YRD, Kürdistan Gazeteciler Günü’nü kutladı

YRD Genel Koordinasyonu, 122 yıl önce ilk Kürt gazetesinin çıkarılmasının yıl dönümü vesilesiyle ilan edilen Kürdistan Gazeteciler Günü’nü kutladı.

YRD Genel Koordinasyonu yaptığı yazılı açıklamada, Kürt gazetecilerin, egemen güçlerin basın yayın organları üzerindeki baskıları kabul etmeyeceğini vurgularken, “Özgür ve demokratik basın, faşizmin her türlü baskısına karşı ilkelerinden taviz vermeden yoluna devam etmektedir” dedi.

122 YIL ÖNCE ÇIKAN İLK KÜRT GAZETESİ

YRD’nin açıklaması şöyle:

“1898’de Kahire’de çıkarılan ilk Kürt gazetesi vesilesiyle 22 Nisan Kürdistan Gazeteciler Günü olarak ilan edilmiştir. Türk devletinin Kürtlere yönelik sömürgeci soykırımcı politikaları her alanda olduğu gibi basın-yayın alanında da kapsamlı bir biçimde sürdürülmüştür. Kürtlerin kendi dili, siyasi görüşü ve kültürüyle yansımasını bulacağı, kendini ifade edeceği yayınların ortaya çıkmasına ve geliştirilmesine izin verilmemiştir. Varoluş mücadelesi veren Kürtler direnişlerini sürdürdükçe basın-yayın alanında da özgür ve demokratik çizgi oluşturup bu geleneği günümüze kadar ulaştırmışlardır.

SERXWEBÛN’LA YENİ DÖNEM

Kürdistan gazeteciliği ve basın-yayın tarihi açısından Kurdistan gazetesinden Hewar dergisine, İleri Yurt gazetesine kadar bir süreç yaşanmıştır. Ancak Ekim 1978’de ilk sayısı çıkan Serxwebûn’la birlikte Kürt basın tarihi gerçek anlamda Özgür ve Demokratik kimliğine kavuşmuştur. Kürtlerin var oluş mücadelesi özgürlük mücadelesine dönüştükçe özgür ve demokratik basın kimliği de daha güçlü, daha örgütlü, daha toplumcu bir karakter kazanmış ve çok büyük bedeller vererek köklü bir gelenek oluşturmuştur. Yekîtiya Ragihandina Demokratik (YRD) olarak bizler de 22 Nisan Kürdistan gazeteciler gününü, Serxwebûn geleneğinin daha güçlü sürdürüleceği bir tarih olarak görmekteyiz.

İLK KÜRT TELEVİZYONU

Bu vesileyle özgür basın geleneğinin yaratılmasına en büyük emeği veren, ilk Kürt televizyonu Med TV’nin kurulmasını ve Kürt televizyonculuğunun titizlikle gelişmesine katkı sunan, ideolojik, teorik ve düşünsel doğrultu veren, yazılı, işitsel ve görsel alanlarda gelişiminin sağlanmasında ön açıcı olan, İmralı’nın zorlu koşullarına rağmen basın emekçilerine selam gönderen Önder Apo’yu saygı ve sevgiyle selamlıyoruz. Apê Musalardan Mazlum Doğan, Gurbetelli Ersöz, Selçuk Şahan, Deniz Fırat, Qadri Bağdu, Nujiyan Erhan, Rizgar Deniz, Seed Ehmed ve Mıhemmed Hisen Reşo ve daha ismini sayamadığımız onlarca basın şehidimizi minnetle anıyoruz. Onların kalemini, mikrofonunu, kamerasını yerde bırakmayacağımızın sözünü bir kere daha yineliyoruz.

