Efrîn -Suriye İnsan Hakları Örgütü üyeleri, işgal altındaki Efrîn’de kadına yönelik sistematik bir şekilde işlenen suçlara ilişkin açıklama yaptı.
Efrînli göçmenlerin bulunduğu Serdem Kampı'nda yapılan açıklamaya örgüt üyeleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
Örgüt üyesi Heyhan Elî tarafından okunan açıklamada "İşgalci Türk devleti ve ona bağlı Suriyeli silahlı çete grupları Efrîn bölgesini işgal ettikten sonra, hayatın her alanında eşitliklerini ispatlamış olan Efrînli kadınlar başta olmak üzere kaçırma, işkence gibi her türlü suçu işlediler” denildi.
Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı:
“İşgalci Türk devleti ve ona bağlı silahlı çete grupların işlediği öldürme ve yok etme suçlarının temel amaçlarından biri de kadınları dar bir köşeye sıkıştırmak ve yok saymaktır. Her ne kadar demokrasi ve eşitlik iddiasında bulunuyorlarsa da sahada Efrînli kadınlara karşı işlenen suçlar dışında hiçbir şey yok. Moğollar ve Tatarlar dahil tarihin hiçbir döneminde Türk devleti tarafından işlenen bu suçlar gibi katledilme, kaçırılma, işkence görme ve cinsel saldırıya uğrama yaşanmadı. Temel Roma Antlaşması'nın 6-7-8 maddelerine göre, bu suçlar ve ihlaller savaş suçları ve insanlık dışı uygulamalar kategorisine girmektedir.
Birçok uluslararası yasaya rağmen çocuklar her türlü işkenceye maruz kalıyorlar. Tüm uluslararası yasalara rağmen Türk devleti kadın ve çocuklara yönelik suçlarını sürdürüyor.”
İnsan Hakları Örgütü, Türk devletinin Efrîn’i işgal ettiği günden bu yana belgelediği suçları ve ihlalleri şöyle sıraladı:
Kaçırma: Binden fazla kadın kaçırıldı ve birçoğunun akıbeti bilinmiyor.
Cinayet: 99 kadın katledildi. Bu kadınlardan 9'u bilinmeyen koşullarda intihar etti.
Cinsel şiddet ve tecavüz: 74 kadın.”
Açıklamada ayrıca şunlar belirtildi:
“Bunun da ötesinde, baskı ve zorlama altında çocuk yaşta evlilik gerçekliliği de yaşanıyor.
Biz kadın insan hakları aktivistleri, tüm uluslararası hukuk, insani ve kadın örgütlerini, Suriye'nin kuzeyinden kuzeydoğusuna kadar işgal altındaki topraklarda tüm yurttaşlara yönelik işlenen suçlara karşı ahlaki görevlerine ve yasalara sahip çıkmaya çağırıyoruz. Özellikle kadın ve çocuklara yönelik işlenen suçların failleri cezalandırılmalı, işgalci Türk devletine baskı uygulanarak işgal altında tuttuğu tüm topraklardan çekilmesi sağlanmalı ve göçmenlerin kendi topraklarına geri dönmesinin ortamı yaratılmalı. Mağdurlara maddi ve manevi destek sağlanmalıdır.”