KCK: İhanete ihanet demek zorundayız!

Türk devletinin Kürt soykırım konseptini ihanete dayandırarak yürüttüğünün altını çizen KCK YK Eşbaşkanlığı, “Bu konsepti boşa çıkarmanın yolu ihaneti durdurmaktan geçmektedir” dedi; ülkede ve yurtdışında meydanlara çıkarak güçlü tepki vermeye çağırdı.

KCK; “Artık herkesin yarım ağızla değil, gerçeği olduğu gibi ortaya koyması gerekiyor. İhanete ihanet demek zorundayız. Bunu yapabilirsek, ihanete ihanet deyip buna karşı tutum alabilirsek daha büyük düşmelerin ve felaketlerin önünü almış oluruz. Kürtlerin birliğini de böylece gerçekleştirmiş oluruz. Aksi halde daha büyük ihanetlere ve felaketlere yol vermiş oluruz. Bu Kürtlere, Kurdistan davasına yapılacak en büyük kötülük olacaktır” vurgusunda bulundu.

KCK Yürütme Konseyi (YK) Eşbaşkanlığı, Hewlêr’de Deniz Cevdet Bülbün'ün katledildiği Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Başûrê Kurdistan Temsilciliği’ne yönelik silahlı saldırıya ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Eşbaşkanlığın Kürt halkına ve demokratik kamuoyuna hitaben yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:

“Kamuoyuna da yansıdığı gibi Türk devletinin saldırıları artmış durumdadır. Son olarak Süleymaniye ve Hewlêr'de saldırılar oldu. İki gün önce de Rojava ve Şengal'de saldırılar gerçekleşti. Bu saldırılar sonucunda birçok şehadet yaşandı. Öte yandan Türk devleti zaten hareketimize ve gerillaya karşı kesintisiz bir saldırı içerisindedir. Gerilla, Türk devletinin bu saldırılarına karşı direnmektedir. Tüm bu saldırılarda katledilerek şehit edilenler şahsında bütün devrim ve demokrasi şehitlerini büyük bir saygı ve minnetle anıyor, şehitlere verdiğimiz bağlılık ve mücadele sözünü yineliyoruz. Yurtsever Kurdistan halkı mutlaka ama mutlaka düşmandan ve düşmanla birlikte olan ihanetçilerden tüm bunların hesabını soracaktır.

SALDIRILAR DÜŞMANIN GÜCÜYLE DEĞİL İHANETİN DESTEĞİYLE OLUYOR

Ne yazık ki tüm bu saldırılarda ihanetin parmağı vardır. Bu saldırılar düşmanın gücüyle değil, ihanetin desteğiyle olmaktadır. İhanet sonucu bu saldırılar olmakta ve şehadetler yaşanmaktadır. Bu acı ama gerçek bir durumdur. Barzanilerin Türk devletiyle içerisine girmiş olduğu ilişkiler açık bir ihanettir ve tüm bu saldırıların ve şehadetlerin sebebidir. Bu gerçeği herkesin görmesi ve kabul etmesi gerekiyor. Eğer bu durum daha fazla görmezlikten gelinir ve alınması gereken tutumlar alınmazsa o zaman halk olarak daha acı ve kötü bir duruma düşeriz. İhanete karşı gereken tutumu almamış olmakla ihanet üzerinden kurulan düzeneğin işlemesine yol vermiş oluruz. Bu düzeneğin ne olduğunu bilmeyen Kürt yoktur. Bu düzenek, Türk devletinin katliam ve soykırımla Kürtleri ve Kürtlüğü bitirme planıdır. Türk devleti ve AKP-MHP iktidarı bu planı uyguluyorlar. Türk devletinin temel politikası bu değil midir? Bu olduğu çok açıktır. Onun yanında yer alanlar da bu planın ortağıdırlar. Bu da çok açıktır. Bunları şunun için belirtiyoruz; Barzanilerin Türk devletiyle içerisine girdiği ilişkilerin işbirlikçilik ve ihanet olduğu rahatlıkla görülebilecekken bu durum açıkça ifade edilmiyor ve buna karşı alınması gereken tutumlar alınmıyor. Kesinlikle bugüne kadar bu yapılmamıştır. Böylece halk tarafından ihanete karşı güçlü bir itiraz ve tepkinin gelişmesi de engellenmiştir.

TÜRK DEVLETİNİN PLANI BAŞÛR’UN TÜMÜYLE İŞGALİ VE İLHAKIDIR

Saldırıların artması Hakan Fidan'ın Irak ve Başûrê Kurdistan'a gitmesi ve görüşmeler yapmasıyla birlikte olmuştur. Son günlerde Bradost bölgesinde yaşanan gelişmeler yeni planların da yapıldığını ve Irak devletinin de buna dahil edilmek istendiğini ortaya koymaktadır. Bradost bölgesinde gerillanın üslendiği alanlara girilmeye çalışılmakta, halka yerini terk etmesi için baskı uygulanmaktadır. Bunun bir saldırı hazırlığı ve Türk devletinin işgal planının bir parçası olduğu çok açıktır. Kerkük'te yapılanlar da bu planın bir parçasıdır. Barzanilerin yansıtmak istediği gibi bu girişimler Kerkük'ü kurtarmak değil, Kerkük'teki petrolden bir pay almak karşılığında Türk devletinin denetimine vermektir. Kerkük için tertiplenen plan, Türk devletinin bir planıdır. Türk devletinin göstermelik tepkilerle bu durumu geçiştirmesi bundan dolayıdır. Yoksa Türk devletinin Kerkük'ün Kurdistan'ın bir parçası olarak sorunlarının çözümünü istemesi gibi yaklaşımı yoktur. Türk devletinin planı Başûrê Kurdistan'ı tümüyle işgal ve ilhak etmektir.

BİRKAÇ ŞEHİR DIŞINDA KURDISTAN BARZANİLER İÇİN BİR PAZARLIK MALZEMESİDİR

Barzaniler tümüyle Türk devletinin siyasetine angaje olmuştur. Türk devletinin siyasetini ve Kürtlere olan yaklaşımını ise anlatmaya gerek yoktur. Barzanilerin bu gerçeğinin artık bütün Kürtler tarafından görülmesi gerekiyor. Barzanilerin ve yönettikleri KDP'nin Kürt olduğu düşünülerek bu gerçeklik yeterince görülmüyor. Bu psikolojik bir durum da yaratmıştır. Oysa Barzanilerin Kurdistan diye bir kaygısı yoktur. Kurdistan'da birkaç şehir denetimlerinde olsun, buraları yönetip kendisine hizmet için kullansın, gerisi onlar için önemli değildir. Birkaç şehrin nimetini yemeleri uğruna geriye kalan Kurdistan onlar için bir pazarlık malzemesidir. Eğer öyle olmasaydı, Kurdistan diye bir dertleri olsaydı Hakan Fidan'ı kucaklayarak karşılarlar mıydı? Hakan Fidan bir katildir. Her gün nasıl daha fazla Kürt öldürmenin hesabını kitabını yapmaktadır. Her tarafından Kürt kanı damlamaktadır. İşte Barzaniler böyle bir katili kucaklayarak karşılamakta, onunla hemhal olmaktadır. Sadece bu durum bile Barzanilerin gerçeğini ortaya koymaya yeter de artar da.

İHANETE KARŞI DOĞRU VE GEREKLİ TUTUMLAR ALINMIYOR

Şunu önemle belirtmek istiyoruz. Eğer bugüne kadar ihanete karşı doğru ve gerekli tutumlar alınsaydı ve halkın tepkisinin önüne geçilmeseydi durum bu dereceye varmaz, düşman bu denli bir saldırı planı içerisinde olmaz ve bunca acı ve kayıplar yaşanmazdı. Kesinlikle bunun nedeni ihanete karşı gereken tutumun örgüt, parti ve kurumlardan; toplumun vicdanı, sesi ve bilinci olan aydın, yazar ve sanatçılar tarafından alınmamasıdır. Bu durum ihanetin cesaret almasına ve gün geçtikçe bunda derinleşmesine yol açmıştır. Bu gerçeğin de artık görülmesi gerekiyor. Herkesin ihanet bu cesareti nereden alıyor diye kendisine sorması ve buna yanıt bulmaya çalışması gerekiyor. Eğer bu muhakeme kaygısız bir şekilde yapılırsa herkes bu sonuca ulaşacaktır.

İHANETE İHANET DEMEK ZORUNDAYIZ

Hewlêr'deki saldırı KNK bürosuna yönelik olmuş ve saldırı sonucu KNK Başûr Temsilcisi Deniz Cevdet Bülbün arkadaş şehit olmuştur. Saldırının KNK'ye olması son derece manidardır. KNK, Kürtlerin ulusal birliğinin sağlanması için önemli bir gayret göstermektedir. Son dönemde bu yönlü önemli çalışmalar yapmıştır. Bunlardan biri ve en önemli olanı Lozan Antlaşması'nın yüzüncü yıl dönümünde Lozan kentinde gerçekleştirdiği konferans olmuştur. Bu konferansta önemli tartışmalar yapılmış, Kürt halkının birliğinin sağlanmasına yönelik önemli kararlar alınmıştır. Lozan Antlaşması, Kurdistan'ın bölünüp parçalanması, Kürt halkının inkar ve imha sürecine alınmasını ifade eder. Kürt soykırımı bu antlaşmayla başlamıştır. Bu antlaşmanın yüzüncü yılında antlaşmanın yapıldığı kentte böyle bir çalışma yapılması, Kürt düşmanlığının ve soykırımının Lozan Antlaşması'na dayanan temellerinin ortaya konulması ve buna karşı Kürtlerin birliğini kurma iradesinin ortaya konulmak istenmesi son derece önemli olmuştur. Ancak Barzaniler bu toplantıya katılmamıştır. Çünkü Barzanilerin Kürtlerin birliği gibi bir kaygıları ve amaçları yoktur. Tam tersine Kürt soykırımından nemalanan, bunun sürmesini isteyen bir yaklaşıma sahiptirler. Eğer böyle olmasaydı, hepimiz gibi onların da yüreği Kürtlerin birliği için atar, bunun olması için hepimiz gibi arayış içerisinde olur, bu tür girişimlerden heyecan duyardı. Fakat kesinlikle Barzanilerin böyle bir durumları yoktur. Biz söylüyoruz diye değil, amelleri ne olduklarını ortaya koymaktadır. Bizim belirtmek istediğimiz tek şey, bunun görülmesinin gerekliliğidir. Artık herkesin yarım ağızla değil, gerçeği olduğu gibi ortaya koyması gerekiyor. İhanete ihanet demek zorundayız. Bunu yapabilirsek, ihanete ihanet deyip buna karşı tutum alabilirsek daha büyük düşmelerin ve felaketlerin önünü almış oluruz. Kürtlerin birliğini de böylece gerçekleştirmiş oluruz. Aksi halde daha büyük ihanetlere ve felaketlere yol vermiş oluruz. Bu Kürtlere, Kurdistan davasına yapılacak en büyük kötülük olacaktır.

HAVAALANINA SALDIRI DA SORAN BÖLGESİNİN MİT’E AÇILMASINI SAĞLAMAK AMACIYLADIR

Süleymaniye'de gerçekleşen saldırıya ilişkin de şunları belirtmek istiyoruz. Bu saldırıya ilişkin henüz kapsamlı ve kesin bilgilere sahip değiliz. Saldırının hava alanına yapıldığı ve şehadetlerin olduğu şeklinde bilgiler yansımaktadır. Süleymaniye'ye yönelik saldırılar Süleymaniye halkına gözdağı vermek, Soran bölgesinin de Behdînan bölgesi gibi Türk devletine ve MİT'e açılmasını ve YNK'nin de KDP gibi Türk devletiyle işbirlikçi ilişkilere girmesini sağlamak amacıyladır. Bugüne kadar Süleymaniye ve Soran bölgesindeki halk yurtsever tutumdan vazgeçmediği için yeni bir saldırı yapılmıştır. Biz bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Süleymaniye ve Soran bölgesi halkının yurtsever tutumunu sürdüreceğine olan inancımız tamdır, bundan en ufak bir kuşkumuz yoktur. Türk devletinin nasıl hesaplar içerisinde olduğu Süleymaniye ve Soran alanına yönelik saldırıları ve bunun üzerinden yaptığı planlardan anlaşılmaktadır. Bu saldırılara karşı en başta Süleymaniye ve Soran bölgesindeki halkın tepki göstermesi gerekmektedir.

Türk devletinin ihanetçiler eliyle gerçekleştirdiği bu saldırıları şiddetle kınıyoruz. Artık ihanete karşı herkesin net ve güçlü bir tutum alması gerekiyor. Türk devleti Kürt soykırımı siyasetini ve konseptini ihanete dayandırarak yürütmektedir. Bu açıkça görülen bir durumdur. Bu siyaseti durdurmanın ve konsepti boşa çıkarmanın yolu ihaneti durdurmaktan geçmektedir. Eğer tüm yurtsever Kürt örgütleri, partileri, aydın, yazar, sanatçıları ihanete karşı net ve güçlü bir tutum alırlarsa ve Kurdistan halkı da tepkisini güçlü bir şekilde ortaya koyarsa o vakit ihanet durdurulmuş olacak, sınırlandırılıp etkisiz kılınacaktır. Bu çağrımızı bir kez daha belirtiyor, ülkede ve yurtdışında tüm halkı meydanlara çıkarak ihanete karşı tepkisini güçlü bir şekilde ortaya koyma ve parti, örgüt, kurum ve şahsiyetlere buna öncülük etme çağrısında bulunuyoruz.”