Direnişini miras bıraktı: Agir Erdêxan

Apocu felsefeyle halkı için canını feda eden Agir Erdêxan, insanlığın yaşam bahçesinin bir militanı olarak tarihe ve yoldaşlarına direnişini mirası bıraktı.

AGIR ERDÊXAN

Agir Erdêxan, Serhed’in sade, cesur kişiliğini kendi içinde barındıran ve kendi kimliğini arayan bir hakikat savaşçısıdır. Kendi kimliğine yabancı olarak büyüyen heval Agir, üniversite yıllarında Kürt yurtsever öğrencileriyle tanıştıktan sonra kimlik arayışına başlar. Bu arayışları onu Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın felsefe ve ideolojisi ile buluşturur. Kürt Halk Önderi'nin düşüncelerinde her Kürt genci gibi kendi kimliğini, toplumsallığını bulur. Özgür ve adil bir yaşamın PKK’nin içinde olduğunu anlayarak katılım sağlar. Samimi, mütavazı kişiliği dağlarla bütünleşen heval Agir, kendini her an bu yaşamda yaratarak cesur, iradeli ve savaşçı yetenekleriyle öncü bir komutan olur.

Kurdistan'ın gençleri, dağlarda özgürlük uğruna ahlaki politik toplum için büyük bir insanlık savaşı vermeye devam ediyor. Her an zamanı aşarak, tarihle buluşarak toplumsal değerlerini yeniden yaratıyor. Tüm katliamlara, inkârlara rağmen insanlık bahçesini yeniden yeşertiyor. Unutulmaya çalışılan tarih, bu toprakların her köşesine büyük kahramanlıklarla yeniden nakşediliyor. Halkın çocukları yönünü dağlarda büyüyen özgürlük ateşine çeviriyor. Yanan bu ateşte özgürlüğü, insanın geleceğini görüyorlar. Binlerce genç bu dağlarda özgürlük için bir araya gelerek insanlık bahçesinin yaratıcıları oluyor. Bunlardan biri de Serhed’in asi direnişçi damarlarını kendi özünde koruyan, cesur bir savaşçı olan Agir Erdêxan.

ZULME TANIKLIK ETTİKÇE KİMLİK ARAYIŞI GÜÇLENİR...

Agir Erdêxan (Burak Ölmez), 1994’de Erdêxan’ın Hanan ilçesinde dünyaya gelir. Çocukluğunun bir bölümü köy ortamında geçer. Köy yaşamı çocukluğunu şekillendirirken, daha sonra okul için gittiği şehir yaşamı çelişkiler yaşamasını sağlar. Lise yıllarında sistemin yarattığı sınıfsal çelişkiler dikkatini çeker. Sistem içinde yaşanan adaletsizlikler onda bir adalet arayışı geliştirir. Büyüdüğü ortam ve çevreden kaynaklı, kendi kimliğine yabancı olarak büyür. Bu durum üniversite yıllarına kadar sürer. Üniversiteye gittiği süreçlerde tanıştığı yurtsever öğrencilerle birlikte, kendisinde bir kimlik arayışı başlar. Kürtlerin kimliklerinden dolayı yaşadığı zulme daha yakından tanıklık eder. Yaşanan faşist saldırıları gördükçe kimlik arayışı güçlenir. Zaman ilerledikçe kazandığı politik bilinç onu farklı yaşam arayışlarına iter. Yaratılan bu yaşam dışında, insanların kendi kimliklerini inkâr etmeden yaşayabileceği bir yaşam arayışı vardır. Sorgulamaları derinleştikçe sistem içinde yaşayarak bu sorulara cevap bulamayacağını bilir. Ahlaki politik bir toplumun ancak sistem dışında yaratılabileceğini fark edip Kürt Halk Önderi'nin özgürlük felsefesiyle tanışır. Kürt Halk Önderi'nin PKK’nin öncülüğünde kurduğu bu yaşam her geçen gün dikkatini daha çok çeker. Bu ideoloji ve felsefe onun arayışlarına cevap olur. Sisteme karşı bu sistemin yarattığı yaşamda değil, Abdullah Öcalan ideolojisi öncülüğünde dağlarda savaşarak mücadele edilebileceğine inanır. Bu inançla özgürlük hareketine katılmak için dağlara doğru yol alır.

DAĞLARLA İLK BULUŞMA

2014 yılında özgür dağlarla buluşur. İlk anda karşılaştığı bu dağlar onda büyük bir heyecan yaratır. Gördüğü yeni eğitimlerle gerilla yaşamının inceliklerini öğrenir. Bu eğitimlerde kendi toplumsal gerçekliğini daha iyi çözümlerken, dağlardaki bu yeni yaşam yüreğinde büyük bir sevinç ve coşku yaratır. Bu coşku ve heyecanla yaşama katılır. Dağlarda bir gerilla olarak adaletin, özgürlüğün savaşçısı olabilmek ve kendini gerilla yaşamında geliştirmek için büyük bir çabanın sahibi olur.

KENDİ TOPLUMSALLIĞINI YARATMAK

Dağlarda geçirdiği her an, düşmanın onu uzaklaştırdığı toplumsal gerçekliğine daha da yaklaşır. PKK yaşamındaki sadelik, doğallık, emekçilik ve güzellik arayışı her geçen gün daha fazla yüreğinde yer eder. Bu yaşamda kendini buldukça ve yeniden yarattıkça kaybettiği toplumsal gerçekliğine yaklaşmanın coşkusunu yaşar. Abdullah Öcalan'ın felsefe ve ideolojisinde derinleştikçe, sistemin onda yarattığı kişilikten kurtulmak için daha derinlikli bir mücadeleyi esas alır. Kendi kimliğinden, toplumundan yıllarca uzak yaşamanın üzüntüsünü yüreğinde yaşarken, değerlerini, ülkesini işgal etmeye çalışan düşmana karşı yüreğinde öfke büyütür. PKK yaşamı onun toplumsal özelliklerini daha fazla açığa çıkarırken, toplumuyla, tarihiyle bütünleşir. Sade, samimi emekçi özellikleriyle yaşamda her zaman öncülük eder. Dağlarla o kadar kısa bir sürede bütünleşmiştir ki yüreği dağlarla birlikte yaşama akar. Bir militan olmaktan gurur duyar.

