Verimli Hilal'e yolculuk: Amara -1

Verimli Hilal’de yer alan Amara köyü Kürt halkı için önemli ve kutsal sayılıyor. Bu kutsal coğrafya yüzlerce yıldır orada yaşayan insanlara yuva oldu.

Amara köyü Orta Torosların doğudan Mezopotamya ovası ile buluştuğu, derin vadiler ile çevrelendiği, küçük tepelerin bulunduğu alanda yer alıyor. Fırat nehrinin 5 kilometre güneyinde bulunan ve Akdeniz iklimine sahip Amara köyü aynı zamanda tarihte Verimli Hilal denilen bölgenin ortasında bulunuyor.

Verimli Hilal’de yer alan Amara köyü kavim ve uluslar tarihinde olduğu kadar Kürt halkı için de önemli ve kutsal sayılıyor. Bu kutsal coğrafya yüzlerce yıldır orada yaşayan insanlara yuva oldu. Burası Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın köyü. Kürt Halk Önderi Abdullan Öcalan 4 Nisan 1949 yılında bu kutsal toprakta dünyaya geldi. Köyde okul olmamasından dolayı Abdullah Öcalan Cibin köyündeki okula gitmek için her sabah 4 kilometre yolu yürümek durumunda kalıyordu. Daha o zaman oyunda, namazda ve paylaşımda öncülük ediyordu.

Bu kutsal toprağı, Verimli Hilal'i görmek, Kürt Halk Önderi'nin köydeki anılarını dinlemek için Urfa'ya doğru yola çıktık. Abdullah Öcalan'ın yeğeni Ömer Öcalan ile 2 Eylül günü Amara'ya doğru yola koyulduk. Kutsal topraklara ilk defa gittiğim için çok heyecanlıyım. Şehit Rüstem Cudi Mülteci Kampında (Maxmur) büyüyen birisi olarak Öcalan'ın hayatını tarih dersinde öğrendim. Kitaplardan öğrendiğim hayata doğru yolculuk ediyorum, bu benim için hem büyük bir heyecan hem de beni çok mutlu eden bir durum.

KÜRT HALK ÖNDERİ'NDEN ÇOCUKLARA: EMEĞİNİZ GELECEĞİN ÖZERK KÜRDİSTAN'INDA TEMEL OLACAK

Yolculuğumun hikayesine başlamadan önce bir anımı paylaşmak istiyorum. İlk okul döneminde Kürt Halk Önderi henüz Suriye'den çıkmamış iken kampta bulunan çocuklar ile telefonda görüşmüştü. Onlarca çocuk telefonun etrafında toplanmış Öcalan ile konuşuyorduk. Abdullah Öcalan'ın o konuşması hala aklımda. Telefon edilmeden önce Maxmur'luların tümü kutlama alanında toplanmış Abdullah Öcalan'ın telefonunu bekliyordu. Telefon çalar çalmaz bir anda 'Biji Serok Apo' sloganı alanda yankılandı.

Kürt Halk Önderi kamptaki çocuklara şunu söylüyordu: "Geleceğin çocuklarına selamlar. Maxmur'un tüm çocukları benim çocuklarımdır. Sizleri tek tek gözlerinizden öpüyorum. Hepiniz okula gitmeli ve derslerde başarılı olmalısınız. Çünkü sizler bu ülkenin geleceğisiniz. Daha şimdiden ülkeyi küçücük göğsünüzde hissetmiş, birçok zorluğa göğüs germişsiniz. Emeğiniz geleceğin özerk Kürdistan'ında temel olacaktır. Sorunlarınız varsa başta benimle paylaşmalısınız. R... arkadaş sizlere iyi bakıyor mu? Herhangi bir şikayetiniz varsa paylaşın."

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan daha sonra okulun durumu, ihtiyaçları, hocaların durumu hakkında tek tek sorular sordu, bilgi aldı. Devamla mülteci gerçeği ve Maxmur halkının emeği konusunda değerlendirmelerde bulundu. Çocuklar ile konuşmasından sonra Öcalan halka hitap etti.

BİRÇOK KAVİM VE ETNİK TOPLULUK İÇİN GEÇİŞ ALANI KONUMUNDA

Evet, an be an Urfa'dan uzaklaşıyor, Amara'ya doğru ilerliyoruz. Ömer Öcalan yolculuk esnasında bizlere bölgeden, bölgenin zenginliğinden bahsediyor. Kürt Halk Önderi Öcalan AİHM'e sunduğu savunmalarında Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa Doğru kitabının 2’nci cildinde Amara köyünden şöyle bahsediyor: "Türkçe Ömerli denilen Amara köyü Orta Torosların doğudan Mezopotamya ovası ile buluştuğu, derin vadiler ile çevrelendiği, küçük tepelerin bulunduğu alanda yer alıyor.

