Son nefeslerine kadar birlikte yaşayan ve savaşan güzel insanlar…

Siz, tarihe büyük bir miras ve asla unutulmayacak bir roman, bir şarkı oldunuz umutla atan kalplerde. Siz bu hayata karşılıksız başlayıp karşılıksız ayrılanlarsınız.

"Bir yoldaşım var zorluklarla mücadele etmemi sağlayan, ağladığımda başımı omuzuna yaslayıp da derin derin ahlar çektiğim. Bir yoldaşım var, sesini duyunca bile heyecanlanıp gülüşünde yaşamın umudunu gördüğüm. Gözlerinden evrenin güzelliklerini anlayabildiğim. Sevgisi ile tüm dünyayı kucaklayabildiğim. Samimiyetini saflığında bulduğum. Bir yoldaşım var, cesareti ile yüreğimi coşturan. Ve öyle bir yoldaş ki bu; tüm dünyayı karşıma alacak gücü kendimde bulmamı sağlayan bir Egîd misali. Halkının büyük kahramanı bu yoldaşla son nefese kadar yaşamında onun yanında yer alacağım ve son nefese kadar birlikte savaşacağım."

Bu dağlar öyle büyük değerlerle dolup taşmakta ki, bunlara tanıklık etmek bile başlı başına büyük bir nimet ve büyük bir şans aslında. Kurulan güçlü bağlar, sevginin kutsallığının eriştiği muazzam anlam, tarifi imkansız bir duygu seline dönüşüyor. Bu duyguyu yaşayan insanlar, eriştikleri bu mertebede sadece birbirlerinin gözlerinin içine bakarak da birçok şeyi ifade edebiliyorlar birbirlerine. Biri bir şeyi seviyorsa diğeri de seviyor. Biri bir şeyi sevmiyor ve kabul etmiyorsa o da sevmiyor ve kabul görmüyor. Yanlışlık ve doğrularını birbirinden böylelikle ayırt edebiliyor ve birbirlerini böyle eğitiyorlar. Birbirlerini böylelikle cücelikten yüceliğe davet ediyorlar. Birinin sıkıntısı-sorunu, her birinin sıkıntısı ve sorunu oluyor. Birinin gelişmesi diğerlerinin de gelişmesi oluyor ve bu kutlanması gereken en asil davranış oluyor.

Onlar gelecek hayallerini görüyorlar, hissediyorlar, arzuluyorlar ve bunun için her şeylerini ortaya koyuyorlar. Doymadan, bıkmadan, pes etmeden amaçlarına ulaşmayı başarıyorlar. Onlar herkesin hayalleri, amaçları ve özgürlüğün tam da kendisi oluyor. Aldıkları her nefeste mutlaka yaşadıkları ana ve mekana bir anlam katmalı, bir iz bırakmalılar kendi yaşamlarında. Her adımları zamana bir vasiyet bırakmalıdır.

PILING VE BAGER İKİ BEDENDE YAŞAYAN İKİ FARKLI RUHTU

İşte Bager ve Piling da böyle bir bilincin tamamlayıcı nesilleri oldular bu dağlarda. Kendilerini, ruhsal ve bedensel olarak bu dağların şartlarıyla geliştirdiler, yetiştirdiler. Her kapıya umut olabilmek için Önderliği anlama ve uygulama amaçlarında nettiler. Kendilerini adadıkları bu yol, onların tek mutluluk kaynağıydı. Hakikate duydukları aşkı büyük bir elzemle korudular. Savaşçılıkları dillere destan bir efsane yarattı.  Amaçlarında samimiydiler, merttiler, ciddiydiler. Gerçek bir Apocu ruhla donattılar kendilerini.

Birbirlerine karşı bambaşka bir sevgi ile doluydular. Bu sevgi onları yüceltiyor, geliştiriyordu. Onlar birbirleri için her şeydiler. Her şeyin en güzel ifadesiydiler birbirleri için. En değerli olmak ve bunun gereklerine göre gerçek yoldaşlık sevgisine bağlı olmak, sadık olmak ve özümsemek, onlarda örnek alınması gereken en güzel özellikti. Bir lokma da olsa birbirleri ile paylaşmasalar asla o lokma boğazlarından geçmez, helal olmazdı. Onların yaşam felsefeleri böyleydi. Yaşamlarının neden bu kadar hayranlık uyandırdığını anlamak o kadar da zor olmasa gerek. İnsanın yüreğine işleyen sevgi mekanları adeta bir müziğin ahenk içerisinde birbirini tamamlaması gibi büyülüyor gerçekten de insanı. PKK’ye katılmadan önce hiç de birbirinden haberdar olmayan bu iki genç gerilla birbirlerine bu denli benzediklerini nereden bilebileceklerdi?

