Dosyamızın bu bölümünde Rojava Özerk Bölgesi’nin Kobanê Kantonu, Ekim 2019’dan bu yana Türk devleti işgali altındaki Girê Spî’yi ve sürekli saldırılarla gündeme gelen stratejik konumdaki Eyn Îsa’yı ele aldık.
DİRENİŞİN KENTİ KOBANÊ
Riha’nın Pirsus ilçesi karşısında bulunan Kobanê, Rojava’da devrimin gerçekleştiği ilk kent. Firat Nehri’nin 30 km batısında Suriye’nin Halep kentine 150 km uzaklığındaki Kobanê, 3 bin 3 km² yüz ölçümüne sahip. 1910 öncesine kadar yerleşim yerlerinin Kaniya Murşîd ve Kaniya Ereban (Reqa) kırsalında yaşayan Arap göçebelerin yaz aylarında bu çeşme etrafına yerleşmelerinden bu isim verilmiş) adlı iki köy olarak isimlendiriliyor.
Şovenist zihniyetteki Baas rejimi Arap Kemeri politikaları kapsamında Kobanê’nin adını Ayn Al Arap olarak değiştirmişti. Kent, 1921 yılı öncesine kadar Riha’nın Pirsus ilçesiyle bir. Kurdistan’ı bölen anlaşmalarla sonradan Halep’e bağlanıyor.
5 ilçe (Sirîn, Şêxler, Çelebî, Qinê ve Şêran) ve 366 köyden oluşan kentin nüfusunun yüzde 90’ı Kürtlerden oluşurken Ermeniler ve Araplar da yaşamaktadır.
Kobanêliler, su kuyusu vb. çalışmalarından ötürü halk arasında ‘Kuyucular’ namına sahip.
Devrim öncesine kadar rejimin Kobanê politikalarından dolayı kent sakinleri çalışmak için Halep, Şam ve Reqa gibi bölgelere gitmiştir. Günümüzde de bu bölgelerde iş göçü için giden Kobanêliler yaşamaktadır. Tarım ve hayvancılığın yanı sıra ticaret de kentin merkezi geçim kaynağı olmuştur. 27 Ocak 2014'te özerkliğin ilan edildiği Kobanê Kantonu, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin Firat Bölgesi örgütlülüğü için de önemli bir kent.
Kobanê, 2014-2015 yılları arasında sergilenen destansı direnişle DAİŞ terörünün yenilgi sürecini başlatmasından dolayı tüm dünyanın dayanışma içerisinde olduğu bir kent. Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik Güçleri ve Kobanê Askeri Meclisi tarafından güvenliği sağlanan kentin Bakûrê Kurdistan sınır hatlarında ise Şam hükümetine ait güçler bulunmaktadır. DAİŞ’in yenilgisinin ardından Türk devleti, ‘İntikam alırcasına’ kente dönük bir yandan sürekli tehditler savururken bir yandan da karadan ve özel psikolojik saldırılar düzenlemektedir.
İŞGAL ALTINDAKİ GİRÊ SPÎ
İsmini kentin doğusundaki Girê Spî (Beyaz Tepe) tepesinden alan kent 1920’li yıllarda inşa edilmiştir. Öncesinde Kürt, Arap ve Türkmen göçebelerin yaz aylarında hayvanlarını otlatmak için geldiği bir yerdir. Köylerden oluşan kent, Fransız sömürgesi sırasında bir kasabaya dönüşmüş ve Reqa vilayetine bağlanmıştır. Milan ve Berazî gibi Kürt aşiretlerinin yaşadığı bir bölge iken 1915 yılında Osmanlı imparatorluğunun Ermeni ve Süryanilere dönük gerçekleştirdiği soykırımlar sırasında kaçanlar da Girê Spî’ye gelir. Hatta Girê Spî’de bir soykırım kampının bile olduğu söylenir. 1970 yılında Baas rejiminin Arap Kemeri projesinin uygulandığı kentte yaşam çok zorlaşmıştır. Kentte barış içerisinde yaşayan özellikle Kürtler ve Araplar arasında fitne çıkartılmaya çalışılmıştır. Cizîr ve Firat bölgelerini birbirine bağlayan kente bağlı köylere dönük yapılan baskı politikalarından dolayı çok sayıda Kürt göç etmek zorunda kalmıştır.
Suriye İç Savaşı’nın başlamasının ardından Ceyşul Hur ve El Nusra gibi radikal gruplar kente saldırdı. Ardından kent, diğer ortakları olan DAİŞ’e devredildi. 2014-2015 yılları arasında Kobanê’ye dönük yapılan saldırının lojistik ve mühimmat desteği, Türkiye-Musul-Reqa arasında DAİŞ elemanlarının, cephane ve lojistiğinin en önemli ikmal merkezi oldu. Girê Spî'nin Bakurê Kurdistan sınırında bulunan Akçakale Sınır Kapısı da Türk devletinin DAİŞ’e gönderdiği yardımlar ve Rojava petrolünün Türkiye’ye gönderilmesinin geçiş güzergahı oldu.
26 Ocak 2015 tarihinde Kobanê’nin özgürleştirilmesiyle birlikte bölge halkının çağrısı üzerine YPG ve YPJ güçleri, Girê Spî’yi özgürleştirmek için atağa geçti. 15 Haziran 2015 tarihinde DAİŞ çetelerinden özgürleştirilen kentte 22 Ekim 2015 tarihinde Demokratik Özerklik ilan edilerek, kentin yönetimi halka devredildi. Girê Spî, DAİŞ’in elindeki ve bayrak diktiği ilk özgürleşen kent oldu. Demokratik Ulus ideolojisiyle ortak huzurlu yaşam merkezine dönen Girê Spî üzerine dört yıl sonra yeniden kara bulutlar çöktü. Türk devleti uzun süredir tehdit ettiği kente 9 Ekim 2019 tarihinde “Barış Pınarı” adıyla işgal harekâtı başlatarak Girê Spî’yi işgal etti. Dört yıldır işgal altında olan kent, Türk devleti ve güdümündeki çete gruplarının işkence, katliam, hırsızlık, tecavüz ve talan haberleriyle sürekli gündeme geliyor.
EYN ÎSA
Halep ve Irak arasındaki uluslararası M4 otobanı üzerine yer almaktadır. Reqa, Minbic ve Til Temir’i birbirine bağlayan Eyn Îsa, Suriye İç Savaşı’nın ardından DAİŞ çeteleri tarafından işgal edildi. Temmuz 2015 tarihinde YPG ve YPJ güçleri tarafından tamamen özgürleştirilen kent, Türk devletinin Ekim 2019’da başlattığı işgal saldırılarına kadar Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin merkezi idare binalarının bulunduğu yerdi.
İşgal edilene kadar Girê Spî’ye bağlı bir ilçeydi ve bu şekilde örgütleniyordu. Şu anda ise Rojava ve Türk işgali altında bölgeler arasındaki sınır bir ilçeye dönüşmüş durumda. Stratejik bir öneme sahip olan Eyn Îsa, Türk devleti ve güdümündeki çete gruplarının saldırılarıyla sürekli gündeme geliyor. İşgalciler, Eyn Îsa’yı da ele geçirerek uluslararası M4 otobanında kontrolü ele geçirmek istiyor. İç Güvenlik Güçleri ve Demokratik Suriye Güçleri (QSD) tarafından güvenliği sağlanan kentte Şam hükümeti ve Rus güçlerine ait üsler de bulunuyor.
YARIN: Küçük bir coğrafyada evrensel bir devrim: Rojava – V- Efrîn Kantonu