Fırat Nehri’nin 5 kilometre güneyinde bulunan ve Akdeniz iklimine sahip Amara köyü aynı zamanda tarihte Bereketli Hilal denilen bölgenin tam ortasında bulunuyor. Amara günümüz koşullarında dahi tüm hayvan ve bitki çeşitliliğine elverişlidir. Neolitik toplumun ilk yerleşim alanlarından olan Amara köyü alanı, neolitik toplum karakterini hala güçlü bir biçimde yaşıyor. Bir diğer önemli karakteri ise farklı birçok kavim ve etnik topluluk için geçiş alanı konumundadır."

Ömer Öcalan geçtiğimiz her alanı bizlere tanıtıyor. Amara'nın girişinde durduk ve uzaktan köyü seyre daldık. Bölge çok sıcak, sıcaklık 43 derece. Heyecanlıyım ve Abdullah Öcalan'ın köyüne vardığıma inanamıyorum. Kitaplardan öğrendiğim hayatı görebileceğim, yaşayabileceğim. Uzaktan köyü seyretmek bile insana huzur veriyor. Birkaç fotoğraf ve görüntü çektikten sonra yolumuza devam ettik. Köyü adım adım dolaşıyoruz. Köy halkının ağırlıklı bölümü yoksul ve geçimini tarım ile yapıyor, özellikle fıstık işi ile geçiniyor. Aşırı sıcağa rağmen köy halkı tarlada çalışarak, fıstık topluyor.

'BAŞKAN ÇOCUKKEN YERİNDE DURAMIYORDU'

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın doğduğu evin bahçesine giriyoruz. Büyük bir bahçe, ev kahverengine boyanmış eski bir ev. Bahçede üzüm, incir, nar, fıstık ve dut ağaçları var. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın kardeşi evin gölgesinde oturmuş bizi bekliyor. İçeri girer girmez Mehmet Öcalan bizi karşılıyor. Oturmadan önce bu tarihi evin birkaç resmini çekmeye başladım. Önce dışarıdan evi ve çevresini çektim, daha sonra içeri geçerek Krüt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın doğduğu odaya geçtim. Odaya girdikten sonra çok heyecanlandım, yaklaşık 10 dakika odayı seyrettim.

Evin duvarları Abdullah Öcalan'ın resimleri ile donatılmış. Odada Abdullah Öcalan'ın onlarca resmi duruyor. Evin duvarında Kürt Halk Önderi Öcalan ve Üveyş ananın resmi asılı. Uzun süre odada kaldıktan sonra avluya çıktım, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın çocukluk anılarını dinlemek için Mehmet Öcalan'ın yanına yanaştım. Mehmet Öcalan da bahçesinde yetiştirdiği meyveleri bize ikram etti.

Heyecanla ona Abdullah Öcalan ile çocuk anılarını soruyorum, o da anlatmaya başlıyor: "Sanırım 7 yaşındaydım, başkan da 8, 8 buçuk yaşındaydı. Bu avludaydık. Başkan zaten hiç evde kalmıyordu. Her zaman bir yerlerdeydi. Annem bir gün çok kızmıştı, bize 'rahat durmazsanız sizi eve kapatırım, çok dolaşıyorsunuz' dedi. Bizi yakaladı ve daha sonra beni ve Başkanı eve aldı, kapıyı üstümüze kapattı. Daha sonra eleğini aldı ve köyün arkasında bulunan harman yerine gitti. Harmanda o sıralar buğday, arpa, mercimek vardı.

Evdeydik. Yetim kalmış bir akrabamız vardı. Adı Ahmet'ti. Annemiz gittikten sonra Ahmet geldi ve kapıyı bize açtı. Başkan ile dışarı çıktık. Ve yine evden ayrıldık. Kuş, yılan avına çıktık. Biz her zaman bağ, bahçeleri geziyorduk. Başkanın çocukluk zamanı genellikle böyle geçti, yani yerinde durmuyordu.

Yaşımız biraz ilerledikçe tarlaya hasata gidiyorduk. Buğday, arpa, mercimek, nohut hasadına gidiyorduk. Başkan hepimizden çok daha iyi çalışıyordu. Hatırlıyorum, bir tarlamız vardı, biz bir defa tarlanın başına gidinceye kadar Önderlik iki-üç defa gidip geliyordu. Başkan bize 'sizin de benim gibi çalışmanız lazım. İşi biraz iyi yapın' diyordu."

İLK OKULU CİBİN'DE OKUDU

Mehmet Öcalan ağabeyi ile anısını anlatırken hep gülümsüyordu, bazen de derin iç çekiyordu. Mehmet Öcalan başka bir anısıyla devam ediyor konuşmasına: "Bir zamanlar hayvanlarımız vardı, sanırım evde bir koyunumuz vardı. Hamileydi ve doğurdu. Babam 'götürelim sürüye katalım' dedi. Köyün otlak alanı da köyden çok uzaktı. Babam koyunun boynuna ip dolayarak, 'beni takip edin' diyerek yola çıktı. Babamı takip ederken, Başkan bana 'mahmur çiçeği toplamaya gidelim' dedi. Ben de babama seslendim ama kulağı biraz ağır olduğu için duymadı ve yürüyüşe devam etti. Geride kaldığımızda Başkan bana 'artık gitmeyeceksin, benim yanımda kalacaksın. Mahmur çiçeği toplayacağım ve sen de benim yanımda olacaksın' dedi. Başkan beni orada yanında tuttu. Mahmur çiçeği topladıktan sonra eve döndük.

Başkan 17-18 yıl köyde kaldı. Köyde fazla kalmadı. İlk okulu yarısı Ermeni, yarısı Türkmen olan Cibin köyünde okudu. Daha sonra ortaokul için Nizip’e gitti. Dayım ve nenem oradaydı. Onlar da köyden Nizip'e gitmişti. Başkan 17-18 yaşında Ankara’ya gitti, Tapu Kadastroyu okudu. Daha sonra köye çok az uğruyordu, geldiği zaman da zaten hep dışarıda geziniyordu. Tarlada bazen karpuz, bazen de mısır ekiyordu." Mehmet Öcalan bahsettiği anıların 60 yıl öncesine ait olduğunu bize hatırlatıyor.

'BU ÇOCUK GELECEKTE BÜYÜK BİR KİŞİLİK OLACAK'

Mehmet Öcalan arada bize 'meyve yiyin, bu tarlada Başkanın çok emeği var' diyordu. Dolu dolu geçen sohbetten sonra Ömer Öcalan ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın da bir zamanlar çalıştığı tarlaya gittik. Yolda Ömer Öcalan, Önderlik tarlaya giderken her zaman bu sokaktan geçiyordu, diyor. Fıstık ve incir ağaçlarının olduğu bahçeye ulaştığımızda, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın her zaman gölgesinde dinlendiği ve kitap okuduğu ağaca doğru gittik. Ömer Öcalan, 'babam bize Önderlik tatil zamanında her zaman buraya gelip, bu ağacın gölgesinde saatlerce kitap okuyordu' diyor. Bunun üzerine ben de o ağacın dibinde derin nefes alarak bir süre oturdum.

Bahçe birkaç saat kaldıktan sonra Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın gittiği ilk okulu görmek için Cibin köyüne doğru yola çıktık. Cibin köyündeki ilkokul 1945 yılında açıldı. Abdullah Öcalan bu okulda 5 sene okudu. Amara köyünün içinden geçerek Cibin’e doğru ilerliyoruz. Ömer Öcalan yolda Abdullah Öcalan'ın 4 kilometre boyunca yürüdüğü yol ve patikaları bize gösteriyor. Bu köyün sakinleri de Amara köyü gibi yoksul ve geçimini tarım ile yapıyor. Köye ulaştığımızda sıcak bir karşılama ile selamlıyor köylüler bizi.

Okula yavaş yavaş yaklaşıyoruz. Okul hala eski günlerdeki gibi, sadece boyanmış. Ancak bu okulda artık zil çalmıyor. Okulun resmini ve görüntüsünü çekiyorum. Bizi gören köylüler bize yanaşıyor, selam veriyor. Köylüler 'biz bu okulda okuduk, Önder Abdullah Öcalan da bu okulda okumuştu' başı dik ve mutlu bir şekilde dile getiriyor. Köylüler, okul hocasının Kürt Halk Önderi Öcalan'ı çok sevdiğini, çünkü okulun en çalışkan ve başarılı öğrencisi olduğunu söylüyor.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın ilkokul hocası Fuat Beg, Öcalan hakkında şöyle diyor: "En çalışkan ve başarılı öğrencim Öcalan idi. Matematik dersinde çok başarılıydı. Hepimizi hayretler içinde bırakıyordu. Diğer öğrencilerden farklıydı, her şeyini paylaşıyordu. Yaklaşımıyla bir çocuktan çok yetişkin gibiydi. Ailesi yoksuldu, babası çiftçiydi. Ekonomik durumları fazla iyi değildi. Bir gün Öcalan'ın babasını çağırdım. Çocuğunuz çok çalışkan ve başarılı, onu kesinlikle okutun dedim. Ona eğer okutamıyorsanız ben okuturum dedim. Bu çocuğun gelecekte büyük bir kişilik olacağını söyledim."

Babası da Fuat hocaya söz verir ve ortaokula daha sonra Denizli'de kız kardeşi Havva'nın yanında devam eder. Daha sonra liseye gider ve üniversiteye kaydolur. Hukuk fakültesini kazanır, daha sonra sınavlara girerek Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne gider. Cibin köyünün okulunu gezip, görüntüsünü çektikten sonra Mehmet Öcalan'ı tekrar dinlemek için Amara köyüne doğru yola koyulduk.

Yarın: Kürt sorunu ve Ortadoğu sorununun çözümünün temel aktörü Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'dır