PKK, bu yaratılışa imza atan ilk ve tek harekettir. Bundandır "insan yaratan bir hareket deniliyor" PKK için. Önder Apo olmasaydı ve PKK’yi kurmasaydı onlar Kemallerin, Hayrilerin, Saraların varlıklarından ve yaşamsal duruşlarından nasıl haberdar olup da bugünün Kemalleri, Hayrileri ve Saraları olma hayallerini gerçekleştireceklerdi.

FİKİRDE, ZİKİRDE VE EYLEMİN DİLİNDE BİR OLMAK

Piling Bager için, Bager Pılıng için aynı derecede bir anlamı ifade ediyordu. Fikir, zikir ve eylemlerine kadar bir ve bütündüler. Ölüm bile gelecekse birlikte aynı dava için savaştıktan sonra, yoldaşlıklarının onlarda yarattığı bağlılık uğruna varsın sefa gelsin, hoş gelsindi. Bu çok da onları korkutmuyordu çünkü ancak şerefli bir ölüm olan halkı için savaşarak şehit olmak, onlar için yaşamın anlam bulmuş haliydi. Tek korkuları, birinden önce bir diğerinin bunu daha erken karşılamış olabilme ihtimaliydi. Sonuçta yoğun bir savaş yürütülüyor ve amansız bir direniş gerçekleşiyordu. Bu kaygı onların önünde engel teşkil etmiyor, tam tersi birbirlerini daha fazla duyarlılığa davet etmeye sevk ediyordu. Bu şekilde birbirlerini korumak için eksikliklerini tamamlayıp askeriyette birbirlerini daha çok geliştirmelerine vesile oluyordu.

BOTAN’IN ATAN KALBİ OLDULAR

Botan topraklarının iki yiğit evladı, iki büyük cevher. Biri Wan’ın Elbak topraklarından bir diğeri Şirnex'ın  Silopya ilçesinden geliyordu. PKK sayesinde yeniden doğuşa, yeniden yaratılışa, yeniden can bulmaya başlamış ve tüm güzelliklerin en sade halini yaşamaya başlamış ve bu yaşam onlarda uğruna ölecek kadar değer kazanmıştır. PKK ile örgütlenmiş, bilinçlenmiş kişiliklerini yeni davalara yatırmışlardır. Kendilerinin çektikleri acıları daha fazla çocuğun çekmemesi ve canlarının yanmaması için, hayatları ve hayalleri karartılmasın diye yönlerini verdikleri dağlarda yarınların intikamı olmuşlardır. Bir fert olarak yapabileceklerine inanmış ve gelecek hayallerini gerçeğe dönüştürerek gönül verdikleri bu yolu, o çocukların umut bahçesi yapmışlardır. Aşılmaz olan aşılmış, yapılmaz denilen yapılmıştır artık. Artık onlar Kürt halkının ve tüm insanlığın tek kurtuluş umudu olmuştur. Onlar bu bilinçle her gün kendilerini adadılar ve bu şehadete kadar ulaştı. Onlar şehadete bile gerçekten birbirleriyle sözleşmişçesine birbirlerinin peşi sıra gittiler. Biz onların her anına neredeyse tanıklık ettik ve onlarla yaşadık. ‘’Bir insan istese neler başarmaz ki’’ sözü, söz olmaktan çıktı ve hakikate dönüştü. Toprak ana onlara kucağını açarken, yer gök zafer çığlıklarıyla inledi. Çünkü; onlar sıradan olmayan bir yaşam yaşadı ve sıradanlığı reddeden bir yaşamı kucakladılar genç bedenlerinde. Şehadet onlar şahsında yeniden anlam buldu ve kıvanç duydu bu iki yiğit evladı ile.

EFSANELEŞEN YÜREKLER ASLA UNUTULMAZ

Siz tarihte büyük bir miras ve asla unutulmayacak bir roman, bir şarkı oldunuz umut dolu atan kalplerde. Siz, karşılıksız bu hayata başlayıp karşılıksız bu hayattan ayrılanlarsınız. Yaşamı nasıl ki dolu dolu yaşayarak birçok şey bıraktınız tarihe, işte şehadeti de öylece asil ve mertçe iki farklı bedende tek ruh olarak karşıladınız. Tüm insanlık sizinle yeniden doğdukça size her gün ibadet edercesine minnettarlıklarını sunacaktır. Bu asla inkar edilemeyen, üstü kapatılamayan ve karalanamayan bir yemindir size karşı.