KORONAVİRÜS DÖNEMİNDE BASIN EMEKÇİLERİNİN BÜYÜK GÖREVLERİ

Tüm dünyanın Koronavirüsle mücadele içinde olduğu günlerde toplumu bilinçlendirme anlamında basın emekçilerinin üzerine çok büyük görevler düşmektedir. Her şeyden önce Önder Apo’nun sağlık, güvenlik ve özgür koşullarda çalışma yürütmesi mücadelesini vermek, bunun demokratik sosyalist değerlere ve tüm insanlığa hizmet olduğu bilincini oluşturmak özgür basının temel sorumluluğudur. Bununla birlikte kapitalist modernist sistemin toplumsallığı dağıtan ve ortaya çıkışından itibaren hastalık yayan karakterini açığa çıkarmak ve bu konuda toplumu bilinçlendirmek sorumluluklarımız arasındadır. Toplumu kapitalizmden ve onun ürettiği hastalıklardan korumak, toplumun öz değerleriyle ve öz gücüyle kendini varetmesini sağlamak, doğanın yok edilmesinin insanlığın yok edilmesi olduğu bilincini oluşturmak bizlerin görevidir. Azami kâr yasası çerçevesinde doğanın düşüncesizce kullanılmasına karşı bir duruş oluşturma ve tahakkümsüz, birbirini tamamlayan ve bütünlük içinde yaşayan bir anlayışın oluşturulması; kanserleşen ve kanserleştiren mega kentlere karşı köyünde, ana topraklarında kendi renginde yaşamı yeniden inşa etme bilinci oluşturma bizlerin görevi olmaktadır. Kadın özgürlüğünü toplumsal bilince dönüştürme mücadelesini yürüterek bunu temel yaşam biçimi haline getirmenin bilincini, çabasını oluşturmak bizlerin görevidir. Yine etnik ve inanç toplulukların özgünlüğünün özerkliğini ve özgürlüğünü yaşamanın bilincini oluşturmak bizlerin görevidir. Çocukların içinde doğdukları dil ve kültürü yaşayabilmeleri, inancını ve görevlerini yerine getirmeleri, anadilleriyle okuyup yazmaları bilincini oluşturmak bizlerin görevidir. 3.Dünya Savaşının yaşandığı koşullarda Ortadoğu’daki farklı halk ve inançların birbirini yok etmeyi değil de hoşgörü ve saygının kendilerini de güçlendireceği ve bunun bir zenginlik olduğu bilincini oluşturmak bizlerin görevidir. Kuşkusuz Ortadoğu’nun en kadim halklarından olan Kürtlerin özgür ve demokratik yaşama kavuşma mücadelesini yürütme, bu mücadelenin tüm Ortadoğu halklarının özgürlüğünü getireceğini bilerek çalışma, bunun propaganda ve ajitasyonunu yapma ve bilincini oluşturma en temelde bizlerin görevidir.

TÜRKİYE’DE EN BÜYÜK ‘SUÇ’ GAZETECİLİK

Türkiye’de en büyük suç, düşünme ve doğruları topluma göstermektir, yani gazeteciliktir. Bu nedenle yüzlerce gazeteci zindanlarda tutulmaktadır. Dünyada en fazla gazetecinin tutuklu olduğu ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Tüm dünya Koronavirüs vesilesiyle tutsakları serbest bırakırken AKP-MHP faşist iktidarı ise başta gazeteciler olmak üzere özgür düşünen herkesi zindanda tutmak, ölüme mahkum etmek için infaz yasası çıkarmıştır. Bu yasayla gazetecilerin katledilmesini karar altına almıştır. Özgür ve demokratik basın, katliam kararı veren bu iktidarın yalanlarla ayakta kalan karakterini ortaya çıkararak yıkana kadar mücadelesini sürdürecektir.

Başta gazeteciler olmak üzere tüm basın yayın organları büyük engeller ve zorluklarla karşı karşıyadır. Ancak bu zorlukları yenmek, kapitalist modernitenin kalelerini yıkmak, liberalizmin tuzaklarını görerek bu tuzaklara düşmemek ve tuzakları parçalamak, özgür basıncılığın temel görevidir.

TAVİZ VERMEDEN YOLA DEVAM

Özgür ve demokratik basın, faşizmin her türlü baskısına karşı ilkelerinden taviz vermeden yoluna devam etmektedir. Haberleriyle, analizleriyle, çektiği görüntü ve resimleriyle faşizme karşı büyük bir mücadele yürütmekte ve karanlıkta bırakılan gerçeklerin aydınlığa çıkmasını sağlamaktadır. Bakurê Kurdistan ve Türkiye başta olmak üzere baskı ve zulmün bulunduğu her yerde mücadelesini sürdürmeye devam edecektir. Özgür basın geleneğinin takipçileri tüm Kürdistan dört parçasında ve dünyanın her yerinde özgür ve demokratik basın geleneğini devam ettirmedeki ısrarını ortaya koyacaklardır. Bu mücadelesini faşizm yıkılana, Önder Apo Özgürleşene, özgür ve demokratik Kürdistan kurulana kadar sürdüreceklerdir. Kuzey-Doğu Suriye’de Demokratik toplumun inşasında önemli rol oynamaya ve soykırımcı sömürgeci güçlerin saldırılarını topluma ulaştırmaya devam edeceklerdir. Rojhilatê Kurdistan’da toplumun sesi olmaya devam edeceklerdir. Yine kazanımlar elde edilmesine rağmen egemen güçlerin Kürt basın-yayın organları üzerindeki baskılarını kabul etmeyecek, gerçeklerin ortaya çıkması mücadelesini Başurê Kurdistan demokratikleşene kadar sürdüreceklerdir.

Bu temelde bir kez daha özgür basın mücadelesini yürüten tüm Kürdistanlı gazetecilerin Kürdistan Gazeteciler Günü’nü kutluyor, Mazlum Doğandan Gurbetellilere kadar gelen tüm basın emekçisi şehitlerin anısı önünde saygıyla eğiliyor ve anılarına layık olmanın devrimci çalışmasını yürütmeye davet ediyor, başarılar diliyoruz.”