Düşmeyen şehir, düşürten zafer - III

Kobanê’de 14-15 Eylül 2014 gecesi neler yaşandı? El Nusra ve DAİŞ’in Türk devletinin desteğini de alarak iki yıl arayla Kobanê sınırına dayanması…

Kobanê’ye dönük ilk saldırı, DAİŞ saldırısı değildi. El Nusra, 2012’de saldırmıştı. El Nusra ve Guraba El Şam, 8 Kasım 2012’de Türkiye sınır kapısından Serêkaniyê’ye saldırdı. Bu saldırılarda Til Temir-Serêkaniyê ve Kobanê-Serêkaniyê arasındaki bölgenin tümü işgal edildi.

MİT, 18 Temmuz 2013’te Akçakale Sınır Kapısı’ndan cephane yüklü dört aracı El Kaide çetelerine gönderdi. Çeteler, bu cephaneyle Girê Spî mahallelerine ve köylerine saldırdı. İki gün sonra, yani 20 Temmuz’da ise Kobanê’nin doğusuna saldırdılar. Türk devleti, sınır hattında kurduğu eğitim kamplarından yüzlerce El Nusra elemanını Girê Spî’ye, Reqa’dan da binlerce çete elemanını bölgeye transfer etti. Böylece Kobanê’ye çembere almak istediler ve 4 Ağustos 2012’de Kobanê’nin batısına saldırmaya başladılar. Kobanê’nin Şêxler bölgesinin batısına dönük çok şiddetli çatışmaların yaşandığı saldırılarda Türk devletinin çetelere desteği iyice alenileşti. 

DAİŞ’E GEÇİŞ VE MART 2014 SALDIRISI

Suriye’nin birçok bölgesinde olduğu gibi Kobanê’nin Şêxler bölgesinde de çeteler birbirine düşünce DAİŞ’i devreye koydular. Minbic’i Mart 2014’te işgal eden DAİŞ, Kobanê’nin güneyindeki Sirîn ve batısındaki Şêxler bölgesine saldırdı. YPG savaşçıları ve halkın direnişiyle bu işgalin önüne geçildi.

Musul ve Şengal’i işgal ettikten sonra Suriye’ye geçirilen DAİŞ, kısa süre içerisinde Reqa, Tebqa, Minbic, Dêrazor, Cerablus ve Girê Spî’yi de işgal etmişti. Neredeyse Suriye’nin yüzde 50’sini eline geçirmiş ve ilerliyordu. Bu ilerlemenin önünde duracak kimse yoktu veyahut kimse durmak istemiyordu. Kara bir bulut misali her yere çöküyordu. Tebqa’daki havaalanının DAİŞ’in eline geçmesi ve 300 rejim askerinin kafasının kesilmesi, bölgede büyük bir korku yarattı. Artık herkes DAİŞ’e boyun eğdi, eğmeyenler de direnmeyerek kaçtı. Ancak Kobanê, bu kara buluta geçiş vermedi, direndi, herkese mücadelenin mümkün olduğunu gösterdi.

HAZİRAN VE TEMMUZ’DA DA DENEDİLER

Kobanê’ye Mart 2014’te üç koldan yaptığı yoğun saldırılarda yenilgiye uğrayan DAİŞ, Haziran 2014’te bir kez daha saldırdı. YPG savaşçıları ve bölge halkı bir kez daha direnerek geçit vermedi. DAİŞ, 2 Temmuz 2014’te ise Kobanê’nin batısı ve Fırat Nehri çevresindeki Zormixar, Zubeyde ve Diblê köyleri ile kentin doğu ve güneyindeki Evdiko, Ebu Sirê, Kunheftar ve birçok köye saldırdı. Sınır hattında olan bu köylere saldırıda Türk devleti de destek veriyordu. Cephane ve çete elemanı geçişleri yapılıyor, yaralı çeteler tedavi için Türkiye’ye götürülüyordu.

KİMYASAL SİLAHLAR ve İHA’LAR DEVREDE

DAİŞ, 12 Eylül 2014’te ilerleyemediği Kobanê’de bu kez de kimyasal silaha başvurdu. Evdiko köyüne dönük yapılan kimyasal silah saldırısında üç Halk Savunma Birlikleri (YPG) savaşçısı şehit düştü. Türk devleti İnsansız Hava Araçlarıyla (İHA) bölgede direnen savaşçıların hareketlerini gözetliyor ve çetelere bilgi aktarıyordu.

14-15 EYLÜL GECESİNE GELİNDİĞİNDE

Mart, Haziran ve Temmuz aylarında düzenledikleri saldırıyla hedeflerine ulaşamayan DAİŞ, Türk devletinin teşviki ve desteğiyle kapsamlı bir saldırı için hazırlıklarını yaptı. Bu kez saldırı biraz daha farklıydı. İki kez hüsrana uğrayan DAİŞ, Musul işgali sırasında Irak ordusundan aldığı çok sayıda tank, top ve ağır silahlarla 14-15 Eylül gecesi Kobanê’nin Serzûrî köyüne saldırmaya başladı. Eş zamanlı olarak Kobanê’nin Nebo, Qizeli, Bîrkêtkê vb. birçok köyüne de saldırdı.

Bakûrê Kurdistan sınırında bulunan stratejik bir konuma sahip Dinayîk köyü, DAİŞ çetesince işgal edildi. 15 Eylül günü ise Xerûs, Kunheftar, Aşmê, Zêrik, Talik, Cade ve birkaç köye daha saldırdılar. DAİŞ çetesi, sınır tellerinin kaldırıldığı Türkiye sınırından askerler ve MİT elemanlarının gözetiminde cephane yüklü araçlarla sınır köylerine geçti. Üç koldan yapılan bu saldırılarla Kobanê’nin birkaç gün içerisinde tamamen işgal edilmesi planlanıyordu.

SERZÛRÎ GEÇİT VERMEDİ

Ağır silahlarla 14-15 Eylül 2014 gecesi yapılan saldırılara rağmen DAİŞ çetesine geçit verilmedi. Orada Kürt halkının 12 fedaisi bulunuyordu. Tanklara karşı ferdi silahlarla durdular. Direnişe bürünen köyde başta 7 savaşçı bulunuyordu. Sonrasında cephane getirmek için üç savaşçı daha bu muazzam direnişe katıldı. İki savaşçı daha bu büyük direnişe katılmak için yola çıkmıştı. Yoğun saldırılar ve bombardımanlara rağmen bir savaşçı oraya ulaştı, diğer savaşçı da cephelere cephane ulaştırmaya çalışırken şehadete ulaştı. 36 saat boyunca süren bu direnişte, DAİŞ’e karşı zaferin ilk sayfası yazıldı.