Tiryaki: Bazarcix’ta da halk kaderine terk edildi
Mereş Bazarcix’ta incelemelerde bulunan HDP heyetindeki Mehmet Rüştü Tiryaki, arama kurtarmanın, yardımların ve ulaşımın çok yetersiz olduğunu, halkın kendi kaderine terk edildiğini söyledi.
Mereş Bazarcix’ta incelemelerde bulunan HDP heyetindeki Mehmet Rüştü Tiryaki, arama kurtarmanın, yardımların ve ulaşımın çok yetersiz olduğunu, halkın kendi kaderine terk edildiğini söyledi.
Demokratik Bölgeler Partisi DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Sezai Temelli, Fatma Kurtulan, Mehmet Rüştü Tiryaki, Dilan Dirayet Taşdemir, Zeynel Özen, Mahmut Toğrul ve Murat Sarısaç, depremin merkez üssü olan Mereş’in Bazarcix ilçesinde incelemelerde bulundu.
ARAMA KURTARMA YETERSİZ
ANF’ye konuşan Mehmet Rüştü Tiryaki, yaptıkları incelemelerde arama kurtarma çalışmalarının çok sınırlı olduğunu aktararak, şunları söyledi:
“Bazarcix'ta çok sayıda binanın hasar gördüğünü, yıkıldığını gözlemledik. Çok çok sayıda binada AFAD'ın arama kurtarma çalışması vardı. Büyük bir bölümünde ise hiçbir çalışma yoktu. Binalar tamamen yıkık bir şekilde duruyor ve binaların içerisinde cesetler var. Hatta bazı binalarda yaşamını yitirmiş vatandaşları bizler de görüyorduk.
Fakat yardım eden en azından ailelerin cenazelerine kavuşmasını bile sağlayacak yeterli hiçbir çalışma gözlemlemediğimiz binalar da oldu. Bazı binalarda gönüllü ekiplerin arama kurtarma çalışması yürüttüğüne de tanık olduk. Örneğin Marmaris’ten gelen bir sivil toplum örgütü arama kurtarma ekibi bir binada çalışma yürütüyordu. Ama onların da malzeme sıkıntılarının olduğunu gözlemledik. Yine bazı binalarda Alanya'dan, Malatya'dan gelen arama kurtarma çalışması yürüten kişiler vardı.”
'ÇADIR NEREDEYSE YOK'
Tiryaki, barınma konusunda da çok ciddi sıkıntılar olduğunu belirtirken, neredeyse hiç çadırın olmadığını ifade etti:
“Barınma konusunda da ciddi sorunlar var. Binaların çok büyük bir bölümü hasar gördüğü için insanlar binalara girmiyor, dışarıdalar. Fakat çadır da neredeyse hiç yoktu diyebilirim. İnsanlar kendi olanaklarıyla baraka gibi yerlerde, üstünü naylonla örttükleri yerlerde sabahlamışlar. Bunun ötesinde su ve elektrikler kesik.
Ayrıca sıcak yemek veya konserve dağıtımı gibi ısınmaları için de battaniye ve temel ihtiyaçların dağıtımı konusunda da ciddi sorunlar var, çoğu mahalleye neredeyse hiçbir yardım gitmemiş. Sadece bir bardak çorba alabilmiş insanlar gördük. Parça parça bireysel olanaklarıyla insanların, derneklerin, kurumların yardım ulaştırmaya çalıştıklarına tanıklık ettik.”
'MEREŞ MERKEZDE YÜZLERCE BİNA YIKILDI'
Maraş merkezde de yüzlerce binanın yıkıldığını söyleyen Mehmet Rüştü Tiryaki, burada da tablonun benzer olduğunu kaydederek, “Bazarcix'a varmadan Narlı'yı da ziyaret etmiştik. Narlı'da da durum bundan çok farklı değil. Şu anda Mereş merkezdeyiz. Mereş merkezde de yüzlerce bina tamamen yıkılmış durumda çok az binada arama ve kurtarma çalışması yürüyor. Binaların büyük bir bölümünde adeta vatandaşlar kaderine terk edilmiş durumda. İnsanlar kendi olanaklarıyla yardım etmeye, yakınlarına ulaşmaya çalışıyor. Gerçekten büyük bir dram yaşanıyor. Henüz bunları Elbistan'a giderken anlatıyorum. Elbistan'da durum bundan çok daha dramatik, çok daha vahim. Çünkü Elbistan birinci depremden etkilendi, ikinci depremin de üssüydü. Yıkılan bina sayısının çok daha fazla olduğunu biliyoruz. Hükümet depremden doğrudan etkilenen milyonlarca insanı kaderiyle baş başa bırakmış durumda" şeklinde konuştu.
'ORTADA CİDDİ BİR ORGANİZASYON SORUNU VAR'
Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 ilde OHAL ilan etmesini, Türk ordusunun görev başında olduğunu söylemesini ve AFAD dışında başka koordinasyona "izin verilmeyeceği" açıklamalarını sorduğumuz Tiryaki, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ordu nerede, nasıl bir çalışma yürüttü biz görmüş, gözlemlemiş değiliz. Muhtemelen bazı yerlerde çalışma yürütüyordur ama ordu gibi büyük bir gücün seferber edildiği bir ortamda, bu kadar organizasyon eksikliği varsa orada da ciddi bir sorun var demek. Dolayısıyla ordunun hangi biçimde nasıl seferber edildiğini biz anlayabilmiş değiliz. OHAL meselesine gelince bir yandan her yere ulaşıyoruz deyip bir yandan olağanüstü hal ilan ettik demeleri de çok inandırıcı değil. Gerçekten hiçbir yere ulaşabilmiş değiller. Bakın biz yanlışlıkla araçların çakarlarını yakarak bir şehrin içerisinden geçtik. İnsanlar bizi devlet görevlisi sandı ve büyük hakaretler ediyorlardı. 'Kimse yok, yardım eden yok, gelen yok' diye bağırdılar.
Ortada ciddi bir organizasyon sorunu var. Ulaşım konusunda organizasyon sorunu var. Yardımların ulaştırılması konusunda organizasyon sorunu var. Ayrıca siyasi partilerin, belediyelerin yardım etmesini de engelliyorlar. Pek çok yerde yardım toplanmasını fiilen durdurdular veya toplanmış yardımlara el koydular. Vatandaşların, partilerin, derneklerin belediyelerin yardım etmesini de engellemiş oldular. İşlerini yapsalar gam yemeyeceğiz ama hem yardımı engelleyip hem de halka yardım etmemek büyük bir haksızlık. İki kez zulüm yapıyorlar.”