Kürt Halk Önderi'nin yarattığı yaşam için şunları belirtir: “Bu öyle bir yaşam ki içinde bir halklar bahçesi oluşturarak özgürlüğü, güzelliği topluma armağan ediyor. Dervişane yaşayan dağlı yürekler sadece özgür bir toplum yaratmak için durmadan yol alıyorlar. Beni bu yaşamda en çok etkileyen şey ise her yerden gelen bu kadar yüreğin tek bir amaç için aynı anda atmasıdır. Bu yürek hem yanındaki yoldaşı için hem de insanlık için atar. Soğukta durmayı, yerde uyumayı, ara vermeden savaşmayı, her türlü zorlukla mücadele etmeyi göğüsleyen bu yüreklerin tek amacı, insanlığa daha güzel özgür bir yaşam armağan etmek içindir. PKK kendinden önce yoldaşını, toplumunu düşünerek yaşamaktır.”

ÖNCÜ BİR KOMUTAN

Gerilla yaşamında büyük bir yetkinlik kazanır. Katıldığı ilk andan beri yaşam coşkusundan hiçbir şey kaybetmeden yürür. Yaşama, yoldaşlarına karşı sorumluluk duygusu ile yaklaşması, yaptığı her işte başarıyı esas alması tüm yoldaşlarının dikkatini çeker. Kendini Apocu felsefede daha fazla derinleştirmek ve profesyonel bir Demokratik Modernite gerillası olmak için komutanlaşma akademisi olan, Mahsum Korkmaz Akademisine gider. Akademide kendi kişiliğini daha iyi çözümleyerek, güçlü bir mücadeleyi kendine esas alır. Tarihsel olarak toplumunu, ülkesini daha iyi tanıyarak kendinde toplumsal bir hafıza oluşturur. Bilincini Apocu felsefeyle yeniden oluştururken sadece özgürlüğe değil, tüm toplumsal hakikatlere yaklaşır. Akademi boyunca güçlü bir katılım sergiler. Akademide sadece tarihi, toplumunu değil, yaratılan cinsiyetçi toplum özelliklerini de sorgular. Bir erkek olarak geliştirilen bu özelliklerini sorgulayarak kendini ele alır. Kadına olan yaklaşımını şu sözlerle dile getirir: "Önder Apo’nun bir militanı, yeni yaşamın bir inşa kadrosu olarak en çok ilgi alanım kadın gerçekliğini tanımaktır. En çok yabancılaştığım konu kadın gerçekliğidir. Bunu çok iyi biliyorum ki özgürlük, kadın ile doğru bir buluşma temelinde gerçekleşecektir. Bunun için kadın yoldaşlarla, Önderliğimizin belirlediği özgür yaşam ilkelerinde buluşabildikçe kendimi aşabilir, özgürlüğe ulaşabilirim.”  

Agir Erdêxan'ın bu yoğunlaşmaları kadın arkadaşlarla olan ilişkilerine de yansır. Her zaman özgürlüğe dayalı ilkeli bir yoldaşlık ilişkisini esas alır. Hakikati arama ve ona göre yaşama arayışı en büyük özelliğidir. İlişkilerinde adaleti, eşitliği esas alan bu cesur savaşçı, haksızlığa da her zaman yıkılmaz bir irade ile karşı durur. Düşmandan hesap sormak ve yapılan haksızlığa karşı daha büyük cevap olabilmek için kendini Botan’a önerir. Botan’a gitmek istemesinin nedeni, duyduğu Botan halkının yurtseverliğini daha yakından görmek ve Botan’da savaşarak daha tecrübeli bir gerilla olmaktır. Her zaman büyük düşünen bir militandır. Botan coğrafyasında kazanacağı askeri yetkinlik, Botan halkından öğreneceği derin yurtsever duyguları kendinde büyük bir bilince, toplumsal hafızaya dönüştürerek doğduğu yerlere bir gerilla olarak dönmek ister. Bunun için kendini her koşulda geliştiren, yetkinleştiren bir gerilla olmak için çabalar. Bu yoğunlaşmaları ve bir militan olarak kendine esas aldığı öncülük misyonu onu iyi bir komutan yapacaktır. Akademiden sonra Metina alanına geçer.

YENİLMEZ FELSEFENİN YENİLMEZ SAVAŞÇISI

Savaşın yoğun yaşandığı Metina alanında tarihi görevlerini yerine getirmek için her an derin yoğunlaşmalar içindedir. Orada işgalcilere karşı savaşmak ona büyük bir moral verir. Metina’ya ulaştığı ilk andan itibaren büyük bir istekle yaşama katılarak emek harcar. Eğitimde biriktirdiği tüm enerjisiyle savaşır. Apocu iradeyle donattığı yüreği ve iradesi onu yaşamda ve savaşta yenilmez bir komutan yapar. Apocu iradenin yenilmez bir savaşçısı olan Agir Erdêxan (Burak Ölmez), işgal saldırı sonucu 2017’de şehadete ulaşır. İnsanlığın yaşam bahçesinin fedai bir militanı olarak tarihe ve yoldaşlarına bir direniş mirası bırakır.