Barış Annesi Kartal: Tecrit kalkmadıkça topraklarımız özgürleşemez

Barış Annesi Afife Kartal, “İmralı’nın kapıları açılsın. Tecrit kalkmadıkça gençlerimiz, toprağımız özgürleşemez. Zindanda, gerillada, Avrupa’da, Kurdistan ve Türkiye’deki tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyorum” dedi.

Kadınların, gençlerin, tüm Kürt halkının özgürlüğü için alanlara çıkması gerektiğini söyleyen
Şehit ve tutsak annesi Afife Kartal, Kurdistan’da zulüm ve baskıya maruz kalmış binlerce Kürt kadınından biri. Çocukluğunda asker zulmünün tanığı olan ve köylerinden göç etmek zorunda kalan Kartal, geldiği Amed’de de devletin zulmü ve baskısıyla yüz yüze kaldı. Kızı 2017’de Lice Karakolu’na yönelik eylemde şehit düşen Kartal’ın, oğlu ise 2018’den beri cezaevinde hükümlü. 

1969’da Farqin’in Aliya Köyü’nde dünyaya gelen Kartal, dönemin faşist ve ırkçı saldırına tanık olmuş binlerce Kürt kadınından biri. Özellikle 1980’lerden sonra yoğun çatışmaların ve baskının tanığı olduğunu belirten Kartal, 1992’de koruculuk dayatması ve köy yakmaları sonucu Amed’in merkez ilçesi Bağlar’a göç ettiklerini söyledi. Kartal, “Hergün köy ortasında gençler toplatılıp darp edilirdi, karşı çıkanı da işkence yaparak gözaltına alırlardı. Gözaltına alınanlardan bazen haftalarca haber alınamazdı. Devletin her türlü zulmüne tanık olduk. Çocukluğum bu baskıyla geçti. O zamanlar Bolu Jandarması gelirdi köyümüze. Bolu’dan köyümüze asker ve jandarma gelirdi. En faşist en Kürt düşmanı olanları özellikle seçip köylere gönderirlerdi. O zaman AKP mi vardı? Bunların varlığında Kürtlere düşmanlık var. AKP’si CHP’si aynı” diye belirtti. 

ZULÜMLE BÜYÜDÜK

Kartal, Amed’e göç etmeden önce henüz köydeyken evlendiğini ancak baskılardan dolayı kendi köylerinden önce komşu bir köye taşındıklarını, baskılar son bulmayınca da Amed’e geldiklerini ifade etti. Kartal, “Amed’e gelince de baskı ve işkence bitmedi. Köyde kalanlar koruculuğu kabul ederek kaldı. Koruculuğu kabul etmeyenler köyünü, toprağını terk etmek zorunda bırakıldı. Koruculuğu kabul etmeyip köyden çıkanların evlerini askerler ateşe verip yakıyordu. Bu zulümle büyüdük. Nasıl mücadeleye katılmayalım? Bize başka yol mu bırakıldı? Bu devletin vahşetiyle yaşıyoruz yıllardır. Kızım henüz lisedeyken devletin hedefi oldu. İki üç günde bir gözaltına alınıyordu. En son 2012 yılında yüzünü dağlara döndü, gerillaya katıldı. Bu baskıya daha fazla dayanmak istemedi ve hem kendi özgürlüğü hem de halkının özgürlüğü için dağlara çıktı. 2017’de karakola intihar eylemi düzenledi ve şehit düştü. 2018’de oğlum bir itirafçının ifadeleriyle tutuklandı 18 yıl hapis cezası aldı. Kürtler bu zulmü yıllardır yaşıyor” dedi. 

TECRİT KALKMADIKÇA TOPRAĞIMIZ ÖZGÜRLEŞEMEZ

Ailesinde birçok tutsak ve şehidin olduğuna değinen Kartal, “Sadece benim ailemde değil. Kurdistan’da kimin kapısını çalsanız ya şehidi ya tutsağı vardır. Ben 12 yaşımdan beri tanık olduğum zulme dayanamadığım için, kadınların, halkın ve çocuklarımın özgürlüğünü istediğim için hem Barış Anneleri Meclisi’ne üye oldum hem de her yerde ses yükseltiyorum. Onuru olan hiçbir insan hele de hiçbir kadın bu yaşananlara sessiz kalamaz. Ben bir kadın olarak kadına yönelik şiddete, tecavüze karşı da bu mücadeleyi yürütüyorum, gençlerin asimile edilmesine karşı da yürütüyorum, topraklarımızın özgür olmamasına karşı da yürütüyorum, İmralı’nın kapılarının açılmamasına karşı da yürütüyorum. Her şeyden önce o İmralı kapılarının açılması gerekiyor. Yoksa kimse özgür olamaz. Tecrit kalkmadıkça gençlerimiz, toprağımız özgürleşemez. Tutsaklar 100 günü aşkındır açlık grevindeler, biz anneler Adalet Nöbeti’ndeyiz. Ne için? Tecridin kalkması için. Ama kimse bizi muhatap almıyor, hiçbir yetkili açlık grevini gündemine bile almıyor” ifadelerini kullandı.

ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ İÇİN ALANLARI DOLDURALIM

Kartal, şöyle devam etti: “Önümüzde 8 Mart Kadınlar Günü, 21 Mart Newroz ve 31 Mart var seçimleri var. Biz tüm bu günlerde sokaklara çıkacağız. Tüm kadınlar 8 Mart’ta özgürlükleri için alanlara çıksın. Tüm Kürt halkı 21 Mart’ta özgürlüğü için alanı doldursun. Tüm Türk, Kürt halkı 31 Mart’ta bu faşist zihniyete cevap vermek için sandıklara gitsin. Ben bir kadın, bir ana, bir Kürt olarak sesleniyorum. Bu zulmü bitirelim. Biz barış istiyoruz, tecrit kalksın istiyoruz. Biz hiçbir ananın ağlamasını istemiyoruz. Yüreğimiz yansın istemiyoruz. Zindanda, gerillada, Avrupa’da, Kurdistan ve Türkiye’deki tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyorum.”