QSD Komutanlarından Çiya Firat, Türk devletinin bilinçli olarak sivilleri hedef aldığını belirterek, halkın da Kürt düşmanlığı gerçeğinin farkında olduğunu söyledi.
QSD Komutanlarından Çiya Firat, ANF’nin sorularını yanıtladı.
Türk devleti neden sivilleri de hedef alıyor?
Türk devletinin saldırıları genellikle sivillere yöneliktir. Serêkaniye, Girê Spî ve Efrîn'de Türk devletinin uçak ve tanklarının bombalaması sonucu birçok insanımız şehit düştü. Til Temir, Zirgan ve Eyn Îsa'da sadece son aylarda 6 sivil şehit oldu, bunlardan dördü çocuktu. Yıkılan evler bir yana. Bu yüzden Türk devleti halkımızın düşmanıdır, diyoruz. Türk devleti halkımızdan rahatsızlık duyuyor, halkımızı savunmasız bırakmak istiyor. Güçlerimize yönelik saldırılarının esas nedeni de bu.
Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî'de Rusya ve ABD'nin tutumu belli oldu. Bu tecrübelerden nasıl bir sonuç çıkardınız, olası saldırılara karşı nasıl bir stratejiyle hareket edeceksiniz?
Girê Spî ve Serêkaniyê'den ders aldık. Doğrudur, biz ve Uluslararası Koalisyon birlikte DAİŞ'e karşı mücadele veriyoruz. Günlük olarak iletişim halindeyiz. Onlarla ortak bir çalışmamız var. Türk devletinin saldırılarına karşı biz gücümüze dayanıyoruz. Beraber DAİŞ'e karşı mücadele verdiğimiz güçler eğer Türkiye devletinin saldırılarını durdururlarsa ve tehditlerine bir sınır koyarlarsa, bu doğru bir tutum olur. Bizler askeri güçlerimize, komutanlarımıza inanıyoruz. Cesur ve fedakarlar. Tüm dünyada böyle tanınıyorlar. Teröre karşı savaşta örnek oldular. Askeri güçlerimiz öz savunma çerçevesinde hareket edip Kürt, Arap, Süryani halkımızı koruyacaklar. Şimdi tüm hazırlıklarımız buna göre.
Saldırıların olabileceği yerlerde öz savuma güçlerinin durumu nedir?
İşgalci Türk devletinin nezdinde halk ve QSD birbirinden ayrı değil. QSD'nin çıktığı yerlerde halk da çıkmış. Halk göç ettirilmiş. Az sayıda kalan insanlarımız da zulüm altında yaşıyor. Her gün kaçırılıyor, işkence ediliyor. Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê örneği var. Bunun için Türk devletinin savaşı halkımıza yönelik bir savaştır, diyoruz. Halkımız bu gerçeği görüyor ve evlerini bırakmıyor. Daha önce nasıl güçlerimizin yanında durmuşsa şimdi de duracak, kendi rolünü oynayacak. Halkımızın rolü sadece silah kaldırmak değildir. Elbette silahlar önemli ve gerekli, fakat mücadele çok boyutludur. Halkımızdan beklentimiz bu yönde.
Geçen iki yıla göre güçleriniz teknik ve askeri anlamda nasıl bir gelişim sağladı?
Biz güçlerimize inanıyoruz, işgalci Türk devletinin tekniğine karşı kendilerini koruyabilecekler. Güçlerimizi teknik ve ideolojik anlamda eğittik. Çok tecrübeli bir gücümüz var.
Kuzey-Doğu Suriye’nin hava sahasında Türk devletinin keşif araçları hareket halinde. SİHA’larla suikastlar yapılıyor. Hava sahasını kontrol eden güçler, bu saldırıları önleyebilir mi?
Şu ana kadar hava sahası Türk uçaklarına kapatılmış değil. Kapatılır mı bilemiyoruz. Türkiye'nin her saldırısıyla DAİŞ canlanıyor ve saldırılarını arttırıyor. Uluslararası güçlerini bunu engellemek için hava sahasını kapatması gerekiyor. Bir kez daha diyoruz; eğer hava sahası kapatılmazsa savunma savaşı vereceğiz. Güçlerimiz Türk devletinin tekniğini boşa çıkaracak ve halkımızı koruyacak.
Türk devletinin saldırıları altındaki halk yaşamını nasıl sürdürüyor?
Uzun bir zamandan beri halkımız savaş halinde. Artık düşmanlarını iyi tanıyor. Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê’de yapılan katliamlar halkımızın hafızasında duruyor, unutulmadı. Düşmanı tanıma bilinci oluşmuş ve kanmıyor. Bu yüzden Türk devleti bir süredir psikolojik savaş yürütüyor. Halkımızın inancını kırmak istiyor fakat başarılı olamıyor. Halkımız uğruna binlerce şehit verdik. Onurunu koruma konusunda kararlıyız ve işgalcilerin eli altında köle olmasına izin vermeyeceğiz.