GÖRÜNTÜLÜ

Koçer: Saldırıları kırmanın yolu birliktir

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Hesen Koçer, Türk devletinin saldırılarını kırmanın tek yolunun birlik olduğunu söyledi.

ROJAVA'YA İŞGAL SALDIRILARI

Bölgede çok ciddi değişimler olacağını ve buna hazır olmaları gerektiğini belirten Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Hesen Koçer, halkın da kendi yönetimi ve savunma güçleri etrafında kenetlenmesini istedi. 

Türk devleti, 23 Kasım akşamından itibaren Kuzey ve Doğu Suriye’nin tamamını hedef aldı; sivil alanları, fırınları, elektrik ve su istasyonlarını, okul ve hastaneleri, rafineri ve atölyeleri bombaladı. Saldırılarda dün öğle saatleri itibarıyla 12 kişi  katledildi, onlarca kişi de yaralandı. Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Hesen Koçer, Türk devletinin saldırılarıyla ilgili ANF’ye konuştu.

İNSANSIZLAŞTIRMAK İSTİYOR

Türk devletinin ilk kez saldırmadığını, ancak her seferinde saldırılarını daha da arttırarak ve genişlettiğini belirten Koçer, bu saldırılarla esas amacın, Kuzey ve Doğu Suriye halkını göç ettirmek olduğunu söyledi. Koçer, “Çünkü ekonomik alanlarını, elektrik istasyonlarını ve fırınlar gibi halka hizmet üreten yerleri hedef alıyor. Halkı göç ettirmek ve bölgede demografik değişimi yaratmak istiyor. Türk devleti, Kürt halkını yok etmekte ısrar ediyor. Önce barış ve çözümden söz etti, sonrasında saldırılara başladı. Türk devletinin, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıların hiçbir sebebi de yok fakat Kürtlere karşı zihniyeti budur. Kürt olan herkes teröristtir ve öldürülmesi gerekir. Hangi Kürdistan parçasında olursa olsun Kürt’ün varlığını kendisine karşı bir tehlike olarak görüyor. Kürtleri katlederek Ortadoğu’da statü sahibi olmalarını engelleyeceğini hesaplıyor” dedi.

SOYKIRIM VE YIKIM SİYASETİ

Ortadoğu’da değişimler olmaya başladığını, Türk devletinin de  askeri, siyasi ve diplomatik olarak her kesimle ilişkilerini geliştirerek, Kürtlerin bu değişimden fayda sağlamaması için çalıştığını vurgulayan Koçer, şöyle devam etti: “Kürtlerin değil, kendisinin barış yanlısı olduğunu lanse etmeye çalışıyor. Oysa Kürtler 8 defa savaşı durdurdu ve barışı sağlamaya çalıştı. Buna rağmen Türk devleti, Kürtleri tasfiye etmekte ısrar etti ve bu ısrarını sürdürüyor. Aynı siyaset ve zihniyetle Kuzey ve Doğu Suriye’ye de saldırıyor. Bu şekilde hem halkı yerlerinden etmek hem de iradesini kırarak kazanımlarını koruyamaz hale getirmek istiyor. Kadın, çocuk ve yaşlı insanları katlediyor; köyleri ve evleri harap ediyor. Uluslararası yasa ve normlara göre savaş suçu işliyor. Tartışmasız soykırım ve yıkım siyaseti yürütüyor. Özellikle ABD ve Rusya’nın sessizliklerini bozması gerekiyor, yoksa soykırımın ortağı, onaylayıcı merci olmuş olurlar. Uluslararası güçler hangi sebeple Türk devletine hava sahasını açıyor ve saldırılarına göz yumuyor?”

DİRENME İRADEMİZ VE GÜCÜMÜZ VAR

Esasta bu kadar düşmanca ve pervasız saldırılarıyla  demokratik projenin tasfiyesini dayattığını kaydeden Koçer, “Türk devleti Kürt sorununun çözümüne hazır değil. Dediğim gibi soykırımda ısrar ediyor. Bu nedenle halkımızın da birliğini güçlendirmesi, yönetimiyle ve askeri gücüyle birlik içinde hareket etmesi gerekiyor. Bu şekilde onurumuzu koruyabiliriz. Bizler kesilmeye hazır kuzular değiliz. Kendi yönetimimiz ve savunma güçlerimiz var. Bizim bu soykırım saldırılarına karşı kendimizi koruyabilmemizin tek yolu, birlik içinde olmaktır. Kendi yaşamsal savunmamızı, siyasi savunmamızı, sistemimizin savunmasını, kültürel ve hatta fiziki savunmamızı birlikte yapmalıyız. Her bireyin kendisini buna göre hazırlaması gerekir. Direnemezsek yok olacağız. Bizim direnme irademiz; toplumsal ve askeri gücümüz de var” şeklinde konuştu.

ŞAM YÖNETİMİ TAVRINI NETLEŞTİRMELİ

Şam yönetiminin Türk devletinin saldırılarına karşı tavrının netleşmesini isteyen Koçer, “Şimdiye kadar tavrı net değil. Suriye topraklarına saldırıyor, Suriye vatandaşlarına saldırıyor, Suriye halkının ekonomik alt yapısına saldırıyor. Şam hükümetinin tavır göstermesi gerekir. Uluslararası güçlerin de bu saldırılara karşı tavır sahibi olması gerekir. Türk devletinin saldırılarından cesaret eden DAIŞ, fırsat olarak görüyor. Bunu dikkate almalılar” dedi. 

CİDDİ DEĞİŞİMLERE HAZIR OLMALIYIZ

Kuzey ve Doğu Suriye halkının şimdiye kadar taviz vermediğini; alanlara da çıkıp tepkisini gösterdiğini hatırlatan Koçer, şunları söyledi: “Elbette biz bu saldırılara karşı boyun eğmeyeceğiz. Bazı zorlanmalar yaşayacağız ama kendi onurumuzu, şerefimizi ve topraklarımızı da koruyacağız. Herkesin bu çaba içinde olması gerekir. Bu saldırılar bölge halkının iradesini kırmak içindir. Demokratik ulus projesini tasfiye etmek istiyor. Bölgede göç dalgası yaratmaya çalışıyor. Buna karşı da herkesin ciddi anlamda tavır sahibi olması gerekir. Biz direnmek için hazırız ve direneceğiz de. 12-13 yıldır Rojava Devrimi direniyor. Daha güçlü bir direniş ve mücadeleyi göstermeye hazırız. Tekrar söylüyorum; halkımız kendi yönetimi ve savunma güçleri etrafında kenetlenmeli, çünkü bölgede çok ciddi değişimler olacak. Bizim buna hazır olmamız gerekir.”