Başûr'da bıçak kemiğe dayandı!

Başûr'da işbirlikçiler geleneklerini bozmuyor ve Türk devletinin yanında konumlanarak Kürt halkına ihanet etmeyi sürdürüyor.

İŞGAL VE İHANET

Türk dış politikasıyla paralel hareket eden işbirlikçi KDP, Kurdistan’daki devrimci gelişmeyi sekteye uğratma karşılığında kendini emperyalizme kabul ettirdi, varlığını ihanet üzerinden sağlamaya çalıştı. 1992'de PKK ile savaşıyordu çünkü PKK emperyalizmin bölgesel politikasını bozmuştu. Direnişleri kadar ihaneti de bol olan Kürt tarihi, tekrar Kürt’ü Kürt’e kırdırma politikasıyla karşı karşıyaydı. Kürt’ün baş aşağı sürüklenen tarihine karşı derin sorumluluk duyan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve Kürt Özgürlük Hareketinin soğukkanlılığı sayesinde, savaş bir kırıma dönüşmeden evvel durduruldu. Her daim düşman tuzaklarını parçalamayı başarabilen Apocu tarz, yaşanan çetin çatışmaların yanında görüşmeleri, ilişkileri sürekli devam ettirdi ve her zaman işbirlikçileri, ihanetten döndürme çabası verdi. Fakat kuruluşunu ihanet temelinde yapanlar, bağımsızlıktan korktu ve şimdi bu korkuları onları içinde bulundukları bataklığın derinliklerine doğru çekiyor. Artık mevcut durum ihanetten de öteye taşarken, eşine az rastlanan bir uşak devletçik konumu vuku buluyor. Hewlêr kalesine Türk bayrağı açtıran işbirlikçiler, Türk tanklarına da yol açıyor, Amediyê’nin girişinde kendi halkına "Türkiye’ye hoş geldin" mesajı veriyor.

BAŞÛR HALKI İÇİN BAŞKALDIRI VAKTİ

Başûr halkının, işgal girişimlerine karşı tepki ve öfkesi olsa da bu örgütlü bir güce, isyana dönüşemiyor. Kürt Halk Önderi, "Başûrê Kurdistan’daki halk kullanıla kullanıla, düşürüle düşürüle, moral değerleri ile oynanıla oynanıla tanınmaz hale getirilmiştir. Maalesef acıyla söylüyoruz ki bu halk, yöneticileri sayesinde, Türk işgal birliklerinin elinden bir somun ekmeği almak için, oltadaki yeme saldıran yüzlerce balık gibi küçük bir yeme saldıracak duruma gelmiştir. Kendi halkının bu durumuna seyirci kalan, bilerek veya bilmeyerek ona devrimci bir iradeyle müdahale etmeyenlerin sorumlulukları, en az bundan birinci dereceden sorumlu olanlarınki kadar ağırdır" demişti.

Şartlar aslında Başûrluların korkusuz şekilde başkaldıracak bir halk olduğunu gösteriyor. Topraklarının elden gitmesinden mi korkacaklar? Zira zorbaca köylerinden ediliyorlar, zaten Hewlêr’de Kurdistan bayrağı yerine Türk bayrağı asılıyor. Semalarında Türk savaş uçakları, soludukları havadan kimyasal ve TNT kokusu eksilmiyor. Şehirlerinde Kürt firmalarından çok Türk firmaları dizili, caddelerinde öz savunmalarını sağlayacak peşmergelerden çok sürekli onları izleyen MİT elemanları dolaşıyor. Kısacası en korkulması gereken durum başa gelmiş durumda. Bıçak çoktan kemiğe dayanmış ve Başûr halkı için başkaldırı vaktinin gelip kapıya dayandığı görülüyor.

KDP yönetimi, Irak’a, Türkiye’ye, İran’a ve emperyalist güçlere dayanmadan bağımsız bir duruş sergileyemediğinden özgürlükçü bir tutumu, öz gücü, bağımsızlığı temsil edemiyor. Bölgenin en sömürgeci güçleri ile ilişki halinde olarak ayakta kalacağına inanıyor. PKK’yi kendi ihanet çizgisine çekemediğinden düşmandan daha fazla düşman kesilmiş durumda. Her gün Türk savaş generallerinin Kürt halkının evlatlarını kimyasal silahlarla katletmesine yardım ediyor.

Özgürlük gerillası ise öz gücüne dayanarak onuru için savaşanların nasıl kazanacağını kendi savaş pratiğiyle tüm dünyaya ispatlıyor.