iktidar toplum ayrışmasını yapıp kendi halk gerçekliğini buldu. Toplumsal ve kültürel Türklüğün de düşmanı olan beyaz Türk faşizmin ve Türk iktidar metafiziğinin her anlamda savaşılması gereken kötülük yapıları olarak gördü. Kötülük yapılarının kazanamayacağını PKK ye katılarak düşmana gösterdi. Beyaz Türk faşizminin askeri memuru işçisi ve erkeği olmadı. Onun suçlarına ortaklık yapmadı. Yaşamının son nefesine kadar PKK saflarında kaldı. Kendi şahsında mütevazıce kendi öz toplumsal tarihini inşa etmeye çalıştı. Eylemliklere katıldı. Hiç bir zaman komün yaşamıyla bir uyumsuzluğu olmadı. Önderlik “komünü olmayan benim yoldaşım olamaz” diyor. Bu yönüyle önderliğin yoldaşı oldu. Komün yaşamında düşüncelerini görüşlerin yoldaşlarıyla paylaştı. Bilgisine gördüklerine dair bir şey sorulduğunda mütevazice PKK militan adabı ile kültürüyle yanıt oldu. Komünün moral gücüne bütün varlığıyla katıldı. Yetenekliydi edebi yönüyle kalemi güçlüydü. Sanatsal yönü vardı. Dil öğrenme konusunda analitik ve duygusal zekâsı çok güçlüydü. Kendi ana dili dışında birçok dil biliyordu. Entelektüel donanım açısından kendini eğitmiş bir yoldaşımızdı. İşte tüm bunlarla birlikte yeni bir pratik sürece başlamıştı. Çok heyecanlıydı. Rahatsızlandığı gün yoldaşlarına dediği gibi canı çok koşmak istiyordu.

Şehit Deniz Pir yazdığı romanda İspanyolca şöyle bir soru soruyordu. Qulen eres tu? Yani kimsin sen ve kimdin? Her şehrin bir kendiliği(xwe) vardır. Onlar açığa çıktımı o şehrin anlamı kavranır. Murat saat samsunun gerçek düşüdür. O samsun şehrinin dile gelmiş bir sesidir. Murat Saat demokratik ulus kimliğini kendi kimliği olarak gördü. Bu kimliğin oluşması için yeri geldi Doğan adını aldı yeri geldi Deniz Pir oldu. Demokratik ulus kimliği bu gün Kürt, Türk, Laz, Arap, fars, Çerkez, Asuri, Türkmen, İngiliz, Fransız, Amerikalı, Güney Afrikalı, İtalyan, Avusturyalı farklılık şehitlerden oluşuyor. Demokratik ulus kimliği bu anlamıyla sahte ve evrensel olmayan ulus devlet kimliğini çoktan almış hakiki ve evrensel bir kimliktir. PKK şehitleri bunun ispatıdır. Murat Saat rahatlıkla demokratik ulus militanı olarak tanımlayabiliriz. Demokratik ulus kimliğinin ideolojik politik donanımı teorik ve pratik görevleri için büyük hayalleri vardı. O hayaller bizlerinde hayalleridir. Onun ve tüm şehitlerimizin hayallerini gerçekleştirmek boynumuzun borcudur.

Bu duygu ve düşüncelerle şehit Deniz PİR yoldaşımız şahsında tüm şehitlerimizin anısı önünde saygıyla eğiliyor şehitlerimize bir kez daha sözümüzü veriyoruz.

Şehit namırın!

Selam olsun demokratik ulus kimliği için şehit düşenlere şehit Doğan- Deniz Pir ölümsüzdür. !

Bıji serok APO!

31 Aralık 2017. Bandırma 2 Nolu T tipi kapalı cezaevinde bulunan yoldaşlar.

PKK Şehit Aileleri ile Dayanışma Komitesi”