‘Kültüre anlam ve önem veren PKK’dir’

PKK'den önce kültür ve sanatına yeterince önem verilmediğini belirten Efrîn-Şehba Kantonu TEV-ÇAND eşbaşkanları, PKK'nin kurulmasıyla birlikte kültürün de devrimin önemli bir parçası olarak kabul edildiğini vurguladı.

PKK VE KÜLTÜR-SANAT

Efrîn-Şehba Kantonu TEV-ÇAND eşbaşkanları Henan Sîdo ve Newroz Silêman, Kürt kültürünün önemine ilişkin ANF’ye konuştu.

Henan Sîdo, PKK'nin yalnızca siyasi ve askeri bir hareket olmadığını, aynı zamanda toplumsal kültürün inşasında da önemli bir rol oynadığını belirterek, “PKK öncesinde kültür, toplumsal hareketler içinde yeterince önemsenmiyordu, ancak PKK ve onun devrimiyle birlikte kültür, toplum ve devrim açısından önemli bir yere sahip oldu. Kültür hareketi, devrimde büyük bir rol üstlendi. Başlangıçta bir grup olarak kurulduk ve adım adım çalışmalarımızı geliştirdik. Bir devrimin temelinde kültürü koruma bilinci varsa, bu devrim başarıya ulaşır.

Bu yüzden de 50 yıldır Özgürlük Hareketi, devrime yönelik tüm saldırı ve planlara karşı başarıyla direndi. Çünkü bu hareket, tüm toplum kesimlerini bir araya getirip örgütledi. Özerk yönetim süreciyle birlikte kurumlarımızı inşa ettiğimizde TEV-ÇAND da kendi içinde örgütlenerek devrim çalışmalarına aktif olarak katıldı. PKK’nin kuruluşundan önce birçok siyasi ve ulusal yapı kuruldu, ancak hiçbiri kültüre gereken önemi vermedi. PKK ise kültüre verdiği önem ve desteğiyle bu alanda öncü oldu. Kültür, devrimde bir toplumun kimliğini ortaya çıkarır. Kürt halkı tarihine ve kimliğine sahip çıkıyor. Bu temelde çalışmalarımız bugün de devam ediyor” diye konuştu.

AYŞE ŞAN’DAN ŞEHİT MİZGÎN’E KADAR UZANAN BİR MİRAS

Kürt kültürünün gelişmesinin PKK’nin kuruluşuyla hız kazandığını vurgulayan Efrîn-Şehba TEV-ÇAND eşbaşkanı Newroz Silêman ise şu ifadeleri kullandı: “1987’den itibaren Rêber Apo ve arkadaşlarıyla başlayan süreç, Kürt halkı için bir dönüm noktasıydı. Bu, yeni bir tarih ve yaşamın yaratılmasıydı. Kadın sanatçılar, büyük zorluklar ve karanlık dönemlerden geçti. Duygularımız dört duvar arasına sıkışmış gibiydi. Ancak Özgürlük Hareketi ve onun direnişi sayesinde kadınlar artık duygularını ve yeteneklerini özgürce ifade edebiliyor. İlk kez kadın özgürlüğü bu kadar tartışılır hale geldi ve kadınlar kendi kimliklerini buldu. Bunda Önderliğin kadınlara verdiği önem büyük bir etkendir. Bu yüzden kadınlar bugün bizler de bu emeğe sahip çıkıyor ve bu yolda ilerliyoruz.

Bugün şehit Mizgîn ve şehit Delîla öncülüğünde binlerce kadın sanatçı ortaya çıktı. Bu şehitlerimiz öncülük yaparak, seslerini yükselterek, biz kadınız, varız, sanatımızı her alanda geliştireceğiz, sanatımızı devrimci halka hizmet için kullanacağız, dediler. Özgürlük Hareketi'nin büyümesiyle birlikte, bugün kadınlar olarak hayallerimize ve özlemlerimize kavuştuğumuzu söyleyebiliriz. Çünkü gençliğimizde kendimizi geliştirmek, sesimizi her yere yaymak için bu kadar fırsatımız yoktu ama bugün Özgürlük Hareketi ve şehitler sayesinde binlerce genç kadın sevgisiyle, sesiyle, rengiyle alanları süslüyor. Özgürlük Hareketi sayesinde her kadın kendi yeteneklerini keşfetti ve bunu toplumun hizmetine sundu. Devrimci sanat, Ayşe Şan ve Meryemxan’dan, şehit Mizgîn ve Delîla’ya kadar uzanan bir mirasla bugünlere ulaştı. Biz de bu mirası devralarak gençleri bilimsel ve bilinçli bir sanatla buluşturmaya, sanat aracılığıyla toplumun sesi olmaya çağırıyoruz.”