HPG Basın İrtibat Merkezi açıklaması şöyle:
“Cizîra Botan’ın yiğit evladı, halkımızın özgürlük mücadelesinin fedai militanı ve cesur YJA Star savaşçısı Destan Botan yoldaşımız, 25 Temmuz 2023 günü düşmanla gerçekleşen çatışmada şehadete ulaştı. Nisêbîn’de bir görev için bulunduğu sırada, olduğu yeri kuşatan yüzlerce düşmanla tek başına çatıştı. Büyük bir cesaret ve fedai ruhla, düşman eline sağ geçmeyi büyük bir onursuzluk sayarak sonuna kadar savaştı ve esir düşmemek için fedaice şehadete yürüdü. Destan yoldaşımız, özgür kadın onurunu, Apocu militanlık duruşunu ve YJA Star’ı yaratan Bêrîtanlar’ın teslim alınamaz ruhunu layıkıyla temsil ederek şehadete ulaştı.
Destan yoldaşımızın, adı gibi olan destansı mücadelesi, duruşu, hesapsız katılımı, yiğitliği ve fedaice şehadete yürüyüşü bize her daim yol gösterecek, güç ve moral kaynağımız olacaktır. Halkımızın böylesine yiğit, korkusuz, savaşkan, asil ve özgür ruhlu öncü kadınları oldukça, özgür yaşam umudu hep diri olacak ve soylu mücadelesi mutlaka zafere ulaşacaktır.
Başta Destan yoldaşımızın değerli ailesine, yurtsever Cizîra Botan halkımıza ve tüm Kurdistan halkına başsağlığı diliyoruz.
Destan Botan yoldaşımızın kimlik bilgileri şöyledir:
|
Kod Adı: Destan Botan
Adı Soyadı: Kader Acar
Doğum Yeri: Şirnex
Anne – Baba Adı: Leyla–Mehmet
Şehadet Tarihi ve Yeri: 25 Temmuz 2023 / Nisêbîn
|
Kürt halkının binlerce yıllık öz yurdu olan Botan coğrafyası, asil, direngen ve yiğit insanları ile tanınmıştır. Kürt diline, kimliğine, kültürel değerlerine, gelenek ve göreneklerine en güçlü sahip çıkan Botan halkı, Kürtlüğü ve Kurdistan’ı korumak için çok büyük direnişler sergilemiştir. Bu direnişlerde büyük bedeller vermiş, destansı kahramanlıklar ortaya koymuş, hiçbir zaman işgalcilere yol vermemiş ve zulme boyun eğmemiştir. Botan yöresinin bu kadim direngen geçmişi, Botan halkında bir karakter ve yaşam tarzı haline gelmiştir. Bu anlamda Kürtlük kimliğini en güçlü ve bozulmamış halde koruyabilen bölgelerimizden biri olmuştur.
Apocu hareketin çıkışı ve Botan yöresine geçişi ile birlikte, Botan halkı Apocuları tanır tanımaz bağrına basmıştır. İlk Apocular’ın şahsında gördükleri yüksek insani meziyetler Botan halkını cezbetmiş, Apocular’ın kendisini halkına adamış, çıkarsız ve hesapsız fedailer olduğunu gördüklerinde yüreklerinin ve evlerinin kapılarını sonuna kadar onlara açmışlardır. Fermandar Egîd’den Bedran Gundikremo, Rahime Kahraman, Zelal Botan, Azime, Çiçek Kiçî, Adil Bilikî, Kurtay Feraşîn, Nûda Karker, Delal Amed, Egîd Civyan, Leyla Sorxwin ve binlerce kahramanın destansı yürüyüşüne tanıklık eden Botan halkı da, özgürlük mücadelesine gönülden bağlanmış, başta en değerli varlıkları olan evlatları olmak üzere elinden gelen her türlü desteği vermiştir. Bu yüzden Botan ve Botan’ın asil halkı, özgürlük mücadelemizde ve yurtseverlikte sembolleşmiştir.
Bu kadim kültür ve güçlü yurtseverlik kökleri üzerinde adete birer fidan gibi yeşererek yetişen Botan’ın genç kadın ve erkekleri, Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni bilerek, tanıyarak, hissederek ve yaşayarak büyüdüler. Birçok yurtsever Kürt çocuğu konuşmayı ilk söktüğünde, her şeyden önce ‘’Apo’’, ‘’Bijî Serok Apo’’ kelimelerini öğrenerek ve söyleyerek yetiştiler. Kurdistan’da çok büyük bir sosyal ve kültürel devrimi gerçekleştirmeyi başaran partimiz PKK, Kurdistan’da boy veren yeni nesillerin güçlü bir yurtseverlik bilinci, kültürü ve kimliği ile yetişmesine imkan ve ortam yarattı. Bu yüzden Botan’ın özünü yitirmemiş soylu gençleri büyüdükleri gibi gerilla saflarına doğru büyük bir aşkla koştular ve mücadeleye katıldılar.
Botan halkının yetiştirdiği asil ve seçkin bir evladı da Destan Botan yoldaşımızdır. Destan yoldaşımız, Botan’ın merkezi konumundaki kadim Cizîra Botan’da yaşama gözlerini açtı. O da her Botan’lı gibi, halkının varlık ve özgürlük mücadelesini tanıyarak büyüdü. Özgürlük mücadelesinin bağlı, dürüst ve yurtsever bir milisi olan amcası Abdullah Acar’ın düşman tarafından şehit edilmesi, Destan yoldaşımızın şehadet gerçeğini erkenden tanımasını sağladı. Bir yandan özgürlük değerlerine bağlılıkla, bir yandan ise şehitler gerçeğinin yarattığı maneviyatla büyüdü. Halkımızın özgürlük mücadelesini zafere ulaştırmanın ne denli zor, zahmetli ve bedel ödemeyi gerektirdiğini ama aynı zamanda bunun dışında başka bir kurtuluş yolu olmadığını da öğrendi. Türk devlet okullarında başarılı bir öğrenci olarak 10 yıl boyunca okuyan Destan yoldaşımız, düşman okullarının asimilasyon ve soykırım merkezleri olmaktan öte bir işlevinin olmadığını erkenden bilince çıkardı. Türk devlet okulunu bırakıp, 2014 yılında yüzünü Kurdistan dağlarına verdi ve gerilla saflarına büyük bir aşkla yol aldı.
En büyük hayali olan gerilla ile buluşmak, dağlara kavuşmak, çıkarsız ve hesapsız komünal yoldaşlık ortamında yaşamak yüreğinde büyük bir heyecan ve mutluluğa yol açtı. Genç bir kadın olarak, tüm toplumsal zincirleri ardında bırakarak, gerillanın sonsuz gelişme ve özgürleşme ortamına coşkuyla katıldı. Gerillanın ve gerillacılığın sadece savaşan bir ordu olmadığını, gerillanın aynı zamanda özgür insanın prototipi olduğunu, tüm bireyci alışkanlıklardan arınmayı hedefleyen ve dervişane yaşayan yoldaşlar topluluğunu temsil ettiğini gördü. Bu yüzden daha büyük bir istek ve merakla gerillayı, PKK yaşamını ve tüm bu değerleri yaratan Apocu ideolojiyi tanımaya odaklandı. İlk gerilla eğitimini Heftanîn’de aldı ve pratiğe başladı. Bir yandan dağ yaşamına alıştı, gerillacılığı öğrendi, bir yandan da kendisini eğitip geliştirmeye odaklandı.
Yaşamda fedakar, emekçi ve girişken biri olan Destan yoldaşımız, Kürt kadınının toplumsal kökleri ile yeniden buluşarak, binlerce yıldır kadın ulusuna kaybettirilenleri tekrardan kazanarak ve bunları şahsında somutlaştırarak kendisini yeniden yaratmaya çalıştı. Bilincini geliştirdi, doğru tarih anlayışıyla kavrayışını güçlendirdi, özgür kadın tarihini okudu, kadın, halk ve ülke gerçekliğini derinliğine tanıdı. Zihni açık, çalışkan ve zeki bir kadın olan Destan yoldaşımız, büyük bir merakla Apocu felsefeyi ve kadın özgürlük ideolojisini okudu, okuduklarını özümsedi, özümsediklerini de büyük bir tutarlılıkla yaşamsallaştırdı. Bu anlamda özü, sözü ve pratiği bir olan militanlık düzeyine ulaştı.
DAİŞ çeteciliği Şengal’e saldırıp Êzidî halkımızı soykırımdan geçirmeye kalktığında, Destan yoldaşımız da diğer Apocu fedailer gibi silahına davranıp yüzünü Şengal’e verdi. Şengal’de birçok çalışmada yer aldı, soluksuz mücadele etti ve Êzidî halkımızın özgürlüğüne kavuşması için büyük bir emeğin sahibi oldu. Êzidî halkımızın özgür geleceği için büyük değerler yaratırken, oradaki halkımızdan da çok şey öğrendi. Büyük tecrübeler kazanan Destan yoldaşımız, HPG’nin 2018 yılında Şengal’den tümüyle çekilme kararı vermesi temelinde Medya Savunma Alanları’na geçti.
Medya Savunma Alanları’nda ve özelde de Bakurê Kurdistan’da soykırımcı, sömürgeci Türk devletine karşı etkili bir mücadele geliştirebilmek için profesyonel gerilla düzeyine ulaşmayı hedefledi. Bu temelde askeri akademide eğitim sürecine dahil oldu ve suikast taktiğinde uzmanlaştı. Destan yoldaşımız, ideolojik olarak çabuk kavrayan ve kavradıklarını büyük bir tutarlılıkla pratikleştirebilen bir YJA Star militanı olmasının yanı sıra, askeri olarak da öğrendiklerini büyük bir maharetle pratikleştirebildi. Askeri akademiyi iyi bir derece ile bitirdikten sonra, bu sefer de kendisi yoldaşlarına eğitim vermeye, onları geliştirip yetiştirmeye başladı. İki yıl boyunca yoldaşlarının eğitim görüp uzmanlaşması için ter döktü, emek verdi, yaşamın her anında yardımcı olup yol gösterdi. Bu süreçte komutanlık meziyetlerini de öğrenip, kişiliğinde geliştirdi ve öncülük yapmaya başladı.
PKK ve PAJK militanı özgür bir kadın olarak tarihi görevlerinin farkındalığıyla hareket eden Destan yoldaşımız, eğitim sürecinin ardından pratik alanlarda görev almak istedi. Yüzü daima Bakurê Kurdistan ve Botan’a dönüktü. Her anını Botan’a yürüyeceği günün aşk ve heyecanıyla geçirdi. Destan yoldaşımız, kadının öncülük misyonuna yürekten inandı, bu gücü kendinde gördü, ‘’xwebûn’’ hakikatinin bilinciyle kişiliğinde kadın gücünü açığa çıkarıp Apocu ideoloji ile kendisini çok yetkin hale getirdi. Kendisinde yarattığı düzey ile öncülük rolünü yaşamın her anında yerine getirdi. Mevcut olanla yetinmeyen, daima yeniyi yaratmanın, daha güzel, doğru ve iyi olanı bulmanın büyük arayışı içerisinde oldu. Zapt edilemez dinamik bir kişiliği ve güçlü arayışları olan Destan yoldaşımız, Devrimci Halk Savaşı stratejisinde kadınlara ve gençlere düşen sorumluluklar üzerine yoğunlaştı. Bu amaçla YPS çalışmalarında yer aldı, yeni mücadele yol ve yöntemlerini yaratmaya kilitlendi.
Destan yoldaşımız, özgürlüğün asla bedelsiz olmayacağına inandı ve düşmanın bize kırıntısını dahi bırakmadığı özgür yaşam imkanını yaratmak için kendisini fedaice adadı. Önderliğimizin, şehitlerimizin ve halkımızın zafer beklentisine cevap olmak için güçlü bir yürüyüşle cevap olmayı hedefleyen bir nefer oldu. Halkımızın özgürlük mücadelesini kirleten, geriye çeken ve zafere ulaşmasını engelleyen ihanet olgusunu ortadan kaldırmak için mücadele etti. İhanete, ihanetçilere, kontralara, ajanlara ve işbirlikçilere karşı hep öfke duydu. Kürt halkının bedenine yapışmış bu asalaklar temizlenmedikçe özgür geleceğimizin hep tehdit ve tehlike altında olacağını dile getirdi. Bu yüzden yaşamının her anında büyük intikam duygusu ve bilinci ile Kemal Pir ve Zîlanlar gibi hareket etti.
Destan yoldaşımız, özlü yurtseverliğin kenti olan Nisêbîn’de görevi başında iken, işgalci Türk devletinin yüzlerce gücü ve zırhlı araçlarıyla kuşatıldı. Apocu fedailiğin kitabında teslimiyete yer olmadığının bilinciyle hareket etti ve büyük bir cesaretle yüzlerce işgalciye karşı savaştı. Uzun bir süre büyük bir cesaretle fedaice çatışan Destan yoldaşımız, şanına yaraşır şekilde asla teslim olmayı düşünmeden düşmana esir düşmemek için fedaice şehadete yürümeyi seçti. Destan yoldaşımızın, tıpkı adı gibi destansı bir şekilde başladığı, yıllarca büyük bir emek ve özgürlük aşkıyla yürüttüğü mücadelesi, düşman karşısındaki duruşu ve yiğitliği mücadele tarihimize geçti. Destan yoldaşımız, ardılı olduğu binlerce halk kahramanı gibi özgürlük mücadelemizin sembol neferlerinden biri olup, Botan’ın soylu direniş geleneğini layıkıyla sürdürdü.”