Qoser Belediyesi Eşbaşkanı: Devlet tasarrufu insanımızın canıyla yapıyor

“Kamuda Tasarruf Tedbirleri” adı altında belediyelerin yangınla mücadelede bile harcama yapmasının önünün kesildiğine işaret eden Qoser Belediyesi Eşbaşkanı Hamdiye Bilek Turgay, “Devlet, tasarrufu insanımızın canıyla, malıyla, rızkıyla yapıyor" dedi.

KAMUDA TASARRUF TEDBİRLERİ VE KÜRT DÜŞMANLIĞI

20 Haziran tarihinde Amed'in Xana Axpar ve Mêrdîn'in Şemrex ilçeleri arasındaki kırsal alanda çıkan ve  36 kilometrelik alanda 17 köyü etkisi altına alan yangında 15 kişi yaşamını yitirdi. Haziran ayının son haftasında Mêrdin'in 6 ilçesinde peş peşe çıkan yangınlarda ise binlerce dönümlük tarım arazisi, sulama alt yapısı ve tarımsal ekipman zarar gördü.

Yangınlara müdahale konusunda DEM Partili belediyelerin devlet kurumları tarafından bilinçli bir şekilde yalnız bırakıldığını söyleyen Qoser Belediyesi Eşbaşkanı Hamdiye Bilek Turgay, ANF'ye değerlendirmelerde bulundu.

'Kamuda Tasarruf Tedbirleri' adı altında belediyelerin yangınla mücadele gibi önemli bir konuda dahi gerekli ekipmanı temin etmek amacıyla harcama yapmalarının önünün kesildiğini belirten Hamdiye Bilek Turgay, "Kamuda Tasarruf Tedbirleri kapsamında adeta ambargo başladı. Bunun adını böyle koymak lazım. Yeni araç alma hatta kiralama dahi üç yıl süreyle durduruldu. Yangınlara müdahale için bir soğutma cihazı bile alamıyoruz. Her konuda olduğu gibi bunda da çifte standart var. Tasarruf tedbirleri sanki sadece bizim belediyelerimize ve muhalif diğer belediyelere yönelik çıkarılmış gibi. AKP'li belediyeler bu tedbirlere takılmadan harcamalar yapıyor. Devlet, tasarrufu insanımızın canıyla, malıyla, rızkıyla yapıyor" dedi.

KAYIPLARIN SEBEBİ DEVLETİN İZLEYİCİ POZİSYONDA KALMASIDIR

Mêrdîn'in 6 ilçesini etkisi altına alan yangınlarda yaşanan kayıpların en büyük sebebinin devletin izleyici pozisyonda kalması olduğunu vurgulayan Qoser Belediyesi Eş Başkanı Hamdiye Bilek Turgay, yangınların kontrol altına alınmasını zorlaştıran diğer faktörün ise arazinin eğimi ve yapısı olduğunu belirtti.

Hamdiye Bilek Turgay, " Şehrin altı ilçesinde arka arkaya yangınlar çıktı. Gözlerimizin önünde koca bir şehir adeta yanıyordu. Hepsine yetişmek hem arazi yapısı gereği hem koşullar gereği elbette zordu ama tam da bu noktada gerçekten bir seferberlik ruhu vardı. Hem halk içerisinde hem de tüm belediyelerimiz arasında… Buna mecburuz çünkü. İnsanımızın canı, malı sadece bizim için kıymetli. Bu böyle olmasaydı defalarca çağrı yapıldığı halde devlet izleyici kalmazdı. Yaşanan kayıpların en büyük sebebi budur. Yangın, itfaiye aracı ile müdahale edilemeyecek noktalara sıçradı. Özellikle Şemrex ve Omerya bölgesinde çıkan yangınlar için bu durum söz konusu idi. Karadan müdahalesi imkansız alanlar vardı. Kesinlikle helikopterin gelmesi gerekiyordu. Tek geçim kaynakları tarlalar, o tarlalardaki mahsuller, hayvanlar. 'Mecburum korumaya' diyor. Gözünü kırpmadan giriyor ateşin içine. İnsan çok çaresiz hissediyor. Öyle anlar oldu ki görevi koordine etmek olan İtfaiye Daire Başkanı Ahmet Aslan, yangına kendisi müdahale etti. Kayıtsız kalamıyorsunuz ama devlet tüm çağrılarımıza rağmen bilhassa Şemrex'te çıkan yangını izledi” diye konuştu.

