3 Mart 2017’de 12 YBŞ savaşçısının şehadetiyle sonuçlanan Xanesor saldırılarının yıldönümü dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan YBŞ Komutanlığı, “Xanesor’a yapılan saldırı işgalci devletlerin planıydı ve KDP tarafından gerçekleştirildi. Xanesor saldırısı, Şengal’in özgürleştirilmesinin ardından gerçekleşti. Şengal; HPG, YJA-Star ve YBŞ-YJŞ güçlerinin öncülüğünde bu halkın oğulları ve kızları tarafından özgürleştirildi. Şengal, yabancı güçlerin ve bazı farklı çevrelerin desteğiyle özgürleştirilmedi. Bu zafer tamamen halkın kendi iradesi ile elde edilmiştir” diye belittti.

Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı:

“Bu zaferden sonra halk yavaş yavaş kendi gücünü örgütledi ve kendi öz yönetimini bunun üzerinden geliştirdi. İşgalciler bu başarıya tahammül edemedi. Saldırı, bu tahammülsüzlüğün sonucunda gerçekleştirildi. 3 Mart saldırısının içeriğini bu temelde anlamamız gerekiyor. Bu saldırı, bir bütünen halkın iradesine olan tahammülsüzlükle bağlantılı. Çünkü Şengal’in özgürleştirilmesi sonrası insanlar örgütlenmişlerdi ve dışarıdan birilerini yönetimine ihtiyaçları yoktu. Örgütlü halklar öncelikle güvenlik, kültürel ve siyasi açıdan bağımsız hale gelirler. Bu açıdan bakıldığında KDP’nin öfkesinin ve yaklaşımının nedenleri anlaşılıyor. Çünkü KDP yıllardır halkı kandırarak, ‘Ben senin iradenim, ben senin güvenliğinim’ diyordu. Son ferman bunun böyle olmadığını çok net bir şekilde gösterdi. DAİŞ Şengal’deyken KDP kaçtı. Bölge tamamen özgürleştirildikten sonra harekete geçti ve zırhlı araçlarını özgürleştirilen bölgelere getirdi.

Halkımız ihanete tepkiliydi. Şengal halkı ve gerillaları güçlerini birleştirerek seferberlik ilan etti. 3 Mart günü şahadetler yaşandığında Şengal halkının tek ses olup işgale karşı büyük bir direniş geliştirdiğini gördük. Toplumsal alandan Nazê yoldaş, özgür basından Nujiyan yoldaş, askeri alanda Orhan, Çekdar, Çiya yoldaşların öncülüğünde toplam 12 yoldaşımız bu hain işgali önlemek için şehadete ulaştılar. Bu topraklar KDP’ye terk edilmedi.

Bugün, örtülü ya da açık bir şekilde Şengal üzerinde çok fazla hesap dönüyor. KDP, bu coğrafyayı sıklıkla tehdit ediyor. Sadece tehditleri değil, planları ve girişimleri de oluyor. KDP’nin Türk devletine sırtını yaslaması dikkat çekicidir. Bu devlet, tarih boyunca Şengal üzerindeki birçok fermanın sorumlusudur. KDP, Êzidî halkı olarak Osmanlı-Türk işgaline karşı ne kadar hassas olduğumuzu çok iyi biliyor. Ancak hala kirli planlarından vazgeçmiyor. Savaş çıkmaması için çok dikkatli yaklaştığımızı çok iyi biliyorlar. Bu kez KDP’nin tüm çabaları, sert bir tepkiye yol açacaktır. Bu sefer hem insanlarımızı hem de kazanımlarımızı korumaya her zamankinden daha fazla hazırız.

Fermanın başlangıcından bugüne kadar Berxwedan, Mam Zeki, Zerdeşt, Mam Beşir, Arin, Berivan, Seid, Dijwar ve Azad’lar gibi çok büyük bedeller ödedik ve özgür bir ülkede özgürce yaşamak için verdiğimiz mücadeleden. Saldırılar ne olursa olsun, nereden gelirse gelsin, bizler destan yazan şehitlerimizin izinde sonuna kadar mücadele edecek, onların hayallerini ve amaçlarını gerçekleştireceğiz. Bugün en zor şartlar ve koşullarda verdiğimiz sözleri, Xanesor şehitlerimizin şahsında büyüterek yineliyoruz.

Bu temelde, Xanesor şehitlerimizi ve Xanesor şehitlerimiz şahsında insanca, eşit ve özgür bir yaşam uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi minnetle anıyor ve önlerinde saygıyla eğiliyoruz. Şehitlerimizin ışığı altında, zafer bizim ve halkımızın olacaktır.”