TASARRUF TEDBİRLERİ ELİMİZİ KOLUMUZU BAĞLIYOR

Yangın söndürme çalışmaları esnasında itfaiye ekiplerinin tüm çabalarına rağmen personel ve ekipman eksikliği yüzünden sıkıntı yaşadığına dikkat çeken Hamdiye Bilek Turgay, sözlerine şöyle devam etti:

"Yaşanan felakertin boyutu bir yana, böylesi arka arkaya çıkan ve geniş bir alana hızla yayılan yangınlara müdahale edebilecek yeterlilikte ekipman ve personel olmadığı gerçeği ile de yüzleştik. Belediyeye ait tankerlerle, sulama araçları ile takviye olmaya çalıştık bu yangınlar sürecinde ama nereye kadar? Ekipman konusunda yetersizlik var. Personel konusunda eksikliğimiz var İtfaiyeler belediyelerin bünyesindeyse de itfaiyeci olmak için KPSS sınavına giriliyor ve atama usulü ile itfaiyeci olunuyor. Bakanlık esasında yangınla mücadele konusunda tarım alanlarının bulunduğu yerler için yazın hem ekipman hem personel konusunda takviyede bulunabilir, istese imkanlarını seferber edebilir. Bölgede yaz sıcaklıkları malum, tarım ile geçinen binlerce insan var. Hektarlarca tarım arazisi var. Benzer şartları taşıyan diğer bölgeler için de söylüyorum bunu. Bizler takviye yapmak istesek de şartlar itibariyle bu mümkün değil. Belediye bütçesini araç ve ekipman almak için kullanamıyoruz. Kamuda tasarruf tedbirleri elimizi kolumuzu bağlıyor Soğutma cihazları var mesela, yangının kontrol altına alınıp söndürülmesinde çok ciddi işlevleri var. Bunları dahi alamıyoruz. Tasarruf tedbirleri kapsamında her türlü aracın alınması da kiralanması da 3 yıl süreyle yasak. Ama bu da çifte standarda tabi. Mesela AKP'li kimi belediyelerde bu tedbirlerin uygulanmadığına şahit oluyoruz. Eğer bir tedbir durumu söz konusu ise bu bütün belediyeler için geçerli olmalı. Sadece muhalif belediyeler için değil."

DEDAŞ'IN UYGULAMALARI ÇİFTÇİYİ CANINDAN BEZDİRDİ

Qoser için tarımın önemli bir geçim kaynağı olduğunun altını çizen Hamdiye Bilek Turgay, DEDAŞ'ın bölgeye özel olarak uyguladığı günün belirli saatlerinde elektrik kesme politikasının hem tarımsal faaliyetleri bitirme noktasına getirdiğini hem de sabit bir akımın olmadığı elektrik tellerini ani ve kesintiler ve akşam saatlerinde yüksek voltajla verilen elektrik yüzünden yıpratarak yangın çıkmasına sebep olduğunu söyledi.

Qoser'de 19 Temmuz tarihinde yapılacak tarım mitinginde tüm bu konuların ayrı başlıklar halinde ele alınacağını belirten Turgay, sözlerini şöyle sonlandırdı:

"Qoser'de bu süreçte Mêrdîn'in diğer ilçeleri ile kıyasladığımızda büyük çaplı herhangi bir yangın olmadı. Sanal medyaya yansıyan görüntüler bir anız yangınına aitti. Belediyemizin itfaiye birimi diğer ilçelerde çıkan yangınları söndürmek için takviye güç olarak katıldı. Yangınlar sonrasında tedbir Qoser'in birkaç noktasında istasyonlar kurmayı düşünüyoruz. Şu anda bizim itfaiye istasyonumuz ilçe merkezinin biraz dışında. Dêrîk Üçyol mevkii üzerinde. Birkaç nokta tespit ettik, olası yangın durumlarında hızlı müdahaleyi sağlayabilecek noktalar bunlar. Çünkü yangın riski hala devam ediyor. Kırsal kesimlerde DEDAŞ elektriği gündüz de akşam da belirli saatler arasında düzenli olarak kesiyor. Merkezde böyle uzun süreli bir elektrik kesintisi durumu olmuyor. Köyler ve kırsal kesim için yapılan bir uygulama bu. Çiftçinin ekimini engellemek amacıyla olduğu çok belli. Sulama elektrikli sistemlerle yapılıyor ve elektriği kestiklerinde sulamayı da engellemiş oluyorlar. Defalarca şikayet edildiği halde uygulama devam ediyorsa amaç çiftçinin zarar etmesidir. Bunu açık açık söylesinler çünkü biz biliyoruz. İnsanların ürünleri tarlalarında susuzluktan yanıyor, zarar ediyorlar. Üstüne üstlük kullanılan miktardan fazla elektrik faturası geliyor insanlara.  Çiftçiler mısır ekmekten vazgeçti artık. Elektriği akşam saatlerinde tek fazla birden bırakıyorlar. Oluşan ani gerilim yüzünden tellerde o kıvılcımlar çıkıyor. 19 Temmuz'da burada tarım mitingi var. Onun da çalışmaları başladı. Son yangınlar özelinde DEDAŞ başlı başına bir gündem maddesi olacak. Ama genel anlamıyla bölgede devlet politikalarının tarımı nasıl bitirme noktasına getirdiğini de gözler önüne serilecek bu